Savaşların kaynağı nedir?
*
Sonda söyleyeceğimi başta ifade edeyim:
Hakaret ettiğimiz kişilere “öküz”
sevdiklerimize “aslan” dediğimiz için…
*
Öküz ot yer…
Dünyanın en nefis etini önüne koyun,
dönüp bakmaz…
Hiçbir canlıya zararı yoktur…
Üstelik insanlığa hizmeti de büyüktür.
*
Aslan ise et tüketir…
Aç kalsın,
Tereddüt etmeden insanı lup eder…
*
“Aslanım benim”
Övgüdür bu…
*
“Eşek” deyin…
Adam gider size “hakaret davası” açar…
*
İşte insanoğlunun nankörlüğü burada başlar,
“Aslanım benim mükemmelsin ! ”
“Öküz herif önüne baksana ! ”
*
Bugün dünyayı öküzler yönetseydi,
tek kişinin bile burnu kanamazdı…
*
Ama…
Ama maalesef aslanların elindeyiz…
Kalleş, hain çıkarcı aslanların…
*
Suriye’ye sırtlanlar, aslanlar gibi
saldıranların elindeyiz…
*
Müslümanların üzerinde oynanan oyunlarla,
nifak tohumları sokanların elindeyiz…
*
İşgaller, ölümler…
*
Aptal mezhep savaşlarının içinde,
“Allahu ekber!” deyip ateş eden,
Kelime-i şehadet getirip ölenlerin dünyasındayız…
*
Birbiri ardına gelen kötülüklerin içindeyiz…
*
Acımasız savaşta;
Türkiye hariç, tüm dünya ülkeleri çıkar peşinde:
*
Aslanlar gibi saldırıp,
Kalan kemikleri akbabalara bırakmanın peşindeler…
*
Ve…
Ve tüm acılara, gözyaşlarına rağmen;
hipnoz olmuş İslam(!) ülkeleri var sahnelerde…
*
Hani bir atasözü var ya, Kızılderili doğa için söylemiş,
“Son ırmak kuruduğunda ,son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak”
İşte o atasözünü değiştirerek yazımı bitirmek istiyorum:
*
“Son İslam ülkesi işgal edildiğinde, son kadına tecavüz edildiğinde, son çocuk öldüğünde, Müslüman(!) biat ettiği haçlı zihniyetinin kurtarıcı olmadığını anlayacak”
*
Sağlıcakla kalın…
YORUMLAR