Berat Albayrak’ın İstifası ve Ekonomi
Hasan Amca ile Çubuklu’da buluştuk. Gösterilen Masada karşılıklı oturduk. Çok mutlu görünüyordu…
– Merhaba Ahmet Bey,
– Merhaba Hasan Amca,
– Ahmet Bey, kendini tanıtmadın ama yazılarını takip etmek için internet gazetelerini taradım. Burada konuştuklarımızı, köşende okudum.
– Hasan Bey, bilginiz olmadan yorumlarını yazdığım için kızdınız mı?
– Hayır kızmadım. Tersine çok mutlu oldum. Çünkü bazı konuları cesaretle yazdığın için, tam aradığım kişi, dedim. Çünkü ne yandaş medya gibi ne de tetikçi medya gibi olaylara bakmıyorsun. Ama daha cesaretli olabilirsin…
Ahmet Bey, şu konuyu da sorabilir diye düşündüğüm için ABD’de deki ve Avrupa’daki dostlarımın, akademisyen arkadaşlarımın yorumlarını almak için arıyorum. Yani dersime çok iyi çalışıyorum…
Bildiklerim, düşündüklerim, yorumlarım neşredildiği için mutlu oluyorum. Çünkü okuduklarımı, bildiklerimi, tecrübelerimi, halkım ile paylaşma imkânı bulduğum için çok mutluyum…
İnsanlar, magazin türü haberler ile ilgileniyor. Dedikoduyu çok seviyor. Vakıf olmadığı konu hakkında hayal üretiyor. Bilgiçlik taslıyor. Varlığını, kimseyi beğenememek üzerine kuruyor. Dolayısıyla halkı, bilimden ve mantıktan uzak tutuyor.
Adam Uluslararası Sermayenin finans sisteminin nasıl işlediğini bilmediği için hele de muhatap aldığı kişiyi sevmiyor ise bütün kötülüklerin kaynağını döner dolaşır sevmediği kişiye bağlar. Sevmediği kişinin veya yönetiminin etrafında bir çember oluşturur. Bütün kabahatleri o çemberin içinde arar. Ona göre tasarladığı çemberin içindeki liderin hiç iyi tarafı yoktur…İşte bu gibilerle siyaset konuşuyoruz…
İki kişi yanlış düşünür, objektif düşünemez.
1. Biri aşıklar,
2. Nefret edenler.
Bu iki kişi, doğruyu görmek istemez, hep komplo teorisi üretir. Kurguladıklarının doğru olduğunu zanneder ve herkesin inanmasını da ister. Bazen de senin yazdıklarını sana anlatır. Bu özellikleri bazı siyasilerde ve medya mensuplarında çok görüyoruz…
– Çok güzel tanım yaptınız. Galiba Berat Albayrak’ın istifa olayında dediklerinin hepsini gördük… O bazıları, Uluslararası finans sistemini tartışamadığı için işin magazin yönünü tartışıyor.
Hasan Amca, yurt dışında çalıştığı kurumları anlattı. Yurt dışında ekonomi okuduğunu, yüksek lisans yaptığını, siyaset bilimi konusunda doktora yaptığını anlattı. İki yabancı dil biliyor. Türkiye’yi Avrupa basınından takip ediyor. Olaylara yandaş medya veya tetikçi medya gözüyle bakmıyor. Batı’dan, Türkiye’ye bakıyor. Benim de ufkumu açtı…Milli düşünen birisi…
– Ahmet Bey, bugün ne konuşalım?
– Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ı konuşalım.
– Yanı ekonomiyi konuşacağız.
– Evet, Küresel Finans Mekanizması nedir?
– Daha önceki sohbetlerimizde Küresel Sermaye veya Küresel Mafya veya Küresel Çete demiştik. İşte Küresel Finans Mekanizması, Küresel Sermayenin sömürü sistemidir.
Küresel Finans Mekanizmasını anlamadan, bir ülkenin ekonomisini anlamadığımız gibi Berat Albayrak’ın istifasının nedenini de anlamak mümkün değildir. O halde Küresel Finans Mekanizması ne demektir diye bir soru soralım?
Küresel Finans Mekanizması; insanları, devletleri borçlandırmaya dayalı sistem demektir. Küresel Sermaye, devletleri ve halkları ne kadar çok borçlandırırsa kendini o kadar çok başarılı görür…
Batı’da ekonomi okuyan akademisyenler, faizi artırın diye akıl verir. Olumsuz eleştiri yapar. Yöneticileri yerden yere vurur. Sonunda dedikleri tek kelâm, faizi artırın. Onlara göre faizi yükseltirsen, ekonomi düze çıkar. Savundukları başka bir konu vardır. Merkez bankası bağımsız kalmalıdır. Devlet müdahale edemez, anlayışını kabul ettirmeye çalışırlar…
– Faiz artırmanın ne gibi zararları vardır?
– Çok büyük zararları vardır. Önemli olan iki tanesini söyleyelim:
1. Faizi artırın demek, insanları veya devleti borçlandırın demektir.
2. Faizi artırın demek, ülke içindeki ve dışındaki Küresel Sermayenin finansörleri ve uzantıları, devlete faizle para vermesi demektir…
Küresel Sermayeye, devletlerin ve halkların toplam 260 trilyon dolar borcu vardır.
ABD’nin, Küresel Sermayeye 22 trilyon dolar borcu vardır. Almanya, Japonya, Kore, Çin, Rusya gibi hatırı sayılır devletlerin Küresel Sermayeye borcu vardır. Yani Küresel Finans Mekanizması herkesi borçlandırmıştır. Dolayısıyla sistemin devam edebilmesi için merkez bankalarının bağımsız olmasını ister. Birisi kalkıp, faizleri artırın ve merkez bankası bağımsız olsun derse anlayın ki Uluslararası Sermayenin taşeronudur.
– Merkez Bankasının bağımsız olması ne demektir?
– Uluslararası Sermaye, bütün devletlerin merkez bankalarına ortaktır. ABD eski başkanlarından John Fitzgerald Kennedy, merkez bankası bağımsız olmaz. Merkez Bankası, devletindir. Kennedy, Merkez Bankasını ABD’ye bağladı ama Kennedy, öldürüldü.
Küresel Sermayeye göre Merkez Bankasının bağımsız olması demek, devletin karışmaması demektir. Küresel Sermayenin görevlendirdiği kişilerin, müdahale etmesini bağımsızlık olarak tanımlar…Küresel Sermayenin bizdeki taşeronları, illa Merkez Bankası bağımsız olsun, hükümet müdahale etmesin. Faizleri yükseltin…
– Hükümetin, Merkez bankasına müdahale etmesi doğru mudur?
– Doğrudur. Çünkü yatırımı yapacak olan hükümettir. Yabancı sermayeyi yurt içine getirecek hükümettir. Gelir gideri ayarlayacak olan hükümettir. Bütçeden sorumlu olan hükümettir. Dolayısıyla faiz ile hükümet oynar. Faizi yükseltmek ve düşürmek hükümetin işidir. Düşünün, hükümet yatırım yapacak, bütçeyi hazırlayacak, faizi başkası belirleyecek. Olmaz öyle şey…
Hükümet merkez bankası ile istihbaratıyla, kurumlar ile bütünlük içinde olması için milletten yetki aldı… Hükümet, kurumlara, bakanlara hâkim olması gerekir. Bakan, geçmişte deprem bölgesine sadece teftişe giderdi…Şimdi afetlerde bakan, işçi gibi çalışıyor…Bu gibi davranışlar bile piyasaya güven verir.
Küresel Finans Mekanizması Yani Ulusal Sermaye:
1. Ülkelerde merkez bankası sistemini kurmuştur.
2. Kredi derecelendirme sistemini kurmuştur.
3. Londra’da, faizi belirleyen bir ofis kurmuştur. Devletlerin Merkez bankalarını bu ofisten yönetiyor.
Ulusal Sermaye diyor ki:
1. Finans konusunda kurduğumuz sisteme biat edin.
2. Merkez Bankası devletinize bağlı değildir, bize bağlıdır…
Bu nedenle Uluslararası Sermaye, merkez bankalarını yönetebilmek için bağımsız olmasını ister…Bizdeki taşeronlar da birilerine kızdığı için veya iktidar olabilmek için Merkez Bakasının bağımsızlığını ve faizlerin yükseltilmesini ister.
Şunu anlayalım: Merkez Bankası bağımsız olsun mantığı aldatmacadır!
Bugün Türkiye, uluslararası Sermayenin mekanizmasından kurtulmak için gayret ediyor ama çok zorlanıyor. Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanı olmasına Uluslararası Sermayenin Finans çevreleri karşı çıktı. Çünkü Türkiye’de Merkez Bankasının bağımsızlığı engelleneceği korkusu olduğu için. Bu nedenle Batı, yaptırımlar uyguluyor.
Merkez Bankasının Başkanının değişmesi sürecinde Uluslararası finans çevreleri, feveran eder. Merkez Bankası Bağımsızdır, hükümet karışamaz, Merkez Bankasına siyasi yaklaşılmaz… Uluslararası Sermayenin bizdeki uzantıları da Uluslararası Sermayenin müziğini mırıldanıyor…
Uluslararası Sermaye istediği zaman faizi artırabilmek için Merkez Bankasının devlete değil, Uluslararası Sermayeye bağlı olmasını savunur. Daha sonra Kemal Derviş gibi birisini gönderip istediği gibi faizlerin artırmasını sağlatır ve IMF’ye borçlandırır…
Uluslararası Sermaye, devletleri hile ve entrika sonucunda IMF’ye borçlandırıyor. Bizdekiler de illa IMF’den borç alalım diye diretiyor. IMF’den borç alalım diye bağırmak, Uluslararası Sermayeye yeşil ışık yakmak demektir.
Evet, dünyada ekonomi sistemi bu şekilde yönetiliyor. Uluslararası Sermayenin sistemi ile mücadele ettiğin zaman zor durumu göze almalısın. Nitekim de öyle oldu… Zorlanıyoruz.
Her ay faizi yükselttiğimiz zaman, merkez bankasına müdahale etmediğimiz zaman, Küresel Sermayenin istediği finans kurumlarına borçlanma konusunda ses çıkarmadığımız zaman; Küresel Sermaye, bize ekonomi baskı yapmaz, işler tıkırında gider…
Küresel Finans mekanizmasının nasıl işlediğini anladıktan sonra diğer konuya geçelim.
– Diğer konu Berat Albayrak’ın İstifası. Bu Konuda ne düşünüyorsunuz?
– Berat Albayrak’ın istifası hakkında çok şeyler söyleniyor. Söylenenlerin hepsi asılsız. Çünkü söylenenlerin hiç birisi Küresel Finans mekanizmasının mantığına uymuyor. Mantığa uymayan dedikodular hangileridir?
1. Berat Albayrak, Naci Ağbal ile yumruklaşmış…
2. Merkez Bankasının Müdürü görevden alındığı zaman Berat Albayrak’a sorulmamış…
3. Bakan istifa ettikten sonra Sadık Albayrak AK Parti’den istifa etmiş.
4. İki aile arasında çok büyük gerilim varmış.
Yukarıda saydığımız dört maddeye benzer söylemler tamamen dedikodu. Sistem ile alakalı değildir. Çünkü Küresel Finans Mekanizmasının nasıl işlediğini bilmeyenlerin dedikodularıdır. Gelelim asıl konuya?
– Berat Albayrak neden istifa etti?
Sistemi anlattım. Şimdi bu sistem etrafında konuşalım…
1. Donald Trump gidiyor, Joe Biden geliyor. ABD’de de ekonomi yönetiminde değişiklik söz konusudur.
2. Donald Trump’un damadı Jared Kushner ile Berat Albayrak’ın iletişimi iyi olduğu için Ankara, Trump yönetimiyle bir şekilde uzlaşıyordu. Şimdi ABD’deki yönetim değişikliği, bu durumu avantajdan dezavantaja dönüştürebilir.
3. Joe Biden, Halk Bankası konusunu gündeme getirecek. Çünkü Halk Bankası ile Uluslararası Sermaye çok ilgileniyor. ABD’de de Merkez Bankası eski başkanı Murat Uysal ile Halk Bankasının adı birlikte zikrediliyor. Halk Bakasının yanında Murat Uysal da kabahatli gösteriliyor. Yani bu kadro ile devam edilirse sıkıntılar çoğalacak. Zaten küresel finans mekanizması ile mücadele ediyorsunuz. ABD’deki değişim neticesinde bu ekiple mücadele edilmez.
Berat Albayrak’ın istifasını Cumhurbaşkanı mı istedi yoksa Berat Albayrak mı istifa etti yoksa istişare neticesinde alınan bir karar mıdır? Sorularını tartışma yerine istifanın zamanlaması doğru mudur? İstifanın zamanlaması doğru ise neden doğrudur? Ekonominin yeni yönetimi Uluslararası Sermayenin Finans Mekanizması ile mücadele edebilecek mi? Sorularına cevap aramalıyız ve bu çerçevede tartışmalıyız. İki aile arasına fesatlık sokmak, kimseye fayda sağlamaz…
ABD’deki yönetim değişimini ve Küresel Sermayenin finans mekanizmasını iyi okursak istifanın nedenini tahminde zorlanmayız. Bazıları ailede bir çatlaklık olduğunu veya Berat Albayrak’ın Cumhurbaşkanına diklendiği şeklinde lanse edenler sistemi bilmediklerinden ve tartışamadıklarından kaynaklanıyor. İşin aslını onlarda biliyor ama fesatlık olsun diye çökertmeyi hedefliyor. Bazı insanlar magazin türü haberleri seviyor. İşin kaynağına inen yok…
– İşin aslı nedir?
– Uluslararası Sermaye diyor ki;
1. Kişileri değiştirerek bizi kandırmayın…
2. Uluslararası Finans Mekanizmasına biat edeceğinize dair teminat istiyoruz…
Türki’ye ile Uluslararası Sermaye arasındaki mücadele bakalım nereye kadar gidecek?
İstifa olayına Uluslarası Finans Mekanizması açısından bakmalıyız. Magazin türü tartışmalar bizi asıl konudan uzaklaştırır ve vakit kaybettirir. Magazin türü haberler üretmek, konuyu itibarsızlaştırmak demektir. Başkalarının kabahatlerini kapatmak demektir.
Selam ve saygılarımla…
YORUMLAR