Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Nusret KEBAPÇI

SOYSUZ

SOYSUZ

  

Geçtiğimiz günlerde ülkede daha önce belediye başkanlığı…

Hatta

Milletvekilliği yapmış birisi, hanedan ailesini ülkeden süren Atatürk için soysuz ifadesini kullandı.

Doğrusunu isterseniz zamanlama harika.

Neden mi?

Şöyle bir düşünün ekonomi neredeyse bitik olup, ülke tamamen borçla yürür durumda…

Enflasyon derseniz korkutucu boyutlarda…

Yetmezmiş gibi…

Bir de İliç’te ortaya çıkan Siyanürle altın aranması…

Dahası toprak kayması ve siyanürün Fırat nehrine karışması tehlikesi de ortaya çıkınca…

 Elbette toplumun dikkatini buralardan uzaklaştırmak gerekiyordu…

Hemen her zaman olduğu gibi malzeme de hazır…

Şeriat, Cumhuriyet ve Atatürk’e ilişkin sözler söylenmesi toplumun her zaman asıl konudan uzaklaşılmasını sağlamaktadır.

Yani anlayacağınız olay tamamen gündemi değiştirmek…

Tabi biz de bu arada öğreniyoruz ki memleketin dört bir bucağı neredeyse maden sahası ilan edilmiş…

Ve üstelik tamamı yabancı şirketlere teslim edilerek…

Hani deseniz ki…

Bu zenginliklerden ülkemiz yararlanacak, Türkiye zenginleşecek asla öyle bir şey yok.

Çıkarılan madenlerden ülkemize kalan neredeyse yüzde 10…

Yani ülkemize bir zamanların Afrika’sında olduğu gibi tamamen sömürge muamelesi yapılmaktadır.

Bu arada konu maden olur da, Lozan’a değinmemek olur mu?

Ne diyorlardı…

Sözde “Lozan’ın gizli maddeleri varmış, bu hiçbir yerde yayınlanmamış” ama bunlar biliyorlarmış…

“Bu nedenle biz madenlerimizi çıkaramıyormuşuz.”

Ama öğreniyoruz ki evet gerçekten biz çıkaramıyor muşuz…

Çünkü hepsini zaten yabancılara çoktan peşkeş çekmişiz.

Neyse, isterseniz Osmanlı’dan devam edelim özellikle de son döneminden…

Biraz da gözümüzün önüne getirerek

Mondros ve Sevr anlaşmasının ardından ülkenin dört bir bucağı işgal ediliyor

İnsan bekliyor ki o yıllarda memleketi yönetenler, Mondros’u kabul etmeyip Sevr’e boyun eğmeyip ordunun başına geçip mücadele etsin…

Dirensin…

Ama öyle olmuyor…

Zamanın padişahı hilafeti ve saltanatı sembolik olarak yaşatabilmek uğruna işgale göz yumarak orduyu terhis ediyor…

Yetmiyor…

Halkı, direniş yapan Müdafaa-i Hukuk taraftarlarına karşı kışkırtmak için çıkarılan fetvalar da birbirini izliyor…

Tabi bunların sonucunda bir kısmı uzun süren İngiliz emperyalizmi destekli pek çok ayaklanma da çıkıyor ama…

Sonuçta Kurtuluş Savaşı başarıya ulaşıp Cumhuriyet kurularak egemenlik bir aileden millete geçiyor ancak…

İşte tam bu noktada benim asıl sormak istediğim…

Ülkenin işgaline göz yumarak, sadece kendi saltanatını korumak isteyeni savunmak mı soysuzluk yoksa millete egemenliği vereni savunmak mı?

Sahi hangisi?

Karar sizin.

 

28-02-2024

Nusret KEBAPÇI

 

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER