İsrail 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Filistin halkı üzerine bomba yağdırıyor. İsrail hiçbir uluslararası savaş kuralı tanımıyor. Çünkü arkasında ABD, İngiltere ve bazı Avrupa ülkeleri var! Bu yüzden israil, uluslararası kuruluşların ve birçok ülkenin uyarılarını da görmezlikten gelerek Filistin halkına zulüm etmeye devam ediyor.
Bugünkü yazımda, İsrail’in Gazze’de fosforlu top mermisi kullanması, sağlık hizmetlerine yönelik saldırıları, yazılı, görsel ve sosyal medyada kara propaganda içerikli yalan, asparagas ve iftira dolu haberleri ile birlikte algı operasyonları ve dünyada Filistin’e destek amaçlı yapılan gösteriler, Filistin/Hamas-İsrail Savaşı’nın dünyadaki yansımaları üzerinde duracağız.
YASAK AMA İSRAİL, GAZZE’DE FOSFORLU TOP MERMİSİ KULLANIYOR
İsrail, Gazze ve Lübnan’a yönelik yapmış olduğu askeri operasyonlarda 7 Ekim’den bu yana yasak olmasına rağmen fosforlu top mermisi kullandı. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) İsrail’in Filistin’deki saldırılarında fosforlu top mermisi (beyaz fosfor) kullandığını teyit etti.
İsrail’in Durra Çocuk Hastanesi dahil birçok bölgeye yapmış olduğu saldırılarda fosforlu top mermileri kullandığı haber ajanslarının çektiği resim ve videolarla doğrulandı.
İsrail, fosforlu mermi (beyaz fosfor) kullandığını ne kadar inkar etse de Uluslararası Af Örgütü’nün Kriz Kanıt Laboratuvarı’nın doğruladığı video ve fotoğraflar gerçeği olduğu gibi ispat etmekteydi. Uluslararası Af Örgütü’nün delil/kanıtları arasında Anadolu Ajansı (AA) foto muhabirinin çekmiş olduğu fotoğrafları da var.
UAÖ (Uluslararası Af Örgütü) İsrail askerlerinin beyaz fosfor kullandığına dair elinde ikna edici fotoğraf ve video gibi kanıtlar olduğunu açıklaması Birleşmiş Milletleri (BM) de harekete geçirdi.
Uluslararası Af Örgütü, İsrail askerlerinin fosforlu top mermileri kullandığı doğrulayarak ” İsrail insani yardımlara izin vermek zorunda” dedi.
Beyaz fosfor yangın çıkartıcı ve hedeflerin işaretlenmesi özelliği olmakla havayla temas ettiğinde yüksek sıcaklıkta yanarak insan bedeni içinde büyük hasarlara yol açabiliyor. Ayrıca su ile de söndürülemiyor. Beyaz fosforun bu özelliklerinden dolayı alınan uluslararası kararlarla çatışmalarda, savaşta veya sivil alanlarda kullanılması kesinlikle yasaklanmıştır.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika İletişim Direktörü Ahmed Benchemsi, beyaz fosforun korkunç bir silah olduğunu, kullanıldığında ölümcül sonuçlar doğurabileceğini açıklayarak İsrail’in beyaz fosforun yerleşim alanlarında kullanmayacağını açıklamasına rağmen kullandığını ifade etti.
Yasak olmasına rağmen İsrail’in Gazze’de fosforlu top mermisi kullanması dünyada tepkilere yol açarken aynı zamanda kendi sonunu da hazırlamaktadır! Fosforlu İsrail, bir gün gelecek kendi fosforunda yanacak! Kısaca, İsrail, Gazze’ye mezar olacak!..
İSRAİL’İN GAZZE’DE SAĞLIK HİZMETLERİNE YÖNELİK SALDIRILARI DÜNYA TEPKİLERE YOL AÇTI
İsrail’in Gazze’ye yönelik kara, deniz ve havadan yapmış olduğu saldırılarda ne yazık ki hastaneler, sağlık merkezleri de hedef oluyor. İsrail tarafından bugüne kadar Gazze’de sağlık hizmetlerine yönelik yüzlerce saldırı gerçekleşti. En büyük saldırı İsrail’in Gazze’deki el/Ehli Baptist Hastanesine yapıldı. Bu saldırı sonucunda 500’e yakın Filistinli’nin ölmesi ve binlercesinin de yaralanması dünya kamuoyunda adeta bir katliam ve soykırım olarak açıklandı.
İsrail’in el/Ehli Baptist Hastanesi’ni vurması dünyada çok büyük tepkilere yol açtı. En büyük tepki ve kınama Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) gelmişti. BM, Sınır Tanımayan Doktorlar, birçok ülkenin sağlık kuruluşları İsrail’i sağlık hizmetlerine yönelik saldırılardan vazgeçmesi konusunda uyardı.
Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Musa Faki Muhammed “Uluslararası insan hakları hukuku tarafından güvenli alan olarak kabul edilen bir hastaneyi hedef almak insanlık suçudur. Artık yeter…” diyerek uluslararası toplumun harekete geçmesi çağrısında bulundu.
Uluslararası önemli bir sağlık kuruluşu olan Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) İsrail saldırılarının bir katliam olduğunu belirterek bilhassa sağlık hizmetlerine yönelik saldırılarını kabul edilmez bulduğunu açıklayarak kınadı.
İsrail saldırılarının başladığı İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze’de salgın hastalıkların yayılabileceği korkusu ve endişesi her geçen gün daha da büyümekte…
İsrail önce bahane ve kılıf olsun diye hastanelerin boşaltılmasını istiyor sonra da saldırıyor. Zaten daha önceki hastaneler ve diğer sağlık merkezlerine yapmış olduğu saldırıları Dünya Sağlık Örgütü İsrail’i uyarmakla kalmıyor aynı zamanda bu karardan vazgeçmesini istiyordu. Ayrıca hastane tahliyelerinin hastaların ve sağlık çalışanlarının hayatlarını riske atacağı konusunda da uyarmıştı.
İsrail, BM’nin uyarısını umursamıyor ve bildiğini yapmaya devam ediyordu. Ne yazık ki BM bile Filistin’de hizmetlerini son vermek zorunda kaldı. Gazze’de nüfusun büyük oranı maalesef sağlık hizmetlerinden mahrum kaldı.
Bazı Müslüman ülkeler Gazze’yi ve Filistinlileri yalnız bırakmıyordu. Mısır Kızılay’ı yaralıları kabul edeceğini açıklayarak 3 hastanenin hazır olduğunu belirtmişti. Ürdün, İsrail saldırıları sonucunda hizmet dışı kalan Gazze’deki Ürdün Sahra Hastanesi üzerinden sağlık hizmetlerine devam edeceğini açıkladı.
UNFPA (Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu), Gazze’de 50 bine yakın hamile kadının sağlık hizmetlerinden mahrum kaldığını ve bunlardan 6 bine yakının bu ay doğum yapacağını açıkladı.
YAZILI, GÖRSEL ve SOSYAL MEDYADA, iSRAİL YANLISI YALAN HABERLER, KARA PROPAGANDALAR ve ALGI OPERASYONLARI
İsrail-Filistin Savaşı’nda Hamas’ı suçlu çıkartabilmek için İsrail, ABD başta olmak üzere birçok ülke medyası ‘çocuk katliamları’ üzerine yalan ve yanlış haber yaptılar. Hatta ABD Başkanı Joe Biden, Yuhudi liderlere yapmış olduğu bir konuşmasında “Amerikalıların neler olduğunu görmesi önemli. İsrail’deki teröristlerin çocukların kafasını kestiği resimleri göreceğimi ve bunları doğrulayacağımı hiç düşünmemiştim.” diyerek tahrik edici ifadeler kullanmıştı.
ABD buna rağmen, İsrail’in paylaştığı bebek fotoğraflarını doğrulamanın kendi işleri olmadığını savunarak günah çıkartma yoluna gitmişti. Bu da ikiyüzlülüğün en alası olsa gerekti.
Öte yandan yangının üzerine körükle giden İsrailli gazeteci Okren Ziv’e Oren Ziv, “Bebeklerin kafasını kestiği” haberleri üzerinden Hamas’ın, İsrail Ordusu’nu suçlamaya yönelik Gazze’deki savaş suçlarını meşrulaştırmak amacıyla kullanacağını ifade etmesi saptırıcı/çarpıtıcı bir gazeteci zihniyeti değil miydi?!
Bütün bu gelişmeler ve olaylar karşısında Hamas, kendileriyle ilgili olarak çocukların öldürüldüğüne, kafalarının kesildiğine ve sivillerin hedef alındığına dair bütün bu iddiaların asılsız ve yalan olduğunu açıklamak zorunda kalmıştı.
Filistin/Hamas ile ilgili yalan ve asılsız haberler karşısında Türkiye gibi bazı duyarlı ve hassas ülkelerin kurumları ve yayın kuruluşları dezenformasyonla mücadele ederek dünyaya gelişmelerin ve olayların doğrularını anında açıklıyorlardı.
Yazılı, görsel ve sosyal medyada Filistin/Hamas’a yönelik batı medyası üzerinden başlatılan kara propaganda, karalama ve iftiralar üzerine Filistin’e destek amaçlı güçlü bir dayanışma içinde yeni argümanlar geliştirerek gerekli tepkiler, cevaplar anında verilebiliyordu.
Siyasette, ekonomide ve dış politikada olduğu gibi yazılı, görsel ve sosyal medyada da artık dünya eskisi gibi değildi! Yalan, yanlış ve asparagas haberler üreten medya karşısında doğru, dürüst ve gerçek haberlerle cevap verilebiliyordu. Filistin/Hamas üzerinde oynanan kirli oyunlar anında bertaraf edilerek gelişmelerin ve olayların orijinali/aslı anında dünyaya duyurulabiliyordu.
İsrail ve ABD yanlısı batı medyası, mazlum ve mağdur Filistin halkının sesini artık eskisi gibi kısamayacak! Batı medyası doğruların üzerine ne kadar sansür uygularsa uygulasın gerçeklerin üzerini eskisi gibi kolay örtemeyecek. Gerçekler güneş gibiydi. Gerçekler haberler, bütün yanlış, yalan ve asparagas haberleri doğruların ışığında boğacaktı! Artık dünya beşten büyüktü! Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı! Çünkü İnananlar, doğru olanlar, mazlum ve mağdurlar yalnız değildi!..
Elbet ki batıda ufak-tefek de olsa gerçekleri açıklayan, yazan, çizen bazı gazeteciler, karikatürstler ve yazarların başı derde girebiliyordu. Mesela İngiliz “The Guardian” gazetesinin 40 yıllık emektar karikatürsti Steve Bell, sırf İsrail Başbakanı Bünyamin Netanyahu’yu farklı bir üslupla çizdiği için işten çıkarılmıştı!
Öte yandan, dünyaca ünlü medya kuruluşu BBC, İngiltere’deki Filistin’e destek gösterilerini kamuoyuna duyururken yanılttığını kabul ederek özür dilemek zorunda kalmıştı!
Bu gelişmelerde apaçık gösteriyordu ki gerçeklerin/hakikatlerin üzeri asla ve asla kapatılamıyordu!
DÜNYADA FİLİSTİN’E DESTEK GÖSTERİLERİ ve HAMAS-İSRAİL SAVAŞININ DÜNYADAKİ YANSIMALARI
ABD, İngiltere, Fransa ve bazı Avrupa ülkelerinde düzenlenen Filistin’e destek gösterileri her geçen gün artmaktaydı.
Batı da Filistin’e destek amaçlı yapılan gösteriler polis müdahalesine maruz kalıyor. Filistinlilerle dayanışla gösterileri kimi zaman baskı ve şiddet yoluyla engellenmeye çalışılıyor, kimi zaman yasaklanıyor ve kimi zaman da kısıtlamalar getirilerek çok dar alanlarda gerçekleşiyor. O da polis kontrolünde…
Paris’te, Filistin yanlısı gösterilerin yasaklanması karşısında şaşırmadık! Avrupa’nın birçok şehrinde benzer yasaklamalar gelebilir…
ABD’de Filistin protestosunda silahla görüntülenen Yahudi asıllı Meclis Üyesi gözaltına alınması da bir o kadar garip ve tuhaftı!
İsrail-Filistin Savaşı’nın sona ermesi ve İsrail’in Filistinlilere yapmış olduğu zulmü protesto etmek için bazı Yahudi grupları da gösteriler yapmaya başladılar. ABD’de de böylesi bir gösteri yapıldı. İsrail’i protesto eden Yahudi grup ellerinde “Ateşkes, Savaşa ve Ayrımcılığa Hayır, Benim Acım Sizin Silahınız Değil, Gazze’de Soykırımı Durdurun” yazılı pankartlar taşıdılar. Demek ki Yahudiler içinde de savaşa, zulme, haksızlığa ve adaletsizliğe karşı olan gruplar varmış!..
Dünyada bunlar olurken bir de iğrenç ve korkutucu olaylar da zuhur ediyordu.
ABD’nin Chicago şehrinde Filistinli Müslüman bir ailenin 6 yaşındaki çocuğu 26 bıçak darbesi sonucunda hunharca öldürülmüştü. Annesi de aynı cani tarafından bıçaklanmıştı. Bu olay dünyada büyük bir nefrete yol açtı. BM başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluş ve ülke tarafından kınandı. ABD’de hunharca öldürülen Filistinli Müslüman ailenin çocuğu için federal nefret suçu soruşturması başlatıldı.
Avrupa’nın göbeği Hollanda’da Fas kökenli ilk başörtülü milletvekili Kauthar Bouchallikht, Filistin zulmü nedeniyle İsrail’e tepki göstermişti. 22 Kasım’daki genel seçimlerden çekilmişti.
İsrail-Filistin Savaşı’nın gölgesi uluslararası futbol dünyası üzerine de düştü. F Grubu’nda oynanan 2024 Avrupa Şampiyonası Elemeleri Belçika-İsveç maçı terör saldırısı nedeniyle yarıda kalmıştı.
Bütün bunlar gösteriyordu ki İsrail-Filistin Savaşı’nın derinliğindeki gerçekler bir bir ortaya çıkacak… Mazlum ve masum Filistin halkının ahı İsrail’i kendi tükürüğünde boğacak… Dini, dili, ırkı ne olursa olsun dünyada zulme uğramış tüm halklar/milletler, devletler ve insanlar vermiş oldukları mücadeleler sonucunda bir gün mutlaka ve mutlaka haklı çıkacak…
YORUMLAR