Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ayla Tokmak

SİYASİ YORGUNLUK, KAYBOLAN SEÇİM HEYECANI VE FİLİSTİN

Bir yanda Türkiye’nin sessiz seçim telaşı, diğer yanda Filistin’in bitmek bilmeyen acıları..Günümüzde, Türkiye’deki yerel seçimlerin üzerindeki heyecanın yok oluşu ve Filistin’deki insani krizin devam etmesi, yalnızca politik bir çelişki değil, aynı zamanda kalbimizi derinden saran bir toplumsal sorunun göstergesi.

Filistin’de her gün yeniden yaşanan trajedi, gözler önünde cereyan eden bir insanlık dramı. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar… Hiçbir ayrım gözetmeksizin acımasızca yitirilen hayatlar, kaybedilen umutlar. Bu acı tablo, her ne kadar uluslararası arenada yerini almış olsa da, bazen gündelik hayatın karmaşası içinde yeterince ses bulamıyor. Oysa bu, tüm dünyanın gözleri önünde cereyan eden, kalbimizi sızlatan bir soykırım.

Türkiye ise yerel seçimlerin eşiğinde. Yerel seçimler, aslında demokrasinin en temel taşlarından biri. Halkın yönetimde söz sahibi olmasının, kendi geleceğini şekillendirmesinin bir aracı. Ancak bu sefer, önceki dönemlerin aksine, seçimlerin heyecanı, seçmenlerin ruhundan bir nebze olsun uçup gitmiş gibi. Seçimlerin getireceği değişimler, halkın geleceği üzerindeki etkisi, maalesef beklenen coşku ve dinamizmi yaratamıyor.

Türkiye’deki seçimlerin bu denli sessiz geçmesi, belki de siyasi yorgunluğun, siyasi partilerin ve adayların halkın gerçek ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılamada yetersiz kaldığının bir göstergesi. Siyasi söylemler, zamanla, insanların yüreklerine dokunmaktan uzak, rutin vaatler haline gelmiş olabilir. Bu durum, halkın seçimlere olan ilgisini ve heyecanını azaltıyor.

Filistin’deki süregelen acılar ise, bizlere, dünyanın neresinde olursak olalım, insanlık dramına karşı duyarlı olmamız gerektiğini hatırlatıyor. Bu trajedi, sadece Filistinlilerin değil, tüm insanlığın sorunu. Uluslararası toplumun, bu drama karşı daha etkili ve somut adımlar atması gerekiyor.

Bu yazı, belki de bir çağrıdır. Yerel seçimlerin sessizliği ve Filistin’in gözyaşları arasında, daha bilinçli, daha duyarlı bir toplum olma yolunda adımlar atmamız gerektiğini hatırlatmak için. Seçimlerin ve uluslararası olayların, bizlerin hayatlarını nasıl etkilediğini,politikacıların ve kamuoyunun kararlarını nasıl şekillendirdiğini anlamak, bu süreçlerin yalnızca birer ritüel olmadığını, aslında hayatın ta kendisi olduğunu kavramak gerekiyor.

Her bir oy, her bir ses, bir umudun, bir değişimin işareti olabilir. Türkiye’deki seçimlerin sessiz geçmesi, belki de bizlere, gerçek anlamda ne istediğimizi, neye ihtiyaç duyduğumuzu sorgulama fırsatı sunuyor. Yerel seçimlerin sönük ateşi, bize, siyasi sahnede gerçekten istediğimiz değişikliklerin neler olduğunu düşünme şansı veriyor.

Filistin’deki acılar ise insanlığın vicdanını test ediyor. Uzakta yaşanan bu trajedi, bize, dünyanın herhangi bir yerindeki insanlık dramının aslında hepimizi ilgilendirdiğini, ortak bir vicdan, ortak bir sorumluluk gerektirdiğini hatırlatıyor.

Bizler, bu dünya üzerinde bir arada yaşayan insanlar olarak, yerel seçimlerdeki sessizliğimizi bir kenara bırakıp, Filistin’deki gözyaşlarına kulak vermeliyiz. Yerelde ve globalde adalet, özgürlük, barış ve insan hakları için daha fazla çaba göstermeli, daha bilinçli, daha duyarlı, daha etkin birer birey olma yolunda ilerlemeliyiz.

Yazının bu noktasında, sözlerimi Filistin’deki kardeşlerimize ve Türkiye’deki sessiz seçim atmosferine bir umut ışığı olarak sonlandırmak istiyorum. Belki de bu sessizlik, büyük bir değişimin habercisi, bu gözyaşları ise daha adil bir dünyanın doğuş sancılarıdır. Her iki durum da bizlere, değişim için birlikte hareket etmenin, sesimizi yükseltmenin, adalet ve barış için mücadele etmenin zamanının geldiğini söylüyor.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER