Türkiye’de her seçim öncesi provokasyonlar, algı operasyonları, dezenformasyonlar yapılır. Her seçim öncesi terör eylemlerinin düğmesine basılır. 2023 seçimleri öncesi (geçen hafta) İstanbul’da (İstiklal Caddesi) gerçekleşen bombalı saldırı da bunlardan birisidir. Ayrıca terör eylemleri sonucunda seçim amaçlı devlet suçlanır. İçişleri Bakanı da olayın suçlusu ilan edilir. İstanbul’da (istiklal Caddesi) gerçekleşen bombalı saldırı sonrası da devlet suçlandı ve İçişleri Bakanı hedef gösterildi. Bütün bunlar dünya kamuoyu önünde Türkiye’nin suçlanabilmesi, Türkiye’deki huzur ortamının bozulması, kargaşa/anarşi ortamının yaratılması ve Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadele azminin kırılması için yapılan eylemler ve provokasyonlardır.
Bu yıl yazmış olduğum birçok yazımda 2023 seçimleri öncesi terör eylemleri ve provokasyonların başlayabileceğine dair uyarılarım olmuştu. Ve tahminlerimizde yanılmamıştık. Aynı uyarıyı benim gibi sağduyulu/milli birçok gazeteci ve yazar da yapmıştı. Devlet bu konuda zaten tedbirliydi. Devlet geçmişteki olaylara bakarak gelecekte neler olabileceğini çok iyi biliyordu. O yüzden de her türlü terör olayı ve provokasyona karşı olağanüstü tedbirler almıştı. Alınan bu tedbir/önlemler sayesinde yüzlerce terör eylemi engellenmiş ve canlı bombalar yakalanmıştı. Devlet, provokasyonların, algı operasyonlarının ve toplumsal tahrik ve tacizlerin önüne geçebilmek için elinden gelen her şeyi seferber etmişti.
Ne yazık ki Türkiye’de GERÇEK bu olmasına rağmen İstanbul/Taksim (İstiklal Caddesi) bombalı saldırı olayı sebep gösterilerek devlet suçlanıyor ve İçişleri Bakanı zan altında bırakılıyor. Gerçi fazla zaman geçmeden devleti suçlayanların, İçişleri Bakanlığı’nı zan altında bırakanların asıl niyetleri ve asıl amaçları da bir bir ortaya çıkmaya başladı. Çamur at izi kalsın stratejisi tutmamıştı! Öküz altında buzağı aranmıştı ama bulunammıştı! Çünkü bu tür eylemleri yapanların, bu tür provokasyonlara alet olanların ve bu tür suçlamalarda bulunanların perde arkasında Türkiye düşmanı dış güçler vardı. Dış güçlerin maskesi düştükçe de Türkiye’deki terör örgütüne destek verenlerin, hainlerin ve işbirlikçilerin de maskesi düşmekteydi.
14 Kasım 2022 tarihinde Başkent Postası’nda terörle mücadele konusunda “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İSTİKLAL ve İstikbaline Saldırı!..” başlıklı haber ve yorumumuzda “Devletin edindiği istihbarat bilgileri üzerine bugüne kadar yapılan operasyonlar sonucunda yüzlerce terör olayının önlendiği biliniyor muydu?! Devletin terör örgütlerini destekleyen ülkelere yapmış olduğu baskıların caydırıcı özelliği taşıdığı biliniyor muydu?! Devletin içerde ve dışarda almış olduğu önlemler ve terör örgütlerine yönelik vermiş olduğu mücadele sonucunda o kadar çok terör olayının önüne geçildi ki…”
Bu haber-yorumumuzdan sonra aradan birkaç gün geçmemişti ki 2022 Yılı Bütçe Tasarısı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’nin terörle mücadeledeki başarısını rakamlarla açıklayarak çok önemli bilgileri paylaştı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin dağdaki teröristin ayakkabı numarası dahil her şeyi bildiğini, terörün ilk kez ülke gündeminin alt sıralarına indiğini ifade ederek son bir yıl içinde güvenlik güçlerimizin 18 canlı bomba olmak üzere toplam 200 terör eylemini engellediğini, 2016 – 2022 yılları arasında bin 248 teröristin, 393’ü ifadelerinde PKK’ya HDP aracılığı ile katıldığını, son 3 yıl iç içinde teslim olan teröristlerin örgüte katılanların sayısını aştığını ifade ederek terörün ilk kez ülke gündeminin alt sıralarına indiğine vurgu yaparak terörle mücadelenin devam ettiği üzerinde durmuştur.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “Geçmişteki acı ve kayıplarımız, bize büyük tecrübe kazandırmıştır. Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 21. yüzyıla işte böyle bir başlangıç yapmıştır. 2014’te 5 bin 558 kişinin katıldığı terör örgütüne, bugün 48 katılım vardır. Terör örgütü eskiden sadece Tunceli kırsalında, 2 bin-2 bin 500 kişiyle kamp yaparken, bugün Türkiye’nin tamamında, toplam terörist sayısı 180’in altına düşmüştür. Terör eylemlerinin sayısı 2 bin 817’den, yüzde 90’ı sınır ötesi tacizleri, bir kısmı da masum sivil insanları hedef alan, 135 sayısına inmiştir. Allah’a hamdolsun, şehirlerimizde huzur vardır. PKK, kilitlenmiştir. PKK bu yıl 5 tanesi de yurt dışından 48 kişiyi örgüte katmışken, son beş yılda 1043’ü ikna olmak üzere, 2 bin 72 örgüt mensubu teslim olmuştur.” dedi.
Türkiye’de 3 Aralık 2016’da Reina saldırısı yaşandı. 26 Eylül 2022’de Mersin Mezitli ilçesinde Polisevi’ne uzun namlulu silahlar ve düzenek yerleştirilmiş patlayıcılarla saldırı yapıldı. Geçtiğimiz günler içinde Taksim’de (İstiklal Caddesi) bombalı saldırı gerçekleşti. Türkiye’de son 6 yıl içinde üç büyük terör saldırısı yapıldı. Güvenlik güçlerimizi ve MİT başta olmak üzere diğer istihbarat teşkilatlarımız (Asker, Polis, Jandarma) olması muhtemel terör eylemlerine karşı olağanüstü önlemler almıştır. Bu önlemler sayesinde Türkiye’nin terörle meşgul olan bir ülke olmaktan çıktığına değinen Bakan Soylu, sınır ötesi operasyonlar sayesinde Kandil’den Akdeniz’e uzanacak olan terör koridorunun engellendiğini ve DEAŞ’ın ilerlemesinin de durdurulduğunu ifade etmiştir.
Bakan Soylu’nun açıklamalarına göre FETÖ ile mücadelede bugüne kadar 319 bin kişinin gözaltına alındığı, 99 bin kişinin tutuklandığı, 45 bin kişinin ihraç edildiği, 12 bin 500 kişinin görevden uzaklaştırıldığı, 13 bin 509 kişinin görevlerine iade edildiği ve 77 bin operasyon yapılarak ByLock’ta 99 bin tekil kullanıcı tespit edildiği ifade edilmiştir. Ayrıca Büfe ankesörde etkin pişmanlıktan faydalananların sayısının da 8 bin 617 olduğunu belirtilmiştir. FETÖ ile mücadelenin ‘son FETÖ mensubuna’ ulaşılıncaya kadar devam edeceğinin altı çizilmiştir.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu DEAŞ ile mücadelede ise 2016 yılında 783 operasyon yapıldığını, 2021’de 2 bin 435 kişi gözaltına alındığını ve bunlardan 487’si tutuklandığını ifade ederek 2022’de DEAŞ’a yapılan operasyon sayısı ise 1173 olduğunu belirtmiştir. Ayrıca son 3 yıl içinde 9 önemli terör eyleminin engellendiğini ve 31 Aralık 2016 yılından bu yana DEAŞ’ın herhangi bir eylem gerçekleştiremediğini belirtmiştir.
Diğer sol terör örgütlerle ilgili olarak da Bakan Soylu, 2021’de yapılan 249 operasyonda 615 kişinin gözaltına alındığını ifade ederek yapılan bu operasyonlar sonucunda sol örgütlerin kırsaldan tamamen silinerek büyük bir kadro kaybı yaşandığının altını çizmiştir.
Bakan Soylu, Türkiye’nin büyümesini, güçlenmesini ve kendi ayakları üzerinde durabilmesini istemeyenlerin beklentilerini ifade ederken “Türkiye’yi dünya liginde görmek istemeyenlerin, bugün de desteğinin ve beklentisinin, terör ve terörizm” olduğunun belirtmiştir. Türkiye için tehdit unsuru olan PKK/PYD, DEAŞ ve FETÖ terör örgütlerinin bu toprağın imalatı olmadığını ayrıca ifade etmiştir. Buna örnek verirken de “Geçtiğimiz günlerde Hakkari’de yakaladığımız, zırh delici özelliği bulunan ve neredeyse fabrikadan yeni çıkmış AT-4 füzelerini kim gönderdiyse, bu örgütün imalatçısı da onlardır.” diyerek terör örgütlerini perde arkasında uluslararası güçlerin olduğuna vurgu yapmıştır.
Bildiğiniz gibi FETÖ ve PKK sanki ikiz kardeş gibi tam 40 yıldır Türkiye’de terör estirmiştir. Fakat her iki terör örgütünün iplerini elinde tutan güçler aynıydı. Türkiye, son 20 yıl içinde her iki terör örgütüne büyük bir darbe vurmuştur. Her iki terör örgütünün belini kırmıştır. Her iki terör örgütünü nefes alamaz hale getirmiştir. Fakat terörle mücadelenin bedeli Türkiye’ye çok pahalıya patlamıştır. Türkiye, FETÖ ve PKK terör örgütlerinin faturasını çak ağır ödemiştir! Terör örgütlerinin kökü kazınıncaya kadar da bu mücadele devam edecektir. Bedeli, faturası ve sonucu ne olursa olsun bu mücadelen asla ve asla vazgeçilmeyecektir. Bu gerçeğin böyle olduğunu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, terörle mücadeleyle ilgili yapmış olduğu açıklamalarda çok iyi izah etmiştir.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’nin 40 yıldır terörle mücadeleyle sınandığını hatırlatarak 40 yılda 40 bin can kaybının yaşandığını ifade etmesi ve 2016 yılından günümüze kadar ise 408 sivil vatandaşımızın katledilmesi üzerinde durması PKK’nın artık nefes almaz hale geldiğinin ve kilitlendiğinin apaçık bir göstergesi olsa gerek. Ayrıca sınır ötesi operasyonlar öncesi terör örgütleri tarafından sınır illerimize 549 taciz, 1125 saldırı yapılmış, bu taciz ve saldırılar sonucunda 36 şehit verdiğimizi ifade etti.
Türkiye’de geçmişte olduğu gibi güvenlik güçlerimiz ve istihbarat birimlerimiz arasında herhangi bir uyumsuzluk ve sürtüşme bulunmamaktadır. Geçmişte yaşanan uyumsuzluklar, didişmeler ve ayrıcalıklar ortadan kalkmış ve tarihe karışmıştır. Bugün TSK, Emniyet, Jandarma ve MİT arasındaki uyum ve birlikte çalışma sayesinde terörle mücadelede olağanüstü başarıların altına imza atılmıştır. Bu uyum, birliktelik ve kaynaşma sayesinde terörle mücadeledeki başarıların devamı da gelecektir. Türkiye, içerden ve dışardan nereden gelirse gelsin terörün kökü kazınıncaya kadar bu mücadeleden asla ve asla taviz vermeyecektir. 2023 yılı terörün kökünün kazandığı bir yıl olacaktır.
Yazımın başında vurguladığım gibi güvenlik güçlerimizin (TSK, Polis) ve istihbarat teşkilatlarımızın (MİT ve diğer istihbarat birimlerimiz) terörle mücadelede bugüne kadar yüzlerce olayı engellemiş, onlarca canlı bombayı etkisiz hale getirmiş ve olması muhtemel provokasyonların, dezenformasyonların, algı operasyonlarının önüne geçmiştir. Elbet ki gözden kaçan ve gerçekleşen bazı istisna terör eylemleri olmuştur. Reina, Mersin Mezitli İlçesi ve geçtiğimiz hafta gerçekleşen Taksim İstiklal Caddesi olayları gibi bazı saldırılar bütün önlem ve tedbirlere rağmen zuhur etmiştir.
Şayet TSK, Polis, MİT terörle mücadeledeki olağanüstü gayretleri/çabaları ve önlemleri/tedbirleri olmasaydı bugün Türkiye’de kan gövdeyi götürürdü. Türkiye’de binlerce terör olayı gerçekleşmiş olurdu. Ve binlerce güvenlik gücü askerimiz ve polisimiz şehit olurdu. Türkiye, terör örgütlerinin, yabancı istihbarat ajanlarının ve yerli/işbirlikçi hainlerin yuvası olurdu. Maalesef BU GERÇEĞİ göremeyen basiret ve feraset yoksunu bazıları, bugün birkaç terör olayını takıntı yaparak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu hedef alıp çarmıha germek istiyorlar! Gerçi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2022 Yılı Bütçe Tasarısı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda TERÖRLE MÜCADELE ile ilgili yapmış olduğu konuşmasında çok önemli bilgileri açıklayarak bu tür kesimlere/gruplara/şahıslara gerekli cevabı vererek anladıkları dilden konuşmuştur.
Artık Türkiye o eski Türkiye değil! Güvenlik güçleri ve istihbarat birimlerimiz (TSK, Polis, Jandarma) arasındaki o eski ayrıcalıklar, hizipleşmeler ve didişmeler ortadan kalkmıştır. Terörle mücadelede olağanüstü bir uyum, kaynaşma ve birliktelik sayesinde devlet olarak çok büyük başarıların altına imza atılıyor. Türkiye, terörün kökünü kazımaya yemin etmiştir. Türkiye, 2023 yılında terörü hafızalardan silerek huzur, barış ve istikrarlı bir ortama kavuşacak. 2023 YILI, Türkiye’nin şaha kalktığı, tam bağımsızlığını ilan ettiği, istiklal ve istikbal mücadelesinde başarılı olduğu bir yıl olacak. Daha doğrusu önümüzdeki yüzyıl TÜRKİYE YÜZYILI olacak…
YORUMLAR