Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
ECESU Delikkaya

ACI

  Bazen fiziksel bazen düşsel bazen duygusal çektiğimiz güzel çile… Anadan doğma kendimizi  kollarına bıraktığımız ince bir sızı. ruhlarımızın savunmasız kaldığı tek cephe… Bir süre hissiz dolaştığımı sanmıştım sokaklarda oysa en çok o zaman hissediyordum acıyı. Bin bir ocağa düşen binlerce acının içinde yüzüyoruz her gece. Bu sıralar yanından geçtiğim her binada ayrı bir çığlık seziyorum. Çocuklarının önünde dayak yiyen anneler, kendi ülkelerini korumak için görevlendirilmiş lakin ülkesini bırakıp kaçanların yerine savaştırılan şehit aileleri ve daha bir çok örnek. Sanki “kurtarın beni” diye bağırıyor her bir nefeste ruhlarımız. Buhranlar, depresyonlar ölüler, diriler her biri yalvarırcasına bakıyor tek bir duyguya, kalplerimizin belki de en karanlık köşesine itilmiş o hissiyata:Vicdan. Yan duygum yan ki ısınsın sokaklarım, üşümesin çocuklarım ve kaybetmesin vicdanım. Bunca yükü sırtına yüklemiş ve ben kaldıracağım diyen bir nesil büyüyor şimdiyse meydanlarda: Z kuşağı. Büyük, küçük, yaşlı genç her birine dil döküyorlar sokaklarda lakin sanki canları daha çok yanıyor diğerlerine nazaran ki onlar umursamaz laftan anlamaz bilinen tek nesil çünkü bir önceki nesillerin aksine iletişim çağının içinde büyüyen aynı anda bir çok şeyi gerçekleştirebilmesi algılanamayan çağının yalnız çocukları. Burada bir zıtlık iniyor gerçekliğe. Vurdum duymaz bilinen nesil, sert ve kararlı adımlarla herkesten daha iyi taşıyor yükünü. Kendilerini bilinçli yetiştiriyorlar, okuyorlar, sanat ve spor yapıyorlar. Tek bir şeye ihtiyaçları vardır ki o da canından bezmiş insanların nefes aldığı ülkenin biraz daha dayanabilmesi. Seneler sonra “kahraman nesil” olarak tarih kitaplarına geçeceğini düşündüğüm  nefer her biri. Ben de onlardan biriyim. Canımın feda olduğu vatanıma armağan yazılar bırakmak için çalışıyorum. Ne kadar duyurabiliyorum sesimi, ne kadar işleyebiliyorum insanlara duygumu? Kararsızım çünkü ülkemizde hep bilgi değil maddi zenginlik sahibi olan dinletebildi kendini. İlkokul, ortaokul seviyesinde yönettiği bir ülkede yaşıyorken buna şaşırmamak gerekir. Bunca uğraşın kelamın sonucu hiçlik kalırsa avcumuzda bir kuşağın umudunun yiteceği anlamına gelir çünkü tanımıyla birlikte sunacağım acının birçok bedeli ve bedellerin ise sonucu olmalı. Acı, doğruyu yaptığı için cezalandırılanların göz yaşı, hiç yere şehit olanların toprağı, emeğinin karşılığını alamayanların hayal kırıklığı. Birer virane olduk şimdi temiz kalplere kurulmuş içi dışı bir, kapatmışlar çocukluğu çalınmış masumları uyutmuşlar bunca yıl ve yüreğimizde filtrelenmiş her acı göğsümüzden uzak dualarla mimlenmiş, tenhalarda vurulmuş kavimler. Kopartılmış takvim yaprakları saklamış katilleri, hırsızları, gamsızları… Tek doğruya yönelik yaşamlar yanında değişikliğe düşman kuşaklardan bir ordu her zamanki gibi başlarında putları andıran anadan doğma bir tanrı işte gerçeğin ilk acısı.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER