Nöbetçi Eczaneler
Siyonizm, hem Yahudiler hem insànlık için bir belâdır. Tıpkı siyonizm gibi Atatürkizm (Atatürkçülük) de bizim için bir belâdır!
Ecdadımızın Anadolu kapılarını açtığı mübarek gün, Malazgirt Zaferi’nin 953. Yıl dönümünde; ecdadımızın tarihin seyrini değiştirdiği bu müstesna ve şerefli günün kıymetini idrâk edemeyen İslâm düşmanı yalaka ve münafık herifler bize “pöh” deseler de, milletimizin kahir ekseriyeti Malazgirt Zaferi’ni (yüreğinde hissederek) sevinç gözyaşlarıyla kutladı.
Eski MOSSAD Başkanı Pardo, Yediot Ahronot gazetesinde kaleme aldığı, “Aşırılık Yanlıları Yecüc ve Mecüc Savaşı İstiyor” başlıklı makalesinde, şerefsiz Netanyahu liderliğindeki faşist-siyonist koalisyon hükûmetini hedef almıştı.
Pardo, yazısında, İsrail’in kuruluşuna fikir ve eylemleriyle öncülük eden Theodor Herzl ve Haim Weizmann gibi Siyonist liderlerin öne çıkardığı, tarihî Filistin topraklarında bir Yahudi devletinin kurulmasını ifade eden “Siyonist rü’yâ” için taşıdığı endişeleri aktarıyordu.
Keşke bizden de akıllı ve cesur biri çıksa da bu baş belâsı Atatürkizm için efrâdını câmi ağyârını mâni bir kitap yazabilse.
Aklı başında bir Yahudiymiş Pardo. Bizim Malazgirt’e Fransız kalan, o mübarek günü bile (sahte bir) Atatürkçülükle yan yana getirmek suretiyle anan kesim bu Yahudi kadar değer taşımaz benim gözümde.
Siyonizmin Yahudilere, Atatürkçülüğün bize hiçbir hayrı olmadı. Bundan sonra da olmayacak! Siyonizmin belâ olduğunu ifade eden biri akıllıdır. Siyonizm hem Yahudilerin hem insànlığın başına belâdır.
Bendeniz, Atatürkçü falan değilim, hattâ birçok yönüyle M. Kemal Paşa’yı takdir etsem de Atatürk soyadını aldıktan sonraki icraatlerini lâ’netlerim. Meselâ bizi tarihimizden ve mübarek ecdadımızdan koparan harf devrimi, şapka devrimi gibi abuk işlerini alenen ve resmen lâ’netliyorum.
O yüzden de hiçbir zaman ATATÜRKÇÜLÜK denen illeti beğenmedim, asla fikriyatımda yer vermedim bu sendroma…
Kemal Paşa’yı istiklâl savaşı’ndaki komutanlığı ile takdir etsem de Atatürk soyadını aldıktan sonraki işleriini asla ve kat’a tavsif etmem, beğenmem, hattâ bir sendrom (hastalık emaresi) olarak görüyorum. Rezil ve müntesiplerinin çoğunu aklen ve ruhen hasta eden bir sendrom.
Malazgirt’i bahsekonu cihetiyle (İslâm ve Müslümanlar açısından değeri) idrâk edemeyenler, bize Anadolu kapılarını açan bu mübarek savaşı bile Atatürk diyerek anlatanlar münafık Atatürk yobazlarıdır..
Malazgirt’e ırkçı faşist gözle bakmak zaten beyinsizliktir. Orada savaşan ve etnisite olarak biz Türklerin yanında şehid olmak için savaşan nice siyahî, Kürt, Arap Müslüman kardeşlerimiz vardı. Cahiller ne bilsin?
Gel de bunları Atatürkçü (!) yobazlara anlat!.
Yahu behey nádân herifler Atatürk soyadını bile silah zoruyla aldı M. Kemal. At gözlükleriyle Atatürk yobazlarının yazdıkları dışında kitap okumayanlar, kaynak tarayamayanlar ne bilsin?
Merhum Kadir Mısıroğlu ağabey belgeleriyle hepsini yazmıştı ama okuyan kim. Hem merhum Kadir Mısıroğlu dışında da nice kaynak var. Hattâ gitsin İngiliz gizli belgelerini tarasınlar. Yapmazlar. Zira samimi değil, münafık ve rezil adamlardır onlar. O din düşmanı kâfir kalemler Kadir Mısıroğlu’na ancak küfrederler. Allah lâ’net etsin onlara.
Unutmadan, bu Atatürkçülük denilen şeyin evrensel bir tek ciheti yoktur. Vardır diyenler kusura bakmasınlar ama en hafifinden cahildirler. Hayır sen cahilsin diyorlarsa yazsınlar da öğrenelim. Fakat hemen belirteyim. Bana evrensel ve hemen hepsinin kaynağı İslâm dini olan doğruları Atatürkçülük olarak yazmasınlar yemem, yemezler… 28.08.2024