Doğrusunu isterseniz ülkemiz genelinde yapılan tüm seçimlerde veya herhangi bir partinin taraftarı olurken, sanıyorum sözel bir toplum olduğumuzdan mıdır nedir, ilgilendiğimiz partinin programını okumak, araştırmak, sorgulamak gibi bir alışkanlığımız olmayınca…
Sadece vaatlere, seçim döneminde verilen sözlere inanarak bu konudaki kararımızı vermekteyiz.
Böyle olup o sözlerin tam tersi bir uygulamayla karşılaşınca da haliyle toplum olarak örgütlü bir tepki koymak değil de, çareyi feryat etmede, elim kırılsaydı gibi sözlerle geçiştirmede buluyoruz ya…
Bu durumda genel bir bakış açısıyla çok fazla bir ayrıntıya girmeden partilere, onların ideolojilerine bakmak da haliyle zorunlu oluyor.
Birileri ideoloji falan deyince de hemen kendince, bizim parti Müslümanları temsil ediyor…
Ya da biz Atatürk’ün partisiyiz gibi söylemlerde bulunabilir ama bu bir siyasi partinin ideolojisi değil…
Öncelikle bunda net olmamız gerekiyor.
Çünkü bu tür söylemler tamamen görüntüdür.
Bir partinin gerçekten ideolojisini ülkeyi nasıl yöneteceğini anlamak istiyorsanız ilk yapılması gereken şey, parti programını okumak, araştırmak ve sorgulamaktan geçmektedir.
Ancak bu şekilde o partinin seçildiği dönem boyunca neler yapıp neleri gerçekleştirmeyi hedeflediğini anlayabilirsiniz.
Diğeri; yani söylemle karar vermek, sizi her seferinde yanılgıya, ülkeyi belki de uçuruma götürebilir ama ne yazık ki, siz hiçbir zaman bunun farkında olmazsınız…
Buradan yola çıkarsak…
Partiler hangi tür söylemde bulunurlarsa bulunsunlar, hangi düşünceyi savunduklarını söylerlerse söylesinler gerçekte bunlar hiç bir şey ifade etmemektedir.
Asıl bu konuda bizi ilgilendiren şey partinin söylemleri veya oy almak için bazı kesimlere şirin gözükmesi değil…
Ülkeyi siyasi ve ekonomik olarak nasıl yöneteceği…
Bunlar aslında gizli, saklı falan da değil, tüm partilerin programlarında üstelik çok açıkça da yazılmaktadır…
Bizi burada asıl ilgilendiren şey siyasi olarak o partinin ülkeyi ulusçu bir anlayışla mı?
Yoksa neoliberal bir şekilde mi yönetmek isteyip istemediğidir…
Biliyorum kafanız karıştı şu kadarını söyleyim, bugün ülkemizdeki tüm siyasi partiler bir anlamda Osmanlının son dönemlerinde kurulan partilerin devamıdırlar.
Bu sadece bizim ülkemizde değil, tüm dünyada da böyledir.
Çünkü toplumda çeşitli sınıflar vardır ve mevcut partiler onların herhangi birinin çıkarını savunmaktadırlar. Bunu söylerken ilgili partilerin dini veya laik ya da milliyetçi söylemleri sizi asla yanıltmasın. aslolan ekonomik ve siyasi program olup buna göre toplumda hangi sınıfın, kimlerin çıkarını savunup, desteklediğidir.
Zaten bunları görüp fark etmeye başladığınız zaman çok yol kat etmişsiniz demektir yoksa inanın oy kullandığınız her seçim sizin için sadece zaman kaybı olacaktır.
Aslında bu iki farklı yönetim anlayışına sahip olan partileri ülkemizde ve dünyanın tüm ülkelerinde görmek mümkün
Bunları pek çok söylemlerinden de tanıyabilirsiniz
İsterseniz kısa bir tanımla, öncelikle de ulus esaslı yönetim anlayışından başlayalım…
Ulusçu anlayışa göre “Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur.” Bu söz o tür bir yönetim anlayışında sadece meclis duvarında olan bir yazı olmayıp…
Siyasette…
Ticarette…
Tarımda…
Sanayide…
Hatta karada…
Havada, denizde Türk ulus devleti egemenliği anlamına gelir ve hiç bir şekilde bu egemenlik parçalanıp bölünüp başka bir ülkeye özel bir şirkete…
Veya devlete devredilemez…
Yani bu anlayışla limanlarınızı, havaalanlarınızı, madenlerinizi kısacası hiçbir şeyinizi tamamen yabancılara devredemezsiniz. Sizden önce devredilen varsa da tekrar millîleştirirsiniz.
Neoliberal anlayış ise aslında tam da bunun zıddıdır, buna göre devlet mutlaka küçültülmeli ve sözde devletin asli görevi olan güvenlik ve adalet dışındaki her türlü yükümlülük eğitim de dahil olmak üzere başka devletlere, kurumlara, kişilere devredilmelidir.
Bu anlayışa göre devlet sadece denetler…
Tabi insan düşünmeden edemiyor…
Her türlü ekonomik varlığını yabancılara teslim eden bir devletin, sahi bağımsızlığı ne olacak?
Nasıl bağımsız karar alacak?
Ya da alabiliyor mu?
Yabancı şirketlerin, devletin aldığı herhangi bir karar karşı tepki gösterip çekilmeleri tehdidine karşı denetim nasıl olacak?
Elbette olamaz, zaten bu tür bir anlayışa sahip partiler Türk üst yani ulus kimliğine karşı olup hemen her şeyi meta olarak gördüklerinden olsa gerek, vatan diye bir kavramın tanınmayıp, üzerinde yaşadığımız toprakların sadece arsa olarak görülmesi ve dileyene sınırsızca satılabilmesi de bu anlayışın çok bilinen bir özelliğidir.
Ayrıca toplumda ulus bilinci, ulusal değerler adım adım yok edilirken tarikat ve cemaatlere serbestlik kazandırılıp, ümmetçiliğin yaygınlaştırılıp…
Halktaki ulus kimlik ve vatan bilincinin unutturulması da bunun bir parçasıdır.
Yani uzun sözün kısası…
Hani bugün aslında pek çok zenginliğin bulunduğu topraklarda halk olarak korkunç bir enflasyonla, hayat pahalılığıyla birlikte yaşamaya çalışıyoruz ya…
İşte bu; devleti stratejik olan- olmayan ayrımı yapmadan hemen her şeyi sermayeye terk edip, devleti ekonomide küçülterek, bırakın denetlemeyi, seyirci duruma düşürmenin sonucudur…
Bilmem anlatabildim mi?
27-08-2023
Nusret KEBAPÇI
YORUMLAR