Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

ABLA, ALBAYIN ESERİ

“Meral nasıl güçleniyor?” sualine bir cevap verebiliyor musunuz? Öyle siyasî partilerin oy oranlarındaki palyatif değişikliklerle izah edilemez bu.

Size (belki aleyhime olacak) samimi bir açıklamayla cevap vereceğim. Allah için siz de samimi olarak okuyun:

Bendeniz milliyetçi ve Müslüman bir ana babanın çocuğum. Merhum babam Türkiye ve dünya hadiselerini takip eder, zaman zaman bunları yorumlardı bize.

Siyasette Demirel-Adalet Partisi, Ecevit-Cumhuriyet Halk Partisi, Erbakan-Millî Selâmet (Refah) Partisi ve Türkeş-Milliyetçi Hareket Partisi vardı. Sonradan Turgut Özal ve ANAP çıktıydı piyasaya.

O zamanlar insànlar kesin çizgilerle ayrılıyor, “Demirelci, Ecevitçi, Erbakancı, Türkeşçi” gibi yaftalanıyorlardı. Ne babam ne biz, Alparslan Türkeş’i hiç desteklemedik.

«Türkeşçi» olmadık. 60 darbesinde Adnan Menderes’i zalimce asan meş’ûm darbeyi radyoda ilân etmiş bir albayın hayranı nasıl olunabilirdi ki?

Türkiye üzerine oynayanlar, on yıllardır kâh doğrudan askerî darbelerle kâh postmodern darbelerle, kâh FETÖ gibi halkın direnişyle teşebbüste kalmış darbe girişimleriyle; olamaz denilen birçok şeyi mümkün kıldılar.

Millet her türlü tahribata azar azar, yavaş yavaş alıştırıldı. «Olanak» dediler, başta «dolanak» sananlar oldu ama sonunda alıştılar. «Olasılık» hâkezâ. «Orasızlık mı?» diyenler oldu ama neticede «kanıt, yapıt, yanıt» gibi dilimizi bozan sürü sepet kısır kelime dilimize yerleştirilmiş oldu, zengin Türkçe fakirleştirildikçe fakirleştirildi.

Bugün bir lisán-dil şurası toplansa ve bu türden uydurukça kelimeler için rapor hazırlasalar dahi kolay kolay söküp atılamayacaktır bunlar.

Düzeni kuran «tek adam» baştan bağlamıştı yolları. Melon şapkalı, eldivenli, Fransız taklidi adam, sarığımızı atmakla kalmadı, dilimizin bize ait kelimelerini de bin yıllık öztürkçe yazımızla birlikte yok etti. Dilimizi de değerlerimizi de yitirdik. Geçmiş olsun, geçirmiş olsunlar…

Zaten şu yazıyı okurken bile “aman canım Ercan Bey…” diyordur bazıları. Fikriyat, tefekkür, düşünce hayatımız dahil, hemen her şeyimiz bizden olmayanların fuhşiyat medyasına teslim. Özel kanalizasyonların da açılması ile rezalet tavan yaptı. Devletin bunları kontrolü imkânsız hale geldi. RTÜK’ü falan bir halt sanmayın.

Adı var kendi yok bir kurum. Bir tv kanalında vücutları tam üryan iki kişi alenen zinâ yapacak ki RTÜK bir ceza kessin, yayından kaldırsın.

Reklâmlarda üryan üryan karılar seksapalite sergiliyor her haltın satışı için. Dondurma yalama sahneleri, otomobiller üzerinde dâvetkâr pozlar gırla gitmiyor mu? Bunlara bir yasak var mı? Yàni RTÜK öyle kalkıp da diline zinâ yapan heriflerle falan hiç uğraşamaz.

Milleti bu uğursuz medya ordusu uçkur altına yönlendiriyor. Artık moda yoluyla evli barklı kadınlar bile seksapalite peşinde.

Dekolte diyerek (mánâsını bilmediğin için) işi sulandırıyorlar. Göbeği açmanın, göğüs çatalını ortaya çıkarmanın mánâsı ne? Dekolte!.

Dekolte, (Fr. décolté), omuzu, göğsü ve/veya arkası açık kadın elbisesi demek. Hüseyin C. Yalçın “Dekolteler o kadar açık ki insanın bâzen hiç zahmet etmeseler diyeceği geliyor” demiş…

Neyse konu dağıldı yine. Alparslan Türkeş diyorduk. Darbeci Alparslan Türkeş milliyetçilerin lideri oldu iyi mi? “Kanımız aksa da zafer İslâm’ın” dediler. Aralarında hakikaten de Muhsin reis gibi mübarek insànlar vardı. Mamak zindanlarına atıldılar ve çıktıklarında Büyük Birlik dedi, kafatasçılığı bıraktılar. O zaman biz de onlara iltihak ettik, birlikte çalıştık.

Sonra Muhsin reisi şehid ettiler, dâva bitti. (Bu konuda “Neden liderler ölünce dâva bitiyor?” başlıklı müstakil bir yazı da yazacağım. Bekleyiniz)

Meral abla Türkeş’in talebesiymiş, milliyetçi ve muhafazakârmış iyi mi? Aslında öyle değil, ablanıza “sen Bahçeli ağacını silkele, düşenler yeter” dediler. O da yaptı ve hakikaten de yetti, düşen meyvelere sinek musallat olur hesabı sürüyle sineği de oldu. Al sana İYİ bir parti…

Kimse kusura bakmasın. Darbeci albay Türkeş’e perestijin sonucu bunlar. O darbeci albayı “Alparslan Türkeş (Bediüzzaman’ın) mezarının parçalanması olayının neresinde?” diye araştırmış bir yazar. Diyor ki,

− Alparslan Türkeş’le görüştüm. Yazılı olarak cevap vereceğini söyledi ama cevap vermedi. Bu soru ile muhatap olunca nedense çok kızıyor. (…….) 27 Mayıs’ta radyolarda konuşan darbenin kudretli albaydı Alparslan Türkeş, elbette bu sorunun muhatabıdır. (…….)Türkeş’in de işin içinde olduğunu biliyoruz. İhtilâlden sonra yaptığı bir konuşmada kendisine Nurculuk sorulmuş ve “biz Said Nursi’nin mezarını kaldırmakla o meseleyi hallettik” demiştir.

Meral abla da bakanlık yaptığı günlerde “MGK’da başörtüsünü hallettik (artık örtülmeyecek) bizzat uygulayacağım kararı” demişti. Bugün “bu meseleye ilk karşı çıkan bendim” diye üfürüyor O kadar safız ki “e bari sen de örtün” diyen bile çıkmıyor. Meral ablanın dolmalarını kim yutar? Ben bilmem, medya bilir. 29.07.2022

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER