Türkiye ekonomisinin son 20 yıl içinde büyümesi, milli/yerli atılımlarla birlikte istikrarlı bir politika izlemesinden kaynaklanıyor. Bütün küresel baskılara, tehditlere ve ambargolara rağmen Türkiye’nin böylesi bir ekonomik güce ulaşmasındaki ana etken şu andaki Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan ve 20 yıldır iktidarda olan AK Parti’dir.
Bundan 20 yıl öncesinin ‘Türkiye Ekonomisi’ ile şu andaki ‘Türkiye Ekonomisini’ hele bir karşılaştırın! Aradaki dağlar kadar fark olduğunu göreceksiniz. Ve içimizden ‘Türkiye olarak nereden nereye geldik’ diyeceksiniz. Çünkü 20 yıl önceki Türkiye siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri ve istihbarı olarak dışa bağımlı bir ülkeydi! Daha açıkçası tam bağımsız bir ülke değildi! Bugün, Türkiye olarak bugünlere geldiysek bunu şu andaki Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan ve AK Parti’ye borçluyuz.
Pandemi ve savaşın sebep olduğu küresel ekonomik kriz, gelişmiş olan birçok ülkeyi derinden sarstı. Başta gıda olmak üzere enerji fiyatlarındaki artış bütün ülkelerin ekonomisinde derin yaralar açtı. Dünya ekonomisinin süper ligindeki bazı ülkeler ekonomik dibe vurma tehlikesi ile karşı-karşıya kaldı. Bu durum diğer gelişmekte olan ve diğer ülkeleri de olağanüstü etkiledi.
Küresel ekonomik krizden etkilenen gelişmiş (ve gelişmekte) olan ülkeler, yüksek faiz ve yüksek enflasyona karşı vermiş oldukları mücadele yetersiz kalmıştı. Bilhassa yükselen enerji fiyatları nedeniyle bazı stratejik öneme sahip büyük tesislerin üretimlerini durdurmak zorunda kalmışlardı.
Uyguladıkları ağır faiz artış modeli maalesef enflasyonu düşürmeye yetmedi. Her ay yükselmeye devam eden enflasyon canavarı ülkelerin adeta korkulu rüyası oldu. Böylesi küresel bir ekonomik krizden etkilemeyen bir tek ülke vardı o da Türkiye idi.
Türkiye’nin uyguladığı ekonomik model, gelişmiş ülkelerin, uluslararası finans kuruluşlarının gözünden kaçmıyordu. İngiliz The Economi dergisinin ve Uluslararası Finans Enstitüsü Baş Ekonomisti Robin Brooks’in Türkiye ekonomisi hakkındaki düşünceleri bir hayli ilginçti! The Economi: “Türkiye ekonomisinde ters giden bir şeyler var. Yükselen enflasyonun ortasında bile ekonomi büyüyor” diye yorum yapması, Uluslararası Finans Enstitüsü Baş Ekonomisti Robin Brooks’un “Türkiye ekonomisi patlama yapacak” demesi boşuna değildi!..
Oysaki Türkiye ekonomisinin küresel ekonomik krizden etkilenmemesinin en büyük sebebi uygulamış olduğu ekonomik modelin başarılı olmasından kaynaklanıyordu. Çünkü Türkiye’nin uygulamış olduğu ekonomik modelin stratejik kuralları arasında yatırım ağırlıklı, istihdam ve üretim amaçlı, ihracat hedefli olması vardı. Türkiye’nin ekonomik büyümesi geçtiğimiz yıla göre yüzde 9,2 artış göstererek 22, 6 milyar dolara yükselmesi Uluslararası Finans Enstitüsü Baş Ekonomisti Robin Brooks’in dikkatinden kaçmadı. Robin Brooks, Türkiye ekonomisini değerlendirirken Türkiye ekonomisi patlama yapacağını söylemesi de kehanet değildi.
Türkiye’nin büyümesi, gelişmesi ve tam bağımsızlığına kavuşması için bundan 20 yıl önce AK Parti’nin iktidara gelmesi ile düğmeye basılmıştı. 20 yıllık devrim süreci içinde siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri, istihbarı vs. daha birçok alanda gelişme ve büyüme kaydedildi. Yerli ve milli atılımlarla Türkiye gelişti ve büyüdü. Şehirleşme, sanayileşme, çevrecilik… Artık kendi uçağımızı, kendi gemimizi ve kendi silahımızı yapacak güce ulaştık. Tam 60 yıl sonra milli/yerli arabamız TOGG büyük bir sevinç yaşadık. Türkiye daha yeni başladı! Geçen 20 yıl sadece altyapı ve hazırlıktı! Türkiye olarak asıl yapacaklarımız 2023’ten sonra!.. Yani, 2023 Projesi, 2071 Projesi ile TÜRKİYE YÜZYILI…
YORUMLAR