Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yücel Can

ÇUVALDIZ, İĞNE

ÇUVALDIZ, İĞNE
Bu millet canından öte kutsal ve kültürel değerleriyle geçmişi takdire şayan, geleceği ümitle dolu, bugün için de gününü gün eden tavırla hareket eden bir toplum değildir. Karakterli, taassubiyetten, milletler kavminin ötesinde bir başkadır bizim insanımız ve vatanımız.
Bu ülkenin güzel insanı öyle ki Fatih, Yavuz, Kanuni, Abdülhamit kadar yürekli, kahraman, hem de bilimi, hakikati gönül dünyasını unutmayacak kadar sağlam karakterle yoğrulmuş bir Mevlana’dır, Yunustur…
Bu yapı Osmanlıdan bugüne kadar hep vardı, var olacak da.
Bu milleti yıkabilmek için hain ve sinsi planların açık ve gizli eli hep devam etmiştir ve devam edecektir de. Düşman kimi zaman, dost görünür bir kılıfla hep ikili oynamış, emellerine ulaşmak için de insanımızın zaafiyetini kullanmayı ihmal etmemiştir.
Maalesef insanımızın bir kısmı bu şer zihniyetin bir mahsulü olarak tahribatın, kötülüğün bir parçası olmaktan kurtulamamıştır. Basireti açık olanlar da bu oyunun bir parçası olmanın farkına vararak kötülüğe hizmet eden bir uzuv olmamıştır.
Onun için bu milletin bir taşa bile ayağı çarparak sendelenmesi incitiyor insanı. Hele hele kahraman ve asil milletin yavrularının, gençlerinin içerisine düştüğü olumsuzluk, tuzak, bir ıstıraptır bilen için.
Bu millete ister silahla ister silahsız, ister cephede ister içeride zarar veren herkese karşı en az bir asker kadar mücadele etmek gerekmektedir.
Ve bu milletin çocuğuna ister cephede, ister içeride her ne makamda, ister eğitimde, ister kültürde, sanatta, sporda hangi alanda ve hizmette olursa olsun zarar verenler; yanlış yönlendirenler vatan, millet özlemiyle gelecek adına ümit veren çocuklarımıza bile bile zarar vermeleri çocuk kadar millete, vatana zarar vermek demektir. Hatta ihanet etmek ile eşdeğerdir.
Bir noktada bu millete cephede zarar veren terörist ile içeride bu milleti zehirleyerek zarar veren kişi veya kişiler aynı yola hizmet eden yolculardır.
Hele hele milli ve manevi değerlerlerle donatılmış çocukların adeta dünyasını yıkarcasına dışlamak, ötekileştirmek; dalaletin, gafletin, ihanetin ta kendisidir.
Kimse öküzün altında buzağı aramasın. Savaş hem silahlı, hem de silahsız bir şekilde yapılmaktadır. Hani silah icat edildi mertlik bozuldu sözünü doğrularcasına üstelik silahlı ve silahsız savaşlar eskisi kadar mert ve insancıl da değil artık.
Evet. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bu milletin evladına hizmet edenler gerçekten kutsal anlamda güzel şeylere imza atıyorlar. Ölümsüz eserlerin mimarları oluyorlar. Bu millete, vatana hizmet etmede gocunmayanlar hangi alanda hizmet yapılırsa yapılsın halka, vatana yapılan hizmeti Hakka yapmış kadar bir kıymet taşırlar. Bu yönüyle de hem halkın, hem de Hakkın teveccühüne mazhar olurlar.
Belki farkında olunmaz, belki de benliğin sarhoşluğunda hatalar silsilesinin farklı bir olumsuzu olarak farkında olmadan hassasiyeti ve hasletleri olan nesillere zarar verenler olabilir. Ama bu vatanın evladına hizmet etmek ve bu ruhu ebediyete kadar yaşatmak en doğrusu olsa gerek. Hele hele güzel hasletlere ve hassasiyetlere karşı savaş açan üstelik sözüm ona eğiticilerin, öğreticilerin hatalarının farkına varması bir erdemliliktir.
Asıl mesele halka hizmeti, Hakka hizmet kabul etmek gerekiyorken, çıkar ve menfaatlere bağlı bir şekilde birilerinin ekmeğine yağ sürmek adına haksızlık etmek söylemlerle kendini ak sütmüş gibi takdim ederek, gününü gün edercesine tavır takınmak doğru değildir.
Öncelikle bu vatana ve evladına hizmet etmek için herkesin aynaya bakıp kendine bir çeki düzen vermesi gerekmez mi?
Ayna karşısındaki eksiklikler görülürken gölgedeki şekil bozuklukları da insanı rahatsız etsin lütfen. Yani bu vatana ve millete fert fert bile zarar verilmemeli ve bir ferde dahi aynı tarzda zarar verilmemelidir.
Çünkü bu milletin evladına zarar vermek evladını rencide etmek vatana, değerlere zarar vermektir. Eğer ısrarla bu yanlış devam ediyorsa Yunusun, Mevlananın aşkı ve sevgisi göz ardı edilmeden tarihteki kahramanlar gibi davranılarak Osmanlı Tokadı gibi bir yumruk vurmak da bu vatana bir hizmettir. Bu yumruğun akıl, fikir ve irfanda aranması da olması gerekendir.
Milliyetçilik, vatan, bayrak, namus, inanç kisvesi altında hizmet ettiğini anlatarak canavarların bile kabul edemeyeceği bir halde davrananların hali, devekuşu misali her şeyi alenen ortadır. Bu şekilde davranış sergileyenler ciddi bir hata, yanılgı içerisindedirler.
Vatanı adeta bir mikropla hasta etmeye, yok etmeye çalışanlara karşı da elbette ki hangi kayıp ve tehditler olursa olsun kavga hep sürecektir. Çünkü biz Çanakkaleyiz. Bu çok ama çok iyi bir şekilde okunmalıdır.
Bu millete ihanetin şeceresi ve pusulası kafa karıştırıcıdır. Diğer devletlerimiz ile beraber Selçuklu ile şahlanan, Osmanlı ile dünyanın düzenine tokadı ile adeta dur diyerek silinmez tuğra ile yeni bir hayatın başlamasına vesile olan koca bir tarihin mimarı, kıtaların değil dünyanın hakimi, bir noktada silinmez tarihi, yok olmaz eserleri, insanlığa örnek tabloların sahibi, dünyanın hakimi bu millettir.
Ne Haçlı Orduları, ne de Bizans entrikaları Selçukluyu ve Osmanlıyı dize getirebilmiştir.
Ne Malazgirtin önü tıkanarak Anadoluya geliş engellenebilmiş, ne de İstanbul’un Fethiyle yeni bir çağın açılması engellenebilmiştir. Savaşta, cephede bilekler bükülememiş, boyunlar koparılamamış, bedenler yok edilememiş, ne Selçuklu ne de Osmanlı mağlup edilememiştir.
Hele hele Osmanlının yıkılışıyla İstiklal Savaşının ve Çanakkalenin Şehitlerinin ve Gazilerinin kahraman ve vefakâr milletin evlatlarının eli, bileği, beli bükülememiş, yeri geldiğinde silaha karşı taşla, sopayla bu millet mağlup edilememiş, esir alınamamış, vatanından bir avuç toprak bile koparılamamıştır.
Peki, ne yapılmalıydı da cephede sırtı yere getirilemeyen bu necip millet mağlup edilmeliydi?
Başkent Postası yucelcan2306@gmail.com

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER