Aile Danışmanı Arzu Çetin, 2016 yılında başladığı Aile Danışmanlığı eğitimleri ve kariyer yolculuğu hakkında Başkent Postası’ndan Melek Şenol’a verdiği röportajda samimi açıklamalarda bulundu. Uzun bir süpervizyon döneminden geçtiğini belirten Çetin, mesleğine olan sevgisini ve sürekli kendini geliştirme arzusunu şu sözlerle ifade etti: “2016 yılında Aile Danışmanlığı alanında ilk eğitim çalışmalarıma başladım. Uzunca süren bir süpervizyon dönemim oldu ve bu süreçte kendimi alanımda yetiştirmek adına ardı ardına birçok eğitimi de tamamladım. Mesleğimi çok seviyorum ve yolun çok başında olduğum bilinciyle her daim kendimi yeni eğitimler ve çalışmalarla geliştirmeye gayret ediyorum.”
Aynı zamanda yazar olan Çetin, uzun süredir hayalini kurduğu yazarlığa “Sana Herkes İmrenmeli” isimli kitabıyla adım attığını belirtti. Kitabında, hayal ettiği yaşam ile yapmak zorunda hissettikleri arasında sıkışmış bir kadının, yurtdışında sevdiklerinden uzakta geçirdiği süreci ve farkındalıklarını anlattığını ifade etti.
Altın Melek Ödülü’nün Anlamı
Bu yıl 16’ncısı düzenlenen Altın Melek Ödülleri’nde “Yılın En İyi Aile Danışmanı” ödülüne layık görülen Arzu Çetin, bu ödülün kendisi için çok özel olduğunu dile getirdi. Çetin, “Bu ödül için Olcay Kutluca Medya’ya ve 16. Altın Melek Ödül Gecesi’nde emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Benim için bir ilkti. Gecede ödülümü Tuğba Özay Hanım’dan almak çok güzel ve özel bir deneyimdi. Alanında duyulmayı ve görülmeyi hak eden birçok ismin bir araya geldiği organizasyondu ve katılmaktan büyük keyif aldım” dedi.
Sevgili ile Cinsellik Konuşulabilir mi?
Röportajda danışanlarından gelen sorulara da değinen Arzu Çetin, özellikle genç bireylerin “Sevgiliyle cinsellik üzerine ne konuşulmalı?” sorusunu sıkça yönelttiklerini belirtti. Bu sorunun arkasında korkular ve toplumsal tabuların olduğunu söyleyen Çetin, cinselliğin bir çift arasında diğer tüm konular gibi konuşulabilecek bir mevzu olduğunu vurguladı. Ancak erken yaşta cinselliğin olumsuz sonuçlarına dikkat çeken Çetin, “Çok küçük yaşlara inmiş olan cinsellik deneyimlerini doğru bulmuyorum. Sağlık alanında hizmet vermiş biri olarak erken gebelikler ve doğumlarla ilgili birçok olumsuzluğu defalarca gördüm” dedi. Çetin, bireylerin aile kültürlerinin cinselliğe bakışını da etkilediğini belirterek, bu konuda daha açık bir diyalog ortamı yaratmanın önemine dikkat çekti.
Boşanma Oranlarının Artışı
Boşanma oranlarının artışı konusunda görüşlerini paylaşan Çetin, bu durumun felaket olarak görülmemesi gerektiğini ifade etti. “Toplumsal olarak kadın-erkek ilişkilerine ve evliliğe dair bakış açılarımızda değişim yaşanıyor” diyen Çetin, kadınların artık daha eşitlikçi bir ilişki anlayışına sahip olduklarını belirtti. Özellikle sosyal medyanın kadınların farkındalığını artırdığına vurgu yapan Çetin, “Kadınlar kendilerine nasıl davranılmasını istedikleri konusunda daha bilinçli hale geldiler. Aynı şekilde erkekler de ilişkilerde mutluluğu gözetmeye daha fazla dikkat ediyor” dedi.
Evliliklerde mutluluğun korunması için sevgili olma bilincinin kaybedilmemesi gerektiğini söyleyen Çetin, “Evlilik, katlanılması gereken bir durum değildir. Evlilik, yaşamın zorluklarıyla baş edebilmek adına çok değerli bir birlikteliktir” dedi. Boşanma oranları kadar boşandıktan sonra yeniden evlenme oranlarına da dikkat çekerek, yeniden evlenmenin tercih edilmemesi durumunda boşanma oranlarının gerçek anlamda arttığını belirtti.
Çetin, iletişim problemleri, ekonomik anlaşmazlıklar, kültürel farklılıklar ve cinsel uyumsuzlukların boşanmaların başlıca nedenleri arasında olduğunu ifade etti. Ancak bu sorunların çözümünde karşılıklı anlayış, saygı ve sevgiye dayalı bir ilişki dinamiğinin önemini vurguladı.