ALEV ALATLI HELÂLLEŞMEK

HELÂLLEŞMEK

Merhume Alev Alatlı hanımefendiye ait meşhur «Helâlleşmek» veciz sözünün osmanlıca harflerle yazılmış hali dolaşıyor sosyal medyada:

Merhume Alev Alatlı’nın konuşmasını salonda bulunan Başkan Erdoğan da alkışlamıştı.

Alatlı konuşmasında “Aslolan helâlleşmek olmalıdır. Helâlleşmek mahkemede dâva kazanmaktan daha üstün olmalıdır. Çünkü her yasal olan hak helâl değildir ve olamaz. İflas eden kardeşinizin haraç meraç satışa çıkan evini satın almanız yasal hakkınız olabilir ama helâl değildir. Raf ömrünü uzatmak için ekmeğin içine kanserojen madde koyan fırıncının yaptığı, formülü ambalajın üzerine koyduğu sürece yasal dolayısıyla suçsuz ama helâl değildir. Yasaların tanıdığı haklardan insanlık ya da Allah adına feragat etmenin garipsenmediği bir yeni düzen getirmek zorundayız.”

Buhari «Mezalim» bölümünde yer alan bir hadîs-i şerîf’te, “Bir kimse kardeşinin haysiyetine yahut malına haksız olarak taarruz etmişse, iltimas olarak verilebilecek altın ve gümüşün bulunmadığı günden (kıyamet) önce helâlleşsin. Aksi halde, yaptığı haksızlık nisbetinde onun iyi amellerinden alınıp hak sahibine verilir. İyiliği yoksa, hak sahibinin günahından alınıp haksızlık eden adama verilir” buyurulmaktadır.

Nasıl? Dehşetli ürperdiniz değil mi?

Haksızlık etmek esasen haksızlığa uğrayanın zararının bin katını hattâ çok daha fazlasını kabullenmektir.

Elbette iman sahiplerinin kalbi ürperir.

Ahirete, hesap gününe inanmayan yaptığının yanına kâr kaldığını sanadursun. Amel defteri eline verildiğinde Hanya’yı Konya’yı anlayacaktır.

İşte bu nedenle helâlleşmek fevkalâde mühimdir.

Türkiye toplumunda belki günümüzde biraz azalmış olsa da helâlleşmek her zaman yapılan mutad işlerimizdendir. Alışverişlerimizde bile söyleriz. Belki biraz az tartmıştır bilmeden belki fazla “hakkını helâl et” denilir ve mukabilinde de “helâl olsun” der her iki taraf da.

Helâlleşmeyen haramı (yasak olanı) istemiştir. Akıbeti de cehennemdir.

İsrail yok edilmelidir

Terör Devleti İsrail’in bir skandalı daha… Dünya bu soysuzlara lâ’net yağdırdı: Gazze Şeridi’nde terörist devlet İsrail’in Silahlı Kuvvetler komutanlarından biri Şema duâsı okuyor ve ardından Müslümanlara ait binaları patlatıyor.

Bu hınzır yahudi, havaya uçurduğu binalardan birinin cami olduğunu söylemekten de çekinmiyor!

Hálâ devlet olduklarına kendilerinin bile inanamadığı bu çapulcular sürüsü İsrail teröristlerine İslâm dünyası haddini bildirmedikçe daha neler neler göreceğiz.

Neden «devlet olduklarına kendilerinin bile inanamadığı» diyorum. Gidin bakın İsrail’e anlarsınız. Bir ülkenin heryere, her dükkâna, her binaya millî bayrağını asmasının mánâsı budur.

Adamlar yalnız resmi araçlarına değil, özel otolarına da bayrak asıyorlar. Bayrakları da bayrak olsa. Gûya Nil nehri ile Fırat nehri (üst ve alttaki mavi şeritler) arasındaki tüm topraklar bu alçak, bu hınzır siyonistlerin imiş. Kutsal kitapları (!) böyle va’dediyormuş.

Bir kere o ellerindeki muharref Tevratlara artık «kutsal kitap» denilemez, zira bugünkü halini alıncaya kadar kimbilir kaç kere değiştirilmiştir. Ellerinden gelseydi (artık internet çağındayız) bugün bile bir kez daha değiştirirlerdi. 06.02.2024