Irak Türkmen Cephesi Başkanı (ve Irak milletvekili) Erşat Salihi’den, Yeni Haçlı Seferleri planlarını yerinde tetkik ve diyalog planını yürürlüğe koyma

Papa Franciscus’un Irak ziyareti hakkında olumlu düşünmediğimi daha önceki “Papa Irak’ta, Halife nerede?” başlklı ve 6 Mart tarihli yazımda belirtmiştim.

Bir kesim “uyanık” ise mutlaka bir kesim de “saftirik”tir. Diğerleri yàni akıllı, zeki fakat uyanıklık yapmayanlar her daim çoğunluktur ama

Refik Halit Karay “Latinleşmiş halk böyledir, yaygaracı, telâşçı, bol hareketli ve gevezedir” der. Türkler bir zamanlar dünyaya “az konuşan insanlar”

Bingöl’den Tatvan’a gitmek üzere havalanan Kara Kuvvetlerimize ait ‘Cougar’ tipi helikopterin kaza kırıma uğraması sonucu 8’inci Kolordu Komutanı Korgeneral Osman Erbaş

Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı diyenler yazının gerisini okumasalar da olur… Zira konu öyle abuk sabuk bir şey değil,

Kinâye, söylenmek isteneni doğrudan doğruya değil dolaylı olarak, hattâ biraz da sitemli, dokunaklı, üstü kapalı anlatan sözdür. Argoda buna “laf

Maske cezası iyiden iyiye cozuttu. Halkın sabrı zorlanmakta. George Orwell’in “1984” romanını benzedi halimiz… Polis halkı gözetliyor, bir iki soluk

Dünyanın en çirkin manzaralı oteli Filistin toprakları içinde Bethlehem’de bulunan «The Walled off Hotel»dir. Bunun sebebi de (otelin adından da

Amiyane tâbirle gidişat (meyil, trend, genel yöneliş) hiç de hayırlı değil. Fikri durmuş insan sayımız (maalesef) giderek artıyor. Liselerimizde doğru

(2 Ekim 2018’de) Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın emriyle Gazeteci Cemal Kaşıkçı Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na çağırıldı ve orada

Ünlü hikâyecimiz merhum Ömer Seyfettin, “Bir muhârip için harpten uzak yaşamak kadar acıklı bir şey yoktur” der. Bir kere savaşmış

Altı sene kadar oluyor. Memleketim Diyarbakır’ın Sur ilçesinde ceddimiz Osmanlının yadigarı Kurşunlu Fatih Paşa Câmii, lâ’net terörist PKK itleri tarafından

«Keşke» lafını hiç sevmem. Pişmanlık yüklüdür çünkü. Gerçi hayli geniş bir kullanım yelpazesine sahiptir ama en ziyâde esef bildirir. «Keşke»,

TDV İslâm ansiklopedisinde fitne maddesini okuyunuz. “insanların hırsını kamçılayıp günah işlemelerine sebep olan altın ve gümüşe “iki fettân” denilir” cümlesi dikkat

Nijerya / Borno eyaleti Chibok şehrinden 276 kız çocuğunu kaçırarak dünya gündemine oturan (Terör Örgütü) Boko Haram, bu Batı Afrika

Milletlerin tarihi masal değildir. Her vaka değil ama önemli bazı hadiseler yeni nesillere aktarılmalı, gelecek kuşakların pay, hisse çıkartmaları sağlanmalıdır.

Merhum Abdurrahim Karakoç, “aşk deyince kalem elden düşüyor” diye seslenmiş Mihriban’ına… Bizimse aşk kalemi elimize mühürlemiş… Hergün yazmasak elimiz mefluç

Unuttuğumuz ya da hiç ibret almadığımız bir levha da şudur: (56. Hükûmet zamanının) Genelkurmay Başkanı Org. H. Kıvrıkoğlu, dönemin başbakanı

“Kendisinden faydalı ilim, edeb, irfan, âdâb-ı muâşeret (görgü), yazılı kültür, İstanbul efendiliği, bir sanat ve İslâm medeniyeti öğreneceğin bir hoca

“Kahrolsun PKK” demekle olmuyor! Onları ve sahiblerini gerçekten kahretmek istiyorsak millî «ülkü kodlarına» dönmeliyiz. Türkçe gibi Kürtçe dili de bir

İstanbul’a geç de olsa kar yağdı. Biraz da fazla yağdı ama öyle bir metreyi aşacak boyutlarda; 1987’deki gibi de olmadı.

HDP nam terörist payandası partinin kapatılması ciddî olarak gündemde. Optimar[1] bir halk anketi yaptı. (HDP kapatılsın mı kapatılmasın mı ve

Dünkü yazımda milletin reyinin hangi istikamette olduğunu söylemiştim. Millet “değişmez, teklif dahi edilemez” zırvası başta olmak üzere artık kesin bir