Biz Müslümanlar izzetli olmak istiyoruz demekle izzetli olunmaz. Her şeyin olduğu gibi bunun da bazı şartları vardır:
Müslümanlar aralarında hiçbir din sömürücüsü alçak, arivist=ikbal avcısı, bedevî, holigan, militan, fanatik barındırmayacak; hizmetler ve faaliyetler vasıflı, ahlâklı, muktedir, ehliyetli, ihláslı, faziletli elemanlara gördürülecek.
Suriye Müslümanları birleşik olsaydılar bugünkü duruma düşmeyeceklerdi. Demek ki izzetli olmanın en önemli şartlarından biri de birlik olmaktır. Senin şeyhin benim şeyhim dedikçe daha çook kötek yer, daha çok sürünürüz.
Birleşmek için önce bunun yàni ittihadın niyeti olacak… Bu konuda cemaatler, tarikatlar, gruplar arasında temaslar başlayacak, müzakereler yapılacak. Din âlimleri ve hukukçular birleşme nasıl olacak planlarını yapacaklar. En sonunda, Türkiyedeki bin gruptan en az yüz’ü birleşecek.
Temsil makamında olan kerli ferli Müslümanlar, hatırı sayılır ağabeyler kesinlikle aktif siyasette bir rol almayacak, siyasetin üzerinde kalacaklar. “Bizim şeyh falan partiye oy verilecek dedi” devri bitirilmelidir.
İmam Hatip Okulları gibi din hizmetlisi yetiştiren okullar da siyasetin arka bahçesi olmaktan çıkarılmalı, bu okullarda diğer okullardan her yönüyle farklı ve kaliteli bir eğitim ve öğretim verilmeli, binaları, helâları, sıraları ve diğer ders araç gereçlerine kadar her şeyi çiçek gibi olmalıdır.
İmam Hatip hocaları da, talebeleri de ahlâken toplumun en temiz insanları olmalı, öğrencileri dinden soğutan lâ’net hocalar bu okullardan atılmalıdır..
İmam Hatiplerle olmuyorsa Müslümanlar kendi özel İslâm mekteplerini açacak, bunların her biri de İngilterenin Eton Kolejine benzeyen birer İslâm koleji olacak, bütün öğrencilerin vakit namazlarını, okul camiinde, okul imamının ardında kılması mecburî olacak.
Müslümanların iş dünyasında; iktisat, ticaret, sanayi sektöründe eski ahîlik ve fütüvvet ahlâkının hâkim olması için gayret gösterecek.
Bu anlattıklarımız hayata geçirildikçe, reformcular, dinde güncelleştirmeci ve sair sapıklar, Afganîciler, Fazlurrahmancılar, Mevdudiciler, Kemalîler, Dehriler, Batinîler, din baronları, Gizli Yahudiler, Gizli Ermeniler hareketlenecek, Müslümanların bir birini yemesi birliklerinin dağılması için türlü tertipler yapacaklardır. Lâkin Müslümanlar birliği insî ve cinnî şeytanlara rağmen hayata geçirilmeli, devam ettirmelidirler. Zira Müslümanlar için en hayatî konu budur.
Türkiye Müslümanları birleşmezse ve İslâm dünyasını da birliğe katılmaya davet etmezlerse sonumuz Suriye Müslümanlarından daha feci olur.
Ümmetin başında bulunan İmam-ı Kebir ve çevresi, dinî hizmetlerinden dolayı dünyalık edinmeyecek!. Edinen olursa alçaktır, şerefsizdir, haindir.
Allahü Teala birlik istiyor, Resulullah (Salat ve selam olsun ona) birlik istiyor, akl-ı selim ve hikmet birleşin diyor… Birlikte; ittihad, tesanüd ve vifakta hayat var, izzet var, hürriyet var… Tefrikada, parçalanmışlıkta zillet, esaret, hakaret, sürünmek, ölüm var.
Birik partiyle olmaz. İş partiye bağlandı mıydı, birlik falan kalmaz. Adı üstünde parti yàni parça…
Büyük birlik; dâva birliğidir, inananların, vatanseverlerin, namusu ve şerefi gâvurun emrinde olmaya mani olanların birliğidir.
Birlik ayrılıktansa ölmeyi tercih edenlerin birliği olmalıdır. 22.04.2021
YORUMLAR