Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Birliği’nin 26 Aralık 1991’de dağılıp tarihe karışması ile birlikte Rusya Federasyonu’nun bağımsızlığını ilan etmesi Rusya’nın çöküş sınırında olan ekonomisini kurtarmaya yetmemişti. Sovyetler Birliği döneminde başlatılan tüm yatırım programları ya durdurulmuş ya da iptal edilmişti. Bunlardan biride savunma sanayine ait yatımlardı. Sovyetler Birliği’nin dağılması neticesinde yaşanan büyük ekonomik buhranlardan dolayı S-400’ün geliştirilmesine 1993 yılında başlanmasına rağmen savunma sanayine ayrılan bütçeden çok ciddi kesintilerin yapılmasından dolayı S-400 projesinin tamamlanması oldukça uzun zaman aldı. S-400 hava savunma sistemi ancak 2007’de Rusya’nın silah envanterinde yerini aldı. Dünyanın en iyi hava savunma sistemlerinden biri olarak gösterilen S-400, savaş uçakları, radar tespit ve kontrol uçakları, taktik, operasyonel-taktik balistik füzeler ve diğer gelişmiş hava saldırısı araçlarını imha etmek üzere tasarlandı. S-400, 600 kilometre uzaklıktaki hedefi algılama özelliğine sahip ve saniyede 4,8 kilometre hızla füze gönderilebiliyor. Sistem, hedefe 10 saniyeden daha az sürede tepki veriyor. Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemine kavuşmasıyla birlikte, Ortadoğu havzasının birçok alanı ile Ege dâhil olmak üzere Doğu Akdeniz, Karadeniz, Doğu-Güneydoğu Anadolu, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinin hava güvenliğini tamamen sağlamış olacaktır. Başta Suriye ve Irak olmakla birlikte İran’ın ABD ile çekişmesi Yunanistan’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile birlikte Doğu Akdeniz’deki Bizans modeli entrikaları ülkemizin sınırlarını ateş çemberine dönüştürmüş durumda. Yakın bölgelerden yaşanan bu meselelerden dolayı S-400’lerin ülke topraklarına konuşlanması Milli güvenliğimize dair en ciddi tehditlerin önüne set çekilmiş olunacaktır. Bu set ile Ortadoğu havzasının birçok alanı ve Doğu Akdeniz’deki denklemler değişecek, Türkiye bu denklem neticesinde güçlü ve söz sahibi bir ülke olduğunu bir kez daha dünyaya haykırmış olacaktır. İşte üst aklın bütün dengelerini özellikle son 15 yıldır alt üst eden Türkiye’nin önüne set çekmek isteyen başta ABD ve avenelerine birde NATO eklenmiş oldu. S-400’ler Ankara’ya gelmesi ile dost düşman belli oldu. Etrafı bakınca pek dost görünmese de çokça düşmanı bir kez daha şu fani gözlerle görmüş olduk. Dış basın dünyaya “acil” koduyla S-400 Hava Savunma Sistemleri’nin gelişini duyurdu. Amerikan yayın kuruluşu CNN International, S-400’lerin Ankara’ya gelmeye başlamasının Türkiye’yi ABD yaptırımlarına daha da yaklaştırdığını yazdı. Amerikan Washington Post (WP) gazetesi de ‘son dakika’ haberinde, “Türkiye’nin ABD ve NATO’nun uyarılarını hiçe sayarak S-400’lerin ilk parçalarını aldığını” aktardı. NATO bu kanunsuz ve ayrıştırıcı söylemlerde eksik kalır mı hiç hemen skandal bir açıklama yaptı. Türkiye’ye S-400’lerin sevkiyatı için ‘endişeliyiz’ diyerek tarafını bir kez haksız yandaşlardan yana kullanmış oldu. Çünkü NATO Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alması eleştirilirken, NATO üyesi olan Yunanistan, Bulgaristan ve Slovakya, Rus yapımı S-300’leri yıllardır kullanıyor zaten. Yunanistan, S-300 sistemlerini, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bu sistemi almaya karar vermesi nedeniyle ortaya çıkan krizden sonra aldı. Rum yönetimi 1998’de Rusya’dan S-300 hava savunma sistemi satın almaya karar verdi. Rum kesimine yerleştirilmek için alınan S-300 PMU-1, Türkiye’nin şiddetli itirazı ve baskısından dolayı adaya yerleştirilemedi ve Yunanistan’a devredildi. Girit Adası’nda bir depoya koydu. NATO ve ABD ile gerginlik yaşamamak için S-300’leri depodan çıkartmak istemediği düşünülen Yunanistan, yıllar sonra S-300’leri kendi ulusal hava savunma sistemine entegre etme kararı aldı. Uluslararası basında 2014 başında çıkan haberlere göre, Yunanistan Hava Kuvvetleri, 2013’te Girit Adası’ndaki NATO’ya ait tesislerde “Beyaz Kartal” isimli askeri tatbikat sırasında S-300’leri test etti. NATO üyelerinden bu teste eleştiri gelmedi. Bunun yanı sıra ABD’nin de geçmişte S-300 hava savunma sistemlerini “öğrenmek için” satın aldığı biliniyor. New York Times gazetesinin 24 Aralık 1994’teki haberine göre, ABD S-300’ü incelemek ve kendi yapımı Patriot sistemlerini geliştirmek amacıyla gizlice bir adet S-300V sistemi satın aldı. NATO ülkesi Yunanistan, Bulgaristan ve Slovakya elinde Rus yapımı S-300 bulundururken, ABD yine bir NATO üyesi Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemini satın almasına tepki göstermesinin tek bir sebebi var güçlü bir TÜRKİYE istememeleridir. NATO en stratejik üyelerinden birisi olan Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşmasından tedirgin ve kaygılı olduğu için Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemlerinin hiçbir şekilde NATO’nun mevcut savunma ve radar sistemlerine entegre edilemeyecek olmasını bahane ederek bu sürece karşı çıkmaktadır. ABD’de NATO ile aynı kaygıları hesaplamasının yanı sıra bir de ticari yönünü düşünüyor. Dünyada ki silah tekelciliğini elinde tutmak istiyor savunma sanayisinin en önemli müşterilerinden olan Türkiye’nin Rusya ile ticaret yapmasını istemiyor. Bununla birlikte uzmanların ortaya koyduğu tezlere bakıldığı zaman Türkiye’nin de ortak üretim programında yer aldığı ve konuşlandıracağı 5. kuşak savaş uçağı F-35’lerin hassas ve üstün özelliklerinin S-400 hava savunma sistemi tarafından ele geçirilebilecek olması kaygısı ABD’yi hem Türkiye’ye çeşitli ekonomik ambargolar uygulaması yolunu açmış hem de Türkiye’nin F-35 projesinin dışında bırakılması ve parasını verdiği uçakların teslim etmeme konusunda sürekli tehditler savurmasına sebep olmuştur.
Bütün dünya şunu artık bilmelidir ki TÜRKİYE eski TÜRKİYE değil.
YORUMLAR