Bartın’daki faciada (bugün saat 11:50 itibarıyla) 40 evlâdımızı kaybettik. Arama kurtarma çalışmaları yürekleri yanık madencilerin arkadaşlarının da katkısıyla devam ediyor.
Ve tabiî yitirdiğimiz canların âile ocakları da o (garibanların ekmek teknesi) maden ocağı gibi göçtü.
Ey kardeşlerim, ey babasını, evlâdını, kardeşini kaybetmiş canlar, inanın sizinki kadar asla olamaz ama, benim de yüreğim kan ağlıyor. Başınız sağolsun lafını sevmem, Allah’ın rahmeti o yakınlarınızın üzerine olsun. Rabbim Tealâ taksiratlarını avf, mağfiret ve gani rahmet eylesin. Zaten hepsi hükmî şehiddir.
Cenâb-ı Allah ricâl-i devlete de vebállerini hatırlatsın, El-Kâbıd adıyla hükmedip tüm mesuliyetini müdrik olmayan yöneticileri de vicdan azabıyla sıksın. Bedduâ mı ediyorum? Hayır, yalnızca hissiyatımı ifade ediyorum.
Ey ricâl-i devlet, İslâm dininin, yönetim ve yöneticilik hakkkındaki emir ve ilkelerini bilmek ve hayatınıza tatbik etmek zorundasınız. Yok eğer “biz dini devlet işlerine bu gibi şeylere karıştırmayız” diyenlerdenseniz, ne haliniz varsa görün, Allah müstehakınızı versin.
İslâm dini, toplulukların başsız olmasını istemiz. Mutlaka bir yöneticiniz (başınız) olsun der. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) “Üç kişi [dahi] olduğunuzda içinizden birini imam (yönetici) seçin” buyurmuşlardı. (Taberânî )
Herkes yönetici olabilir ancak, her önüne gelen yöneticilik yapamaz. Yönetici tarifinden bile yola çıksanız, “yönetici toplumundan (yönettiklerinden, ahaliden) sorumlu kişi” demektir. Yàni önce mes’ûliyet bilinci sonra ehliyet ve liyakat gelir.
Bunu da belirtmişti Resûlullah (salat’u selâm olsun ona). Buyurdular ki, “on kişiye baş olan (büyük hesap verecektir, binaen’aleyh) ateşe hazırlansın…”
− O zaman bu teşvik olmuyor, bilâkis korkutmak oluyor, öyle değil mi?
− Aynen öyledir. Zaten İslâm dini ilkelerine göre yöneticiliğe (âmirliğe) talip olunmaz, kişi talep edilen (yönetici olması istenen) olsa dahi, kendisinde o vasıflar yoksa, sorumluluk alacak ehliyet ve liyakatte değilse (korkup) reddeder yöneticiliği.
− Zamanımızda seçimler yapılıyor, insànlar yalan dolan, alavere dalavere yaparak yönetime geçmek için yarışıyor buna ne buyurulur?
− Doğrudur. Riyaset (başa geçme) hırsının cinsel şehvetten üçyüz küsur kat daha fazla olduğunu söylüyor bir büyük İslâm âlimi.
Daha Peygamberimizin naaşı ortadayken bu yapıldı. Halifelik için kavimler arasında tartışma başladı. Ebûbekir (-i sıddık) olmaya idi kan bile dökülebilirdi. Ahir zamanda, hele günümüzde iş iyice zıvanadan çıktı.
Neyse, sonuçta biz işin vebál, sorumluluk kısmına vurgu yaparak, Bartın’da onlarca evlâdımızı alan faciaya nazîre (benzeriyle karşılık) için böyle başladık.
Diyoruz ki, “ey ricâl-i devlet madem sorumluluğunuzun gereğini yapamayacaktınız, neden sırtınıza aldınız bu bârı (yükü)?”
Ya da kusura bakmayın ama beceremiyorsanız bırakın. En azından sorumlular (Japonlar gibi harakiri yapmasalar da) namuslarıyla “beceremedim, görevimden istifa ediyorum” desinler. Müslümana bu yakışır.
Haber başlıkları ve mütalâamız:
Cumhurbaşkanı Erdoğan Bartın’daki maden kazasının yaşandığı alana gidecek. Mütalâamız: Sayın CB olay mahalline kadar gitsin elbette ama gitmekle kalmasın, sorumluların (Maden Ocağını yönetenlerden başlayarak kendi bakanları dahil) yargı önüne çıkmalarını, (kabinesindeki sorumluların da) istifa etmelerini sağlasın!
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, patlamanın yaşandığı maden ocağında incelemelerde bulundu.
Mütalâamız: Allah aşkına bırakın bu basmakalıp işleri. Pek sayın bakanlar, zátıâlilerinin uzmanlık alanları jeoloji, metalurji gibi sahalarda mıdır? İşin mühendislerini, ilim adamlarını alarak yàni uzmanları alarak yapınız incelemeyi de, en kısa zamanda halka doğru bilgi ulaşsın. (İstifa meselesi mahfuzdur).
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından Amasra’daki maden kazasına ilişkin açıklama yapıldı.
Mütalâamız: Haberin tafsilatını da okudum. Tv haberlerindeki gibi bir açıklama. O kadarını siz değil televizyonlar, gazeteler de yapar. Siz, sorumlular hakkında neler yapılacak, bu elim faciaya kimlerin ihmali, hangi ciddî hatalar sebep oldu onları söyleyiniz. Bu kaçıncı maden ocağı faciası, yetmiyor mu gözyaşlarımız, yürek sıkıntımız. O garibanların âileleri ne olacak?
Unutmayın diye tekrar edeyim: Bu insanların âile ocakları da o maden gibi göçtü. Allah aşkına mes’ûliyetinizi müdrik olunuz. 15.10.2022
YORUMLAR