Muhterem başkan, herif size adeta fırça atmış. “Sen kim oluyorsun da Müslümanlara «günaydın» demeyi men ediyorsun?” demeye getirmiş. Sen de cevabında saygılarını arz ediyorsun bu haddini bilmez yaramaza.
Kim ki bu herif? Patronuna içki servis ederek köşe kapmış biri sadece. Yoksa biz bilmiyoruz, size malûm bir allame mi, devlet bakanı falan mı? Veya bir büyükelçi mi?
Siz bu devletin Diyanet İşleri Başkanısınız elbette belirli bir ayarda olacak cevabınız, bizim gibi “lan hıyar sen asıl kim oluyorsun?” tarzında bir cevap veremezsiniz ama saygı arzı fazla değil mi sayın başkan?
Üstelik o yazısıyla saygının zerresini hak etmemişken. Ve üstüne üstluk sizin yazınız tam da saygıyı hak eden mükemmel bir “selâm” yazısı iken. Bakınız ilgili kısımdan bir paragrafı nakledeyim de muhterem okurlarım da kendi kararlarını versinler:
“Cahiliye döneminde birinin evine vardıkları zaman mahremiyete saygı göstermez, dünya ve âhiret saadetini temenni etmek olan selâmı da bilmezlerdi. “Sabahınız hayat olsun”, “akşamınız hayat olsun”, “aydın olsun” gibi sözler söylerlerdi. Bizde bazı kimselerin kullandığı “günaydın”, “tünaydın” ifadelerine benzer ifadelerdi bunlar.”
Ne kadar doğru, ne kadar güzel yazmışsınız sayın başkan. Yok sizinle uğraşıyorlarmış da herifçioğlu hazretleri buna göğsünü siper ediyor sizi kurtarmaya çabalıyormuş da… Geçiniz bu zevzeklikleri. Bunların hepsi kendini bir halt zannetmenin sonucudur. Bir halt olmadığı halde…
Hem bu «köşe» yazarları bir şey zannederek özel mesaj yolluyorsunuz, doğrudan muhatab oluyorsunuz da sadece Allah için size ve/veya makamınıza yönelttiğimiz tenkidlere neden bir kerecik olsun iki satırlık bir cevap yazma lütfunda bulunmuyorsunuz?
O herif-i nâşerif amiralin yazarı da ondan mı? Evet, itiraf ediniz ondan…
Olabilir çok okunan bir gazetede yazıyordur. Lâkin sizin de bizim de gözümüzde bir rezalet paçavrasından öte değeri olmamalıdır o tür basının. Ve en başta sizler onların paçavra yazarı olduklarını halka ifade edemez iseniz onlar cahillerin gözünde büyüdükçe büyümezler mi? Bazı diğer «köşe» yazarlar gibi CB dahil herkese ayar vermeye kalkışmazlar mı?
Hem biz büyüklüğü hak yolundaki büyüklük, mertebe olarak anlamak durumunda değil miyiz muhterem başkanım? Size teessüf ediyorum kusura bakmayınız. Hakkımız helâl olsun ama ahiretinize yazık etmeyiniz.
Ayaklar baş olmuş diye hayıflanıyoruz ya kimi zaman. Oysa ayakları baş yapan bizleriz, bizlerin hatalarıdır bunu idrâk edemiyoruz ne yazık ki.
1950’de Demokrat Parti halkın ezici gücüyle iktidara geldiği zaman CHP takımı “ayaklar baş oldu” diye veryansın etmişler, içlerine sindirememişlerdi. Dünya dönüyor. Kimi zaman onlar kimi zaman biz söylüyoruz aynı lafı. Fakat her halükârda bu bir sızlanmadır ve Hak eziliyor, bátıl başa geçiyorsa asıl ayakların baş olduğu zaman o zamandır.
Menderes de Erdoğan gibi halkın sesiydi, duyulmayan sesi, köyün, köylünün hasılı tüm mazlûmların sesi. CHP ise halkın verdiği millî mücadelenin üzerine haksızlık yaparak oturmuş ve yalnızca gizli derin güçlerin emrindeki bir avuç elitlerin sesiydi.
Halk yıllarca sesini çıkaramadı. CHP azdıkça azdı ve bugün artık vatan hainliği düzeyinde bir felsefeye sahip…
CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yarı çıplak bir semazeni, ney ve oyun havası eşliğinde dans ettirdiği organizasyona CHP parti yönetimi onay vermemiş olabilir mi?
Netekim, CHP İzmir Milletvekili Kani Beko… hani şu “Meclis’te Kur’ân’ın işi ne, zinhar okunmasın” halt yemesiyle hatırladığınız herif. Çıplak semazen (!) rezaletine milletin verdiği tepkiyi hakaretle karşıladı. Gösteriye karşı çıkanları çağdaş değerlere (??) düşman ilân ediyor, Müslümanlara “yobazlar” diyor!.
DİB’nını koruma ve kollama görevini kendine vazife edinmiş bay «köşe» yazar acaba bunlar için de bir şeyler yazar mı? Meselâ “ulan puşt sen kimsin de millete küfrediyorsun?” der mi? 19.09.2021
YORUMLAR