Vatandaşın programı hangi vadeli?

İnsàn zekâsı anlık veriler sağlar.

Akıl ise mazinin birikmişlerini (çöplerini değil, işe yarayanlarını) kullanarak gelecekle ilgili tasavvurlar sağlar.

Sıradan bir vatandaş ile bir dâva adamında bunlar bidayette ortaktır.

Dâva adamındaki fark, onun gelecek tasavvurlarında ferdiyetçi menfaat ve/veya isteklerinin üzerinde (fevkinde) milleti, hattâ ümmeti ve tüm insanlık için de aynı endişelerin yahut tasavvurların olmasıdır.

Bugünlerde iktidarın orta vadeli, uzun vadeli programları konuşuluyor.

İnşá’allah bu programlar işe yarar ve vatandaş rahatlar.

Zira şu anda azınlıktaki tuzu kurular hariç hemen herkes rahatsız!.

Dost acı söylermiş.

Yalakalar ve düşman yalan…

Bir de madalyonun öteki yüzü var elbette.

Bütün bu ahval ve şerait altında vatandaş ne yapıyor, onun da programları var mı, kısa, orta ya da uzun vadeli?

Yahu hem vatandaş rahatsız diyorsun hem de programı var mıdır diye soruyorsun… Rahatsız adam program mı yapabilir?

“Ya sayı saymayı bilmiyorsun ya da hiç dayak yemedin” misâli senin iş.

Haklısınız, siz de haklısınız.

Lâkin insàn dayak yerken de plan yapar.

Önce az hasarla bunu atlatmanın yolunu arar. Sonra başka çareler arar, ya kaçar veya başka bir şekilde hasmını alt eder.

Vatandaşın programında «kaçmak» olamaz. Nereye kaçacak? Hem kaçmak da para işi.

Evini köye taşımak istesen o da masraf, hem büyük masraf…

O hâlde önce bu köye dönme işini devlet teşvik edecek.

Teşvik köy yollarına varıncaya kadar imar ile başlayacak. Lâkin bu yetmez, devlet köye dönüş için en kolay şekilde vatandaşın masraflarını da karşılayacak.

Benim aklıma gelenler bunlar. Başka çare yoksa artık konuyu kapatacağız, herkes susacak. 08.09.2023