Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Nusret KEBAPÇI

TARİKATLAR ve CEMAATLER

TARİKATLAR ve CEMAATLER

Kısa bir süre önce 6 yaşındaki bir kız çocuğunun bir şeyhin öğrencisiyle evlendirilmesi olayı patlak verince…
İster istemez konu tarikat ve cemaatlere geldi.
Doğrusunu isterseniz böyle bir olayın yaşanması bu tür çevrelerde ne ilkti…
Ne de son.
Aslına bakarsanız bu ve benzeri pek çok kurumda benzeri olaylar yaşanmış ancak “bir kereden bir şey olmaz” diye olaya “bakan”ların sayesinde hiçbir şey yapılmamıştı.
Böyle olunca artık konuyu tartışmak zorunlu hale geliyor.
Bu konuda pek çok yazar kendi düşüncelerini yazdı.
Kimi artık bu tarikat ve cemaatlerin meşruluğunu gündeme getirdi.
Kimi de Cumhuriyetle yasaklanan bu tür kurumların tekrar yasaklanması gerektiğini…
Peki, neden bu kurumlar yasaklandı?
Bence öncelikle onu ortaya koymak gerekiyor…
Gerekiyor ki
Nereye varılmak istenildiği net olarak ortaya çıksın
Değilse
Herkesin yazdığı konuyu aynı şekilde tartışmanın inanın havanda su dövmekten çok da farkı olmaz.
Şimdi gelelim işin esas noktasına…
O halde soruyu baştan soralım…
Sahi bu tarikat ve cemaatler neden yasaklandı?
İşte onu anlamak için biraz geçmişe doğru gidelim.
Ne kadar mı?
Kurtuluş Savaşı öncesi bence yeterli.
Yani memleketin işgal edilmeye başlanıp İstanbul yönetiminin teslim bayrağını çektiği o yıllara biraz göz atmak, kanımca sorunu anlamak için yeterli olacaktır sanıyorum.
Hani diyorum ki memleketin dört bir bucağı adım adım işgal edilip…
Halk işgalcilerin baskısı ve zulmü altında inlerken siz hiç bu tür örgütlenmelerden bir tanesinin bile…
Halkı örgütleyip işgalci düşmana karşı mücadele ettiğini duydunuz mu?
Elbette duyamazsınız…
Çünkü böyle bir şey hiç yaşanmadı.
Ne zamanki halk Mustafa KEMAL önderliğinde örgütlenip ayağa kalkmaya…
İşgale karşı direnmeye başladı…
İşte o zaman bunlar ortaya çıkıverdi…
İşin en ilginç yanı
Düşmana karşı tek kurşun atmayan bu güçler…
Kurtuluş savaşında ve Cumhuriyet döneminde İngiliz emperyalizminin desteğiyle 30 kadar ayaklanma yaptılar…
Öyle ki bunlardan bazıları aylarca sürdü…
Neyse sadede gelelim…
Yaklaşık üç buçuk yıl sonunda ülke düşmandan temizlendi ve Cumhuriyet ilan edilerek ulus devletimiz kuruldu.
Hani biraz hatırlamakta yarar var.
Ulus devlet deyince…
Ülkede bulunan; etnik kökeni, mezhebi, dini, tarikatı, cemaati her ne olursa olsun…
Bu ülkede yaşayan herkesin, Türk milletinin bir yurttaşı olduğu kabul edilir.
Yani Cumhuriyet çeşitli etnik ve dini örgütlenmeleri değil, kişiyi sadece birey olarak kabul edip, ona yurttaş olarak bağlanmayı esas aldığı için de…
Kişiyi yurttaş olmaktan alıkoyan Cumhuriyet ve ulus kimlik karşıtı etnik ve dinsel hiç bir örgütlenmeye izin veremez ve aslına bakarsanız verilmesi de mümkün değil…
Bugün dünyanın tüm ulus devletlerinde de bu böyledir.
Anlayacağınız…
Hani bazı yerlerden kaldırılan…
Hatta ülkemizde üretilen ürünlere bile adını koymaktan kaçındığımız TÜRK…
Sadece bir kelime değil…
Aynı zamanda bizi ulus yapan, hepimizi bir arada tutan harcımız…
Üst kimliğimiz…
Başka bir anlamda şemsiyemizdir.
Demek istediğim hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da iki seçeneğimiz var.
Ya ulus kimliğimize sahip çıkarak onu parçalayabilecek etnik ve dinsel kimliklere dayalı örgütlenmelere karşı çıkacaksınız…
Ya da bugün olduğu gibi ulus kimliği yok sayarak, ortalığı etnik kimlikçilere, dini tarikat ve cemaatlere bırakacaksınız…
Ortası yok…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER