Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Mehmet ÇATAKÇI

LİYAKATSİZLİK ALDI BAŞINI GİDİYOR…

Kişi kendini yeterli görmüyorsa birilerinin eteği altına saklanmayı marifet sanar.
Bu kişi her kademe de olabilir.
Özellikle son on yıldır Türkiye’nin derin bir ‘liyakat’ sorunu yaşadığını artık hepimiz biliyoruz. Günlük hayatımızda devletle olan ilişkilerimizde, liyakatsizliğin bir ülkeyi ne hallere düşürdüğünü bizzat yaşayarak görüyoruz ve içimiz acıyor.
Bu çerçevede yaşanan olaylar, liyakat yoksulluğu konusunda devlette yaşanan derin çürümenin hangi boyutlarda olduğunu göstermesi açısından ibret verici bir özellik taşıyordu.
Normal bir hukuk devletinde, bütün bir topluma hizmet vermekle görevli olan özellikle de güvenlik bürokrasisinin, kabile ya da ideolojik aidiyetini ön plana çıkaran davranışlar sergilemesi asla mümkün değildir.
Unutmayalım devletin polisleri, askerleri, bürokratları, memurları farklı görüşlere, farklı inançlara, farklı kimliklere sahip olabilirler, bu onların özgür iradeleriyle seçtikleri bir durumdur. Ama devlet içinde yer alan herkes, devletin hiyerarşik yapısı dışında herhangi bir parti, cemaat ya da tarikattan talimat alamaz ve de bu yapıların paralelinde davranış sergileyemez. Yıllar içinde devletin kılcal damarlarına kadar sirayet eden ve sonu darbe girişimiyle biten Fetullahçı yapı, devlet hiyerarşisi dışına çıkmanın bir sonucudur.
Trajik bir durum ama eğer devletin kurumlarında görev almak için liyakat değil, el etek öpme ve itaat kriter haline gelmişse, o ülkede anayasal bir demokrasiden söz etmek mümkün değildir.
Doğrusu bugün yaşananlar da gösteriyor ki 15 Temmuz melanetinden henüz bir ders almamışız… Çünkü dün olduğu gibi bugün de devletin memurları siyasi parti ve cemaat liderlerinin, tarikat şeyhlerinin elini eteğini öpmeye devam ediyorlar.
Maalesef Türkiye şu anda özellikle devlet katından derin bir ‘liyakat krizi’ yaşıyor. Halihazırdaki tabloya bakarak söylemek gerekirse, bu krizin yakın bir gelecekte bitebileceği gibi ufukta bir işaret de gözükmüyor.
Unutmamak gerekiyor ki tarihin bütün dönemlerinde yönetimleri zaafa uğratan, tedbir alınmadığı takdirse ise çöküşü kaçınılmaz hale getiren en önemli unsur liyakatsizliğin bir yönetim biçimi haline gelmesidir. Kısacası, eğer liyakat yoksa çöküş kaçınılmaz olacaktır.
Bu çerçevede, Kur’an’ın “Emaneti ehline veriniz” (Nisa/58) ayetiyle, insanlık için liyakatin önemi net bir şekilde belirttiğinin altını bir kez daha çizmekte yarar var.
Ama bir üst göreve gelmek için siyasi kapıları çalanları ve nasıl iki kat eğildiklerini görünce içim sızlıyor.
Maalesef bu duruma getirildi.Getirenler utansın.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER