Vatan yanıyor…

PKK terör örgütünün sonu geldi. Onu kullananların niyeti de artık en salak kişilerin dahi anlayacağı kadar netleşti:

“Türkiye’yi yak, yık, yok et…”

Kullanılan örgütün elebaşlarından Karayılan nam terörist ağası emir veriyor, “kibrit, çakmak ne bulursanız ormanları yakın!”

Ertesi gün fevkalâde kıymete haiz, vatanın ciğerleri mesabesindeki ormanlarımız bir bir yanmaya başlıyor.

Bir ormanın beş yerinde aynı anda alevler yükseliyor… Belli ki sabotaj, kundaklama var!

Hal böyle olunca söndürme çalışmaları da son derece yetersiz kalıyor tabi.

PKK dağ kadrosundan ibaret değil. Bu gerçeği defalarca yazdık ve “asıl olan halkın destek vermemesidir, bu konuya yatırım yapın” dedik.

Halk (hasseten PKK’ya destek verenler) câhil. Kürtler umurunda olmayan, aldıkları paraya bakan ve dış mihrakların maşası bu hain örgüte Kürtlerin temsilcisi gibi bakanlar var hálâ.

Bir de hin oğlu hinler var. Câhil cüheyla olmadıkları halde siyasi ikballeri için vatanın yanmasına aldırmayanlar var…

Hálâ bu terör örgütünün siyasi uzantısı, kolu olan HDP’yle ittifak hesabı yapanlar acaba vatanın ciğerleri yanarken kendilerine gelebildiler mi?

Ne gezer, onların dini imanı tebahür etmiş çoktan. Türkiye’nin tamamı yansın yeter ki iktidar onlara geçsin!.

Lâ’net olsun bu şekilde gelecek iktidarınıza…

Ateş düştüğü yeri yakarmış. Bu söz bir acı en ziyâde o acıyı yakinen çekenler tarafından hissedilir anlamında.

Orman yangınlarına gelirsek…

Ormanlara düşen ateş düştüğü yeri yakmakla kalmıyor. Yüzbinlerce hektar orman yandığında bilin ki soluduğunuz havanın size hayat veren oksijeni de berhava olmuştur.

Yalnızca ciğerlerimiz yanmıyor yani. O bölgelerde yapılan hayvancılık, tarım ve sair her iş büyük ölçekte sekteye uğruyor, milyarlarca liralık zarar meydana geliyor.

Yaz bitecek domates hálâ şu fiyatta. Patlıcan bile yiyemiyoruz doğru dürüst, ki eskiden kimse pek yüz vermezdi patlıcana falan.

Türkiye yanıyor biz ne yapıyoruz? Seyrediyoruz.

Türkiye çapında OHAL ilân edilse yeridir. Suçlular hem fert olarak hem de onlara bu suçları işleten mihraklar olarak yakalanmalı, halka teşhir edilmeli ve artık dış mihraklara karşı duruşumuz daha bir netleşmelidir.

Bendeniz CB sayın Erdoğan’ın yerinde olsam Türkiye’nin her yerinde gece gündüz bu hainlikleri anlatırım.

Muhalefeti suçlamak kolay, zor olan o muhâlefet dahil Türkiye’nin aleyhinde olanların tamamını motive eden, onlara süflörlük yapan dış mihrakları konuşmaktır.

Muhalefle uğraşmak bile vakit ziyanı. Adamlar zaten hergün kendilerini rüsvay edecek yeni bir şey buluyor. Millet ahmak değil ya böylesi bir muhalefeti iktidar yapsın. Biz Türkiye düşmanlarına odaklanalım.

Öyle ki halk bizim farkımızı daha iyi anlasın, devlet olabilmek için nasıl bir duruş sergilenmesi gerektiği noktasında kafasını kimse karıştıramasın.

Fatih Sultan Mehmed Han, Ormanları korumak için çok ciddî kanunlar çıkarmış, ormanlara zarar verenleri katledeceğini duyurmuştu. Devlet en büyük güçtür ama hedefleri iyi tayin edilirse…

Cenap Şahâbeddin.”Bir âşiyân-ı müzehher ki pür tuyûr’u zılâl” (Çeçeklerle kaplı bir kuş yuvası ki, kuş gölgeleriyle, kuşlarla dolu) demişti.

Cennet vatanımız güzel bir âşiyân. Böyle de kalmalı. 30.07.2021