EKONOMİK AKIL/MANTIK NE DİYOR, BİZ NE YAPIYORUZ?!!
Her işte, her şeyin başı akıl, biz akılla bilgi edinir, akılla anlar, akla dayalı olarak davranırız, yaparız, yapamazsak ne olur, sonuç her on, on beş yılda olan krizler olur, kötü yaşarız… Ne oluyor, ben 1994, 2001, 2008, 2017-18 – 2022 krizlerini görmüş, 1994 krizinde bir ev kaybetmiş biriyim… Bu krizler neden oldu, derseniz?
Üretim, Tüketim, Arz, Talep, ithalat, ihracat, üretim ve tasarruf, yatırım eksiliği, gelire bakılmaksızın borçlanma, bu borçla yaratılan kaynakların gösterişe dönük, popüler işlere harcanması, aynı kişilere bu işlerin verilerek gelir dagılımının bozulması… Üretimin ihmal edilmesi, hatta ithalatla, üretimden, imalattan üreten ve imalatcıların uzaklaştırılması, sürekli satışlara ve borçlanmaya dayalı kaynak kullanımı, dengesizliklerinden oldu derim… Başka nedenler de oldu, dünyada öngöremediğimiz gelişmeler oldu, Irak işgal edildi, Suriye İşgal edilmeye çalışıldı, Salgın oldu, Ukrayna-Rusya savaşı oldu… Bu arada terörle mücadelemiz oluyor, darbe girişimi oluyor derken, bunlarda bu krizleri tetikledi, şimdi dünya kriz yaşarken biz buğran yaşıyoruz, diyebiliriz… Gerçi bir aralar krize kriz denmesi yasaktı, hükümet yetkilileri, hükümetimizi kayıtsız şartsız destekleyen gazeteciler, akademisyenler ve troller haşlıyordu insanları.. Şimdide bunu yasayla yapmaya çalışacaklarmış!!!
Uzmanlığı, egitimi olmayanlar konuşamayacakmış, ben uzmanmıyım, degilim bu alanda egitim aldım mı evet, iyide ben yaşıyorum bunu, dün aldığım bir kilo cay bir günde %50-60 artıyor, ben buna yorum yapamacakmıyım??!! Kısacası hepimiz ekonominin içindeyiz, şeker bir yılda nasıl 5 liradan 25 lira oldu görüyoruz… Yağ 50 liradan 160 liraya geldi… Sürekli bunların tekrarlanması da yanlış kabul ediliyor, biz gelelim ekonomide yanlış uygulamalara…
Bir, bu kadar ithalata yüklenilmeyecekti, 20 yılda bir trilyon doları aşmış olması lazım araştırmak gerek… BU dış acık verilmeyecek ti verildi…
İki, bu kadar dış borç alınmayacaktı, bu alınan dış borçlarla alt geçit üst geçit yerine üretime, imalata, ara malı imalatına dönük, GES ve RES enerji yatırımları yapılacaktı… Yapılamadı…
Sonra sürekli bir düşman bulunup eyy Sisi, eyy Esat, eyy Amerika, Ey Makron, Eyy Netenyahu, Eyy Yunanistan, Eyy BAE Emiri denilerek dış politika yapılamayacaktı.. Kazan, kazan mantığına agırlık verilecekti… Yapılamadı…
Dört, Bizim paramız neden değer kaybediyor, paramızı üretimle tasarrufla desteklemek yerine ülkemizde yap işlet devretleri bile dolara bağlayarak zaten rezerv sıkıntısı çeken Merkez Bankamızı daha da bir rezerv sıkıntısı yaşar hale getirilmeyecekti… Getirildi…
Sonra bankalarda ki aşagı yukarı yarısı dolar mevduatıdır, diger yarısını da kur korumalı mevduatla dolara bağlandı… TL nasıl deger kazansın ki, her şey, herkes aleyhine çalışıyor… Şimdide faiz olmayan faizle, enflasyon korumalı bonolar cıkarılacakmış, hiç olmazsa TL ye TL ölcüleriyle deger verilecekmiş… Bütün bunlar yapılırken…
Altı, Ekonomik olarak zaten eşitsizliklerin ülkesi/toplumuyken daha çok eşitsizlikleri körükleyecek bir para transferi faizlerle, bonolarla yoksullardan, zenginlere doğru yapılıyor… Faiz, Kur Korumalı Mevduat, Enflasyona Endeksli Mevduatla bankalara hücum eden paralar paradan para kazanıyorlar… Madem bu kadar para varsa, neden yatırıma, üretime imalata dönüşerek toplumda refaha neden olmasının önü acılmak yerine.. KKM, EKM gibi yüksek faiz ödemeleriyle zenginlere para aktarılıyor.. Nas, ekonomik mantık/akıl bu duruma ne diyor, kimsenin umurunda olmuyor… Son olarak…
Yukarda saydığımız hataları yap, yapalım borç al, ithalatla mal al, mevcut fabrikaları, işletmeleri, arsaları, limanları sat ithalat acıklarını, aldığımız borçların ve faizlerini kapat… Gelinen noktada TCMB rezerv yok, üstelik de borç çok, bizim cüzdanda para yok, üstelik de borç kallavi, üretimde sıkınıtı var, nedeni ise şu.. Geçen sene 50 bin liralık pirinç satan bir Tosyalı Hemşerim, bu sene 35 bin liralık sadece gübre almış, 65-75 bin lirada başka şeylerle dahada fazla olacaktır, üretim maliyeti.. Bu sene pirinçlerini en az 125 bin liraya satması lazım ki kar edebilsin… Döviz krizi, maliyet krizi, üretim krizi, aşırı fiyat artışları krizi, işsizlik krizi, göçmen, sıgınmacı, kaçkın krizi, salgın krizi, bütün bu krizler, ciddi önlem alınmazsa, tencere krizine dönüşmek üzere… Kim önlem alacak, 20 yıldır ülkeyi yöneten, bu ekonomik hataları yapanlar, umutsuzluğu sevmem ama, biraz zor görünüyor… İnşallah ekonomik akla, mantıga dönüş olur, ekonomide her şey yatırımla, üretimle, imalatla başlar, oysa bizde para oyunlarını öteye geçemiyoruz, inşallah oraya döneriz, önerisi, umudu, dileğiyle, ricasıyla.. Selam ve Sevgilerimle…
YORUMLAR