Malûm odaklar Türkiye’yi rahat bırakmamakta, sürekli olarak huzursuzluk çıkarmakta kararlı. Onlar her fırsatı kullanır, hiçbir kayıt tanımazlar. Dün “intikam yemini” başlıklı yazımızda da bunun altını çizmiştik.
Bu ayın başlarında Boğaziçi Üniversitesine yeni rektör atanmıştı. Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan tarafından atanan Prof. Dr. Melih Bulu, çıkarılan hadiselerden sonra açıklamalar yapmış; rektörlük için dokuz (9) adayla birlikte başvuru yaptığını, mülakat ardından mutad YÖK değerlendirmesiyle CB tarafından atandığını defalarca söylemişti…
O üniversite kazan kaldırmaya devam ediyormuş. Rektör Melih Bulu’ya karşı “istemezük” duruşu devam ettiriliyor ve yapılan baskılarla içeriden hiçbir hocanın rektör (Bulu’nun) yardımcısı olmasına izin verilmiyormuş.
Üniversitelere rektör ataması ilk defa olan bir şey değil. Mesele başka… Bu rektör bir zamanlar Ak Parti’den milletvekili adayı olmuş. Seçilip mebus olamamış amma, adaylığı “sabıka kaydı” için yeterli olmuş!..
Birilerinin yakıştırmasıyla kendilerini «Boğaziçi Dayanışması» olarak adlandıran üç beş çete üyesi sözde bilim adamının konuyla alâkalı açıklamasında bu menfur fişleyici zihniyeti ele veren önemli ipuçları var:
Birinci ipucu: Sosyal medyadan da duyurulan açıklamalarda rektörlük tayini yapılan Melih Bulu hoca için “Kayyum” ifadesi kullanılmış.
Pekâlâ nedir kayyum, daha doğrusu kayyım? Hukukta kayyım, kanunen belirlenmiş durumlarda, bir mülkü, bir yeri yönetmek veya bir işi görmek üzere tayin edilen kimsedir.
Kanunen belirlenmiş durumlar kısmı çok önemlidir, zira bu atama asla keyfî değil, zaruretlere binaen yapılan bir atama olmalıdır. Meselâ seçimin yapılamadığı zamanlarda bir belediye başkanı yerine, meselâ yine böyle bir ara dönem için bir müesseseye yapılan atama gibi.
Boğaziçi Üniversitesine kayyım atanmamıştır. Kayyımlı açıklama, yapılan atamayı karalama gayelidir. Üniversiteye resmî ve (kısa vadeli değil) usulüne uygun bir rektör ataması yapılmıştır. Yàni seçim, teamüllere uygundur. Yeni rektör dokuz aday arasından seçilmiştir. Gel gör ki, seçilip atanan bu zat anarşizm pompalayan güruha göre sabıkalıdır!..
Neydi sabıkası? Geçmişte bir ara Ak Parti milletvekili adayı olmak!..
Bu şerefsizlere göre «Ak Parti» adaylığı yüzkızartıcı bir suç gibidir. Bir bilim insanına asla yakışmaz. Oysa onlarla aynı zihniyette üniversite titri olan nice kişi, geçmişte olduğu gibi el’ân da mebusluk yapıyor…
İkinci ipucu: Sözde açıklamada “hocaları, öğrencileri, mezunları ve emekçileri ile birlikte tüm Boğaziçi Üniversitesi bileşenleri, bu atamayı reddetmektedir. Bugüne kadar üniversitemizde rektör yardımcılığı görevini kimsenin kabul etmemiş olması bu kolektif iradenin başarısıdır.” denilmekte ve bu sözler buram buram kaos, anarşi ve hattâ terör kokmaktadır.
Bu söz de açıklamanın şu cümleleri de göstermektedir ki, bir yandan rektör yardımcılığını kabul edecek kişi tehdit ediliyor öte yandan da Üniversite öğrencilerinin eylem gücü olarak kullanılacağı iması yapılıyor.
Üçüncü ipucu ise, bu açıklamayı haber yapanların ifadelerinde gizli. Gûya rektör hálâ görevine başlayamamışmış… Sözde açıklama böyle duyuruluyor. Daha haberi verirken bile yalan ve yönlendirme var!..
Muhterem okurlarım, günübirlik dedikodu, polemik yazılarını okumayı o kadar çok istiyorsan yine oku ama işin esasını asla unutma…
Bütün bunlar ve gelecekte olacak olanlar, Bizans çocuklarının yemini kaynaklıdır. Tesadüfî falan değil yàni. Ágâh ol… 24 Ocak 2021
YORUMLAR