İstanbul bölgesinden bir muhtar danışmanım şöyle sorguladı beni: Hoca Hoca! Ne ettiniz böyle? Nereye getirdiniz insanları? Boşanmalar çoğaldı; uyuşturucu, sapkınlık, şiddet ve ölümler kol geziyor. Aile yapımız bozuluyor. Psikopat çoğalıyor, yöre yöre toplumlar sosyopat olmaya yöneldi gidiyor.
Merhum Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu’nun vurucu önerisi nitelik geliverdi aklıma: GÜVENİLİR İNSAN OLMAK, bir de Mevlana sözü: Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol! DÜRÜSTLÜĞÜ değer benimsetmek için bu sözleri konu etmez miydi hep eğitimciler? Hocanın dediği başka icraatı başka denecek model miydiler yoksa? Gerçekten bu muydu kitlesel algı? Ne acı!
Hayır hayır! Yıllar önce mesleklere göre halkla yapılan DÜRÜSTLÜK anketi oranları yayınlamıştı Hürriyet gazetesi. Başlık da şöyleydi: EN DÜRÜST ÖĞRETMEN! Kötü modeller çoğunlukla eğitimcilerden değildi. Dileyen Hürriyet arşivinden bulur da bakar. Niyetim eğitimcileri savunmak falan değil. Ancak muhtar tepkisinin doğruluğuna medya haberleri kanıt. Öyleyse eğitimcileri de etkisiz gösteren bu kötü sonuç niye? 22 yıllık muhafazakar demokratım diye tek başına bir iktidarın ülkeyi getirdiği nokta, kanaat önderinin bu tepkisi mi olmalıydı Allah millet aşkına? En acısı da bu durumdan iktidar güdümündeki eğitimciler mi sorumlu tutulmalıydı?
Köy Enstitüsü eğitimcilerinin temel fikri bir söz var: BU MİLLETİN AKLI GÖZÜNDEDİR, LAF DİNLEMEZ HİÇ! Model olmak en etkili eğitim aracı, en iyi model de kitlelerin göz önünde sürekli olabilenlerdir! Hâlâ dünyaya da model olası millî kültürden ilhamla göz önündekilere de etkili bir eğitim sistemi kuramadık. Cumhurbaşkanının da açıkça çaresizlik itirafı var. Eğitim ve kültürde lerleyemedik dedi. Bazen böyle özeleştiri yapsa da bizi eleştirin ki doğruları bulalım dese de lafla peynir gemisi yürümüyor ki!
Eleştiriyse işte arz eleştiri:Dilde-davranışta dindarlık sunarken İslamın temel ilkeleri İSTİŞARE, ADALET VE LİYAKATİ yok say. Sonra da ancak bu ilkelere uyduktan sonra istenebilecek son ilke İTAAT iste dur! Gösterişle aldatmak değil de ne bu? Allah affeder mi, kul ciddiye alır da içtenlikle itaat eder mi? Hiç kuşku yok ki bu sonuç, liyakati, adaleti iyi gözetememektendir.
Tasavvuf felsefesini, Yunus’u-Mevlana’yı örneklerle anlatır edebiyat öğretmenleri hep. Dünyanın geçiciliğini, Allah sevgisini… Şimdiki tarikatlara rehber, Yunus mu, Mevlana mı, dünya nimeti kapma metotları mı? Dillerinden sevgi dökülen var mı?
Ne acıdır ki önceki Savunma Bakanı eğitimin amacı bilgi değil, bilgi üniversitede verilir, Allah korkusu ve kul utancı vermek dedi. Şimdi de sucuk partisi gösterisi için muhalif medya sorup duruyor kendine: Milletin alamadığı sucuk gösterişi yaparken Allah’tan kork diyen olmadı mı hiç? Eğitimci Allah sevgisi derken model Akar ise korkusu diyor çünkü.
Eğitim korkuyla mı sevgiyle mi? Bir İmam Hatip Okulu müdürü, yardımcısının kapısını kırarak korkutma gösterişi yapıyor, Bakan da dertleniyor: Onu niye sosyal medyaya verdiniz? Gel de şaşakalma! Kenan Evren deyimiyle vermesinler de beslesinler mi?
Eskiden milletin yadırgadığı ikna odaları vardı ama dehşet gösterisi yoktu! Gösteriş de çekici olmalı. Şiddetle gösteriş mi yapılır Allah aşkına?
Nefreti yaymak kolay, sevgiyi yaymak zor. Müdür, yayması zor Yunusça sevgiyi değil de Akar gibi korkutmayı seçmiş. Model ya!
Okur, danışman ve takipçilerime göre Fetömetre ve Mavi Vatan Projesinin mimarlığının ardından millet yararına yaptığı sürekli paylaşımlarıyla Amiral Doç. Dr. Cihat Yaycı liyakat simgesi görülür olmuş. Hulus gönül temizliği, saf anlamında. Son Hulusî çıkışı sonrası liyakatin müstafi oluşu geliyormuş hep akıllara. Yazık olmuş! Demek ki milletin gerçekten aklı da hafızası da gözünde! Gözüne çarpan hiçbir işi unutmuyor (!)
Samimiyetime inanırsınız inanmazsınız bilemem! Erdemliler hareketinize katılmış, 2015 seçimlerinde milletvekili aday adayı da olmuş bir üyeniz olarak derim ki çok ciddi yol ayrımındayız:
Nedametler, özeleştiriler, U dönüşleri ve de kibri terk ile garip gureba iktidarı mı olacağız, ALDATMA GÖSTERİŞLERİYLE yola devam mı diyeceğiz? Var olmak yahut olamamak… işte bütün sorun bu şimdi!
YORUMLAR