DERT KAZANMAK DEĞİL, ELLİ’Yİ ALMAK!..

DERT KAZANMAK DEĞİL, ELLİ’Yİ ALMAK!..

Öncelikle yirmi sekiz Mayıs’ta yapılacak olan ve Erdoğan ile Kılıçdaroğlu’nun yeniden yarışacağı seçimlerin yüzde elli biri değil, en çok oy alanın kazanacağını her seçmenin bilmesini ve oyunu mutlaka kullanması gerektiğini hatırlatmak isterim.
Çünkü başta Anadolu Ajansı olmak üzere CHP’ye sızmışlar diye suçlananların ve saray destekli paracıkların yönlendirdiği ileri sürülen sözde ajansların oluşturduğu dezenformasyonla umudu kıranların yeniden kendilerine gelip, umutlarını yitirmeden yirmi sekiz Mayıs’ta sandık başına tekrardan gidip, oyunu kullanması demokrasi adına yapılacak en güzel harekettir.
Evet, en çok oyu alanın cumhurbaşkanı olacağı yirmi sekiz Mayıs seçimlerini unutmadan geride kalan seçimlere bakarken karşımıza iki hafta sonra yeniden yarışacak olan cumhurbaşkanı adaylarını listeye koyup, milletvekili olmalarına katkı sunduğu altı yüz milletvekilinin ilk ellisine bakmak isterim.
Çünkü geride kalan seçimlerde seçilen altı yüz vekilin ilk ellisine yani her seçimde listeye girmeyi garantileyip, partilerinin değişmez tabanı ile logosu sayesinde çokta masraf etmeden seçilenlere baktığımızda onların çoktan işi bitirip, beleşten seçilmenin keyfini çıkarıp, yan gelip, yattıklarını hissetmiyor değilim, bugüne kadar gördüğüm onca seçimdeki gibi bu seçimde de biliyorum.
İnanmıyorsanız, başta CHP’nin olmak üzere MHP’nin, HDP’nin ve diğer partilerin ilk ellisine bir göz atın ve sizde görün, benim ve ekranların yıllardır görüklerini..
İsterseniz yeniden birlikte bakalım mı?
Genel başkan, genel başkan yardımcısı, sözcü, grup başkan vekili, yerel yönetimlerden sorumlu, eş başkan, iş dünyası hatırı için aday gösterilen, genel başkanın eşinin yakını, tanıdığı, partiye yakın gazeteci, basın mensuplarının önerdiği mecliste danışmanlık yapanlar, eski bakanın, vekilin, genel başkanın oğlu, kızı hatta genel merkez ve mecliste çaycılık, berberlik yapanların oluşturduğu listeye sizde eklemeler yaparsanız ancak elliyi bulur ya da biraz geçer..
Ve bunların derdi sen oy veren ya da onun pardon partinin kazanması için gecesine gündüzünü katan sen değilsin… Onların derdi kendilerini bir kez daha attıkları, Millet Meclisinde ya yıllardır bulundukları eski odalarına ya da yeni odalarına yerleşmek için çoktan hazırlığa başladığını ve asıl dertlerinin kendilerine meslek edindikleri, maaşın yanında meclis vekilliğinin keyfini çıkardıklarını göreceksiniz.
Evet, yirmi sekiz Mayıs’ta yeniden sandık başına gidip ya Erdoğan ya da Kılıçdaroğlu diyeceğimiz o sandıklarda sen değil, bol maaş, bedava denen ucuz meclis yemekleri ve görüşme adı altında çağ kebaplı toplantılarda yiyeceği etle büyüyen göbeğini saklamak için bitkisel besinler ile beslenmeye başladılar bile.
Çünkü daha öncekiler gibi kazanan onlar olurken kaybedenin yine sen olacağını daha şimdiden, hem de seçilir, seçilmez kapağı Ankara’ya atanların geceden senden ve aday gösterildiği kentten çoktan çekip, gittiğini..
Ve bize kalanında fotoğrafta gördüğünüz geleceği ipotek altında olan geleceğiniz dediğimiz küçük kız gibi oy kullanırken bol bol poz vermeden başka işe ysramadığımız anlayacaksın…