Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Dr. İmbat Muğlu

31 MART SEÇİMİ

Türkiye; 81 il, 922 ilçe, 397 belde ve 18.257 köyde seçim yapmak için 31 Mart 2024 tarihinde sandık başına gitti. Bu seçimde 34 siyasi parti yarıştı. YSK, seçimde, kayıtlı seçmen sayısını, 61 milyon 441 bin 882 olarak belirledi. Seçmenlerden yüzde 50,59’u kadın, yüzde 49,41’i ise erkeklerden oluşuyor. Ayrıca 1 milyon 32 bin 610 gencin ilk kez oy vereceğini açıkladı. İktidarın, muhalefetin, diğer siyasi partilerin ve bağımsızların seçim takvimi boyunca çok ciddi emekler verdiği seçim çalışmaları oy kullanma süresinin bitmesi ve sandıkların açılması sonrasında açıklanan tablolara göre birileri kazandı, birileri ise bu amansız yarışı kaybetti. Türkiye genelinde demokrasi şöleni havasında geçen seçimde milletimiz iradesini net bir şekilde ortaya koymuştur. Neredeyse çeyrek asırdır ülke yönetimini elinde bulunduran AK Parti seçimde bekledikleri sonuçları alamamış İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Manisa, Diyarbakır, Şanlıurfa ve daha birçok büyükşehir ve illeri kaybetmiştir. 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri oy sayma işleminin bitmesi ile AK Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan halka hitap etmek için AK Parti Genel Merkez binasının balkonunda halka seslendi. Bende AK Parti Genel Merkezine gelerek Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın konuşmalarına şahitlik ettim. Erdoğan, ” Milletin iradesi sandıkta tecelli eder. Millet sözünü sandık yoluyla söyler. Millet siyasetçiye mesajını sandık vasıtasıyla iletir. Milletin kararının baskı, dayatma, yönlendirme ile karşılaşmadan sandıkta tebarüz etmesi demokrasimiz için büyük kazançtır. Türk milleti mesajını vermiştir. 31 Mart bizim için bir bitiş değil aslında bir dönüm noktasıdır. Hükümet olarak şimdiye kadar olduğu gibi milletimizin oyuyla seçilmiş tüm yerel yöneticileri şehirlerinin hayrına yapacakları işlerde desteklemeye devam edeceğiz. Kardeşlerim, sandıklar kapanmış, millet son sözünü söylemiş, kararını vermiştir. Hiçbir şekilde milletle inatlaşmayacağız. Milletin takdirini sorgulamaktan bugüne kadar olduğu gibi yine uzak duracağız. Hiçbir şekilde milletimizin kararına hürmetsizlik etmeyeceğiz. Açık yüreklilikle değerlendirecek, özeleştirimizi cesaretle yapacağız. Yanlışlarımız varsa düzelteceğiz.’’dedi. Halkımızın kararı her şeyin üstünde olduğunu her daim savunan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan halkın iradesi dışında hiçbir iradeye bugüne kadar boyun eğmemiş, dik durmuştur… Cumhurbaşkanımızın konuşması bittikten sonra şöyle bir etrafıma baktım ki kimsecikler yok. Ben yıllardır tüm balkon konuşmalarına katılmış ve hınca hınç insan seline şahit olmuş biri olarak bugün ki kare karşında adeta yüreğim parçalandı ve ağlamamak için kendimi zor tuttum. Seçim bir yarıştır ya kazanır ya kaybedersin ve bu beni asla üzmez. Ama vefa olmayınca yıkılır insan tıpkı bugün yaşananlar gibi…Gece saat 00:30 ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı gönülden sevenler yine balkonun altında Reislerini dinlediler, sevgi sloganları attılar. Kimdi bu kahramanlar biliyormusunuz? Yoksul, mazlum, masum, tırnakları ile bir yerlere gelmiş, liderinin davasını davası saymış, aza şükür, çoğa ise paylaşım yapmış, devlet ihalesi almamış, rüşvet almamış-vermemiş, makam peşine koşmamış, halkın işine koşmuş ve daha sayamadığım güzel sıfatlara sahip gerçek Vatan Evlatları AK Parti Genel Merkezi’ne koşa koşa geldiler gecenin karanlığında. Kimler yoktu bu gece bilen var mı? Ben birkaçını yazayım siz devamını getirin. İhaleciler, rantçılar, torpille makam sahibi olanlar, Erdoğan’ın varlığı ile dağ gibi büyüyen, Karun gibi zengin olanlar, hak etmedikleri halde rütbe, terfi alanlar, seçimin bu sonuçlarına zemin hazırlayan teşkilat mensupları, daha 18 yaşına taze girmiş ama altında son model X marka arabası olanlar, AK Parti öncesi Şahin yada Doğan marka arabaya bile binemeyen ama iş takipçiliği ile 3-5 -10 Rezidansı bir o kadar lüks arabası olanlar, onun tanıdığı diye şöhret basamaklarını on on atlayanlar, dün karın tokluğuna çalışan ama şimdi pastane, lokanta şirketleri olanlar, AK Parti’nin bazı emekli Milletvekilleri, Belediye Başkanları, Meclis Üyeleri ve daha niceleri maalesef bugün yine Reis’in yanında yoktular… Tıpkı 15 Temmuz’da olmadıkları gibi… Tıpkı 15 Temmuz gecesi kayıp ama 16 Temmuz öğleden sonra sular durulduktan sonra eline bayrak alıp Külliyeye koşanlar gibi bu gecede yine aynı kişiler aynı hainler yoktu. Olmasınlar zaten. Lakin yarın yine bunlar kıymetli olacak mazlumlar yine mazlumluğu ile kalacak dün olduğu gibi. 15 Temmuz’da darbeden hemen sonra şunu söylemiştim. FETÖCÜ teröristlerin yaptığı darbeye karşı kim ne yaptı, nasıl bir tepki verdi, gerçekten o gece kim devletin YANINDA, kim teröristlerin YANINDAYDI. Onun tespiti içinde çok kolay bir yol olan HTS KAYITLARI , telefon sinyalleri ve kameraların incelenmesi gerektiğini yazmıştım… Lakin havada kaldı söylemlerim… Yine aynısını söylüyorum… Bu gece Sayın Erdoğan’ı kim yalnız bıraktı, kim kayıplardaydı bakılsın… ( Bu yazdıklarım Makam, Mevki, Üst Düzey Parti Yöneticileri gibi kişilere özeldir.) Peki AK Parti seçimde neden bu kadar düşük oy aldı? Bana göre; – Bazı adayların yetersizliği, aday tespitinde çokça akraba, eş dost ilişkisinin kurulması, örnek kendisi milletvekili yada bakan- bakan yardımcısı kardeşini, amcasını yada dayısını aday göstermesi, diğer bir etken ekonomi boyutu…Çünkü emekli kırgın, atanamayan öğretmenler kırgın, gençler kırgın, işçi kırgın, kiracı kırgın, kader mahkumu yakınları kırgın vs. uzayıp gidiyor. EYT çıkmazı oy pusulasına yansıdı. EYT bana göre başlı başına hataydı. Her geçen gün nüfus zaten yaşlanıyor. Mevcut genç nüfus bir süre sonra zaten emeklilere bakamaz olacak. Erken yaşta emekliliği elde eden ertesi gün bu para yetmiyor diye sokağa çıkıyor. EYT ile Türkiye içinden çıkılmaz bir kriz sarmalına mahkum edildi… Nerdeyse her iki yetişkinden biri emekli oldu. Yansıma sadece bunla bitmiyor bu kez kademeli emeklilik düzenlemesi ile ilgili hiç bir pozitif açıklama yapılmadığı için ayrıca sigorta başlangıç tarihi 09.09.1999 olduğundan 1 gün farkla 13-20 yıl mağdur oldular. İstanbul ve Ankara mitinglerinde emekli müjde bekledi. Lakin elle tutulur bir açıklama olmadığı için emekli ya sandığa gitmedi yada ceza niteliğinde karşı tarafa oy verdi. Yani vatandaş iyi bir tokat attı. Seçimlere günler kala emekli astsubayların emekli maaşları yetmiyor diye protesto yapmaları ve bu konuda hükümet yetkililerin duyarsız kalması seçime etkisi olmuştur. İşin özeti 31 Mart seçiminin sonucunu ne ideoloji ne şu ne bu etkilemedi, “tencere ittifakı” belirledi. İsrafın, iş bilmezliğin, kibrin, tantanalı hayatların, dava deyip rantın peşinden koşmanın, liyakatsiz kadroların hesapsız zenginleşmesinin, orta direği yıkmanın, inatlaşarak ekonominin içinden geçmenin, servet transferinin, tabana vergi salıp tabandan kopmanın bir neticesidir. Yazımı Hz.Ali (r.a) ‘nın bir sözü ile sonlandırmak isterim. ‘‘Bir yönetici halktan kopar, onlarla arasına mesafe koyar ve aracılar sokarsa: Küçük olanı büyük, büyük olanı da küçük görmeye başlar, iyi olanı kötü, kötü olanı da iyi görür, doğruyu yanlış, yanlışı da doğru görür, en sonunda da her şey birbirine karışır.’’

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER