Cahil nesiller yetişiyor. Okumayan ve sadece kulaktan dolma bilgilerle zihnini dolduran nesiller… Okuma kültüründen uzaklaştık. Türk Edebiyatı şaşalı dönemini geride bıraktı. Kalitesi tartışma konusu birçok kitap dolaşıma girdi. Sözüm ona “ergenlik” dönemi yazarları çıktı ortaya. Temelsiz ve üslubu oldukça zayıf bir dil yerleşti yeni gelen nesillerin zihnine. Neden okumuyoruz?
Çok mu meşgul insanoğlu? Kaliteli bir kitaba ayıracak yarım saati bile yok mu insanoğlunun? Yoksa olan zamanı da boş uğraşlarla geçirip laylaylom yaşama derdine mi düştük? Kitap okumadan geçirdiğiniz hangi dakikayı ondan daha yararlı bir iş için kullandınız? Sosyal medyada dolaşmak, film izlemek, saatlerce müzik dinlemek… Kitapların içindeki hangi bilgiyi kazandınız bunları yaparak? İnsan sorgulayan bir varlıktır. Sorgulamak içinse dil gerekir, güçlü bir zihin kapasitesi gerekir. Bu zihin kapasitesi ne yaparsanız artar? Saatlerce -güncel terimle “surfing” yaparak- boş vakit geçirerek mi? Oturun ve düşünün.
Kitaplarla tanıştıktan sonra aslında bu zamana kadar hayata sadece “baktığınızı” anlayacaksınız. Çünkü “görmenizi” sağlayacak bilgiden yoksunsunuz. İnsanların hareketlerini farazi duygularınızın size gösterdiği şekilde anlamlandırmaya çalıştığınızı ve aslında her hareketin başka başka nedenlerinin olduğunu göreceksiniz. Nerden başlamak gerek? Aslında oturup saatlerce planlama yapılacak zorlukta bir mesele değil bu. Sadece kütüphaneye ulaşın, bir kitap seçin ve okuyun. Her bir sayfanın ardında aslında bulmak istediğiniz şeye daha da yaklaştığınızı hissettiğinizde okumanın verdiği hazzı tadacaksınız. Kitaplarla tanışmam geç oldu, normalde okumak keyif vermeyen bir şeydi benim için. İlk okuduğum ve etkilendiğim kitapsa “Suç ve Ceza”ydı. Rus edebiyatının en önemli klasiklerinden biridir.
Bazıları şanslıdır, kültürleri tanımak için gezmeye yetecek maddiyatı vardır. Ancak bazıları sadece kitaplar yoluyla tam anlamıyla o kültürü öğrenebilir. Rusya’nın demografik yapısını öğrenmek için Tolstoy, Gogol, Dostoyevski okumak ne kadar zor olabilir? İnsanoğlu her şeyin en iyisini kendisinin bildiğini sanır, egosu yüksek bir canlıdır. Kitapların katacakları şeyler yerine kendi deneyimleri ile bilmedikleri rüzgarlarda savrulmayı yeğlerler. Kimi zaman birinin fikrine başvurmak bile istemezler. Kitapların onları kısıtladığını düşünürler. Bir sayfa, bir sayfa daha ve işte bitti. “Bu kadar okumak yeterlidir” derler.
***
Türk Edebiyatı eski gücünü yitirdi. Ne Turgut Uyar kaldı, ne Reşat Nuri, ne başkası… Yeni nesiller -özellikle Z kuşağı- kendileri için oluşturulan sahte gelecekte sahte yazarların peşine düştüler. Macera kitapları aradılar ama J.R.R. Tolkien okumayı reddettiler. Polisiye okumak istediler ama Ahmet Ümit okumadılar. Hal böyleyken sahte hayatlar arasında debelenip durdular. Peki ne kattı? Koca bir hiç… Bazısı yaşamak için okur, bazısı okumuş olmak için. Siz yaşamak için okuyun.
Edebiyatın kalitesinin düşmesi eğitimin kalitesinin de git gide düşmesine neden oldu. Ve eğitimin kalitesinin düşmesi salt Z kuşağını değil bütün kuşakları derinden etkiledi. İnsanlar ahlakı, iyiliği ve güzelliği öğrenecek doğru kaynaklara ulaşamadılar. Televizyon karşısında bir kanepede saatlerce oturup gündüz kuşağı izleyerek yanlışları öğrendiler, içselleştirdiler. Sonuç? Kocaman bir yanlışlar okulu ve eğri öğrenciler… Koca bir çınar olmak yerine, bilgisiz boş çuvallar olduk. Okumak yerine izlemeyi seçtik, görmek yerine bakmayı… Yardımı değil riyayı, doğruyu değil yalanı, helali değil haramı öğrendik. Sonuç?
Sonuç apaçık ortada. Övünülecek şey değildir okumak. Aksine zaten yapmanız gereken bir şeydir. Sözüm ona öğretmeniniz, anneniz, babanız “aferin” diyecek diye okumak gösterişten başka nedir? En son hangi kitabı okudunuz? Ne için okudunuz?
Kurucumuz Atatürk yaşamı boyunca 3997 kitap okumuştur. Her duyduğunuzda tüyleriniz diken diken olur gıpta edersiniz. Ama kitap okuma gayretine düşmezsiniz. Neden?
Düşünmek için kelimelere, kelimeler için harflere, harfler içinse bir kitaba ihtiyaç duyacaksınız. İslam’ın ilk emridir “oku” der. İlmini arttır ki yaşamı anla der. Yaşamı anla ki ölümün de anlamlı olsun der.
Her kitap başka bir serüven, başka bir hayattır. Bir kitabı okurken sıkılmanız size bir şey katmadığını göstermez. Meyveleri olgunlaşmadan toplayamazsınız. Bilgi tarlanıza ekeceğiniz her fidanı okuyarak büyütmelisiniz. Yaşam okudukça anlamlı.
***
Okuyor olduğum kitapta “Her gün %1 daha iyi olmak sene sonunda 37 kat daha iyi olmanızı sağlar.” diyor. Bugün başlayın. Bir kitap, kahve ve zihniniz ile başbaşasınız. Okuyun, anlayın ve yaşamınızı doğrularla şekillendirin. Sağlıcakla kalın…
YORUMLAR