Dava mı Lider mi?
Sevgili okuyucularım merhaba,
Ülkemizde birden çok lider vardır. Liderlerin sürdürdüğü dava vardır. Bazı liderler dava üzerinden isim yapmakta, bazı davalar da liderler üzerinden amacına ulaşıyor gibi görünse de davalar uzun soluklu olmuyor.
Konunun daha iyi anlaşılması açısından Değerli Hocam Ömer CELEP “dava mı Lider mi?” adlı makalesini, okuyucularımla paylaşmak istedim.
Dava mı Lider mi? ([1])
Dava Nedir?
Bir ideal, fikir, düşünce nizamı…
Lider Nedir?
Fikri hedefe götüren fani…
Aslolan dava mı, lider mi?
Aslolan dava…
Lider ise gönlünü verdiği davanın belli bir süre taşıyıcısı. Sonuç olarak bir fanidir ve buna “uluhiyyet” atfedilemez. Eğer lider davanın önüne geçer ya da üstüne çıkarsa o dava; liderle birlikte biter.
Eğer aslolan dava ise, liderin çekilmesi ya da yok olması ile bitmez. Davayı hedefine ulaştırmakta liderlerin yöntemi farklı olabilir hatta kullandıkları araçlar bile değişik olabilir ama bizim her fırsatta “dava” dediğimiz ve çoğu zaman “yücelttiğimiz” o kıymetli “değer” fikrimizdeki yerinden bir kıymet eksiltmez.
Eğer lideri “dava”nın önüne koyarsak, liderle birlikte dava da biter. Tarihimiz, davasını kendileriyle kaim kılan liderlerle doludur.
Bir davanın liderini, “beşer – fani” kabul etmemiz gerekir. Fani oluşu nedeniyle hataya düşeceği gerçeğine de hazırlıklı olmamız icap eder.
Sanırız, yanlışa düştüğümüz nokta işte burası. Liderler hata yapmaz… Haşa!..
Liderlerin hata yapmayacağı düşüncesi insanı küfre götürür. Bize düşen; hataya düçar olduğunda onu uyarmak, yanlış bilgilendirildiğini göstermek olmalıdır.
Lidere ceza verilmez, eğer veriliyorsa o liderin liderliği artık tartışılır olmuş demektir. Hataya düştüğünde lideri terk etmek, yeterli “dava” bilincine sahip olmadığımızı gösterir ki, Allah korusun ona kutsiyet izafesi anlamı da çıkar. Onun hataları; kasıtlı değildir, ihanet değildir, beceriksizlik değildir, “özel” değildir. Ya yanlış bilgilendirilmiştir, ya mukteza ı hal öyle gerektirir ya da şartların getirdikleri arasından zorunlu bir tercihtir.
Bu şartların getirdiği hatalarla lidere vurmak yerine destek olmak, savaşı liderle yapmak yerine “ağyar ” la yapmak daha samimi, daha akılcı ve daha ahlaki olandır.
Her şeye rağmen lider, konumunu ve sorumluluğunu bilmelidir.
Bir davanın lideri hala tartışılamıyorsa o kimsenin liderliği devam ediyor demektir ve davasının önde gelenidir.
Kıymetli davaların içine sızmış parazitler de vardır. Menfaat şebekeleri, hazırcı çakallar da sızmış olabilir ve lidere çoğu zaman hatayı bu şebekeler yaptırır. Lider, eğer gerçek liderse o şebekeleri, kendisini hataya düşüren o şeytan askerlerini bilir, bulur ve gereğini yapar.
Liderin peşinden giden dava, liderin faniliği ile biter. Dava, liderin önünde gitmelidir.
Bu nedenle “dava” sahipleri, liderlerini davalarının üzerine bindirmemeli.
Toplum kendi liderini belirler:
Bir farklı nokta daha var ki, kesinlikle gözden uzak tutulmamalı. Liderlik babadan oğula geçmez, toplum kendi liderini belirler, önünü açar ve lider, gelmesi gereken yere gelir.
Ahlaklı seçim, lider çıkarmak için en insani ve en İslamî olandır.
Dünyada hiçbir grafik sürekli yukarıyı göstermez, inişli çıkışlıdır. Lider o dur ki; en zor günlerde, en zor şartlarda, en kötü günlerde sahibi olduğu davayı yerinden daha yükseklere çıkarır.
Telaşa gerek yok, tedirginlik gömleği giymeniz gerekmez. Karamsarlık, dava sahibi insanların taşıyacağı bir davranış asla olamaz. Metin olmakta fayda var.
Selam ve saygılarımla
[1] Ömer CELEP
YORUMLAR