Türkiye ile Rusya arasında yapılan anlaşma gereği S-400 bataryalarının önümüzdeki günlerde Türkiye’ye gelmesi ile Ortadoğu havzasının birçok alanı, Ege, Doğu Akdeniz, Karadeniz, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinin hava güvenliği sağlanmış olacaktır. Başta Suriye ve Irak sınır ve hava sahası güvenliği, İran’ın ABD ile olan adeta el tetikte ilişkileri, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Akdeniz’deki taktiksel oyunları, İsrail ve ABD’nin ortaklığını Türkiye’ye karşı derinleştirme girişimlerin Milli Güvenliğimize dair en ciddi tehditlerin önüne önüne set olacak S-400’lerin ülkemizde konuşlanması dış güçlerin beklentilerini boşa çıkaracaktır. Türkiye’ye büyük bir avantaj ve üstünlük sağlayan S-400’lerin bölgede denge unsuru olarak kullanılması dış güçleri tedirgin ettiği gibi muhalefetti de tedirgin etmesi düşündürücü.
Türkiye ile Rusya, 12 Eylül 2017 tarihinde S-400 hava savunma sistemleri konusunda anlaşmaya vardı. S 400’lere Türkiye’nin sahip olmasını istemeyen ABD yönetiminden önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan eleştiri gelmesi manidardı. Kılıçdaroğlu çıkmış olduğu bir TV kanalında “Şimdi bir ülkenin silah sistemleri arasında uyum olması lazım. Birbirini tamamlayan sistemler olması lazım. Değişik ülkelerden farklı silahlar alırsanız bu gelecek açısından olumlu sonuçlar doğurmaz” diyerek anlaşmanın karşısında olduğunu net bir şekilde ortaya koymuştu. Yine programda yerli ve milli silahları eleştiren CHP lideri Kılıçdaroğlu, devletin sivilleri öldürdüğü iftirasını atan milletvekili Sezgin Tanrıkulu’na sahip çıkmış ve SİHA’ların vurduğu PKK’lı teröristleri aklamak için ise skandal ifadeler kullanmıştı. Öldürülen teröristlerin piknik yapmaya gittiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Terör örgütüne destek olabilirler, terörist olabilirler ama orada silah olması lazım ama silahları yok niye öldürdünüz” ifadelerini kullanmış ve SİHA’larla imha edilen PKK’lıların terörist olduklarına dair belge istemişti. Yerli ve Milli olan her şeye karşı olan CHP, Türkiye’nin ilk uçak gemisi “TCG Anadolu” projesi için İspanya Deniz Kuvvetleri ile işbirliğine ilişkin mutabakat muhtırasına da karşı çıkmıştı. CHP’ye rağmen TBMM Dışişleri Komisyonu’nda kabul edilmişti. CHP’li vekil Oğuz Kaan Salıcı, “Türkiye neden uçak gemisine ihtiyaç duyuyor? Denizaşırı operasyonlara girişme niyeti mi var?” diyerek Türkiye’yi savaş çıkarmakla suçlamıştı. CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay bu konu ile ilgili korkularını dile getirdi. Altay bu konuda, “S-400 konularında korkum odur ki, Türkiye’nin ABD ile Rusya arasında tosta döndüğünü göreceksiniz” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, bir TV kanalında yaptığı açıklamada, AK Parti Hükümetinin Rusya da alınan S-400 hava savunma sistemlerine karşı çıkmış. “NATO’nun sağladığı güvenliği ve uyumluluğu zaafa uğratmamak.” gerekçesini ortaya atmıştı.
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemleri alınması kararına karşı çıkmış ve “Ekonomimiz bu kadar kırılganken S-400 füzesinin alınması yangına benzin dökecektir. Acilen S-400 füzesi alımından vazgeçilmeli” çağrısını yapmıştı. Ayrıca bu kararın “Türkiye’yi Batı demokratik bloğundan uzaklaştırarak Rusya’ya yaklaştıracağını” savunmuştu. Paylan; S-400 alımından vazgeçilmezse ABD Kongresi’nin ambargo uygulayacağını söyleyen Paylan, “Ekonomimiz bu kadar kırılganken bir ambargo ile karşı karşı bırakılması yeni krizlerin habercisidir” ifadelerini kullanarak ABD sözcülüğüne soyunmuştu.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Rusya ile yapılan S-400 füzeleriyle ilgili anlaşma için “… Şimdi Rusya’dan S-400’ler alıyorsunuz, yahu sizin uçaklarınızı onları tanımıyor. O füzeleri nerede kullanacaksınız kardeş? Senin F-16’ların onları tanımıyor, onlar F-16’ları düşman uçağı olarak görüyor. Koyacaksın bir depoya çürüyecekler…” demişti.
NATO ve ABD yönetiminin, S-400 alımının Türkiye için siyasi, ekonomik ve askeri sonuçlar doğurabileceği yaptırım mesajını sürekli vermesi üzerine ülkenin neredeyse topyekün yaptırım ve haksızlıklara karşı dik durduğu bu süreçte muhalefet parti yöneticilerinin ABD ve NATO ağzıyla konuşarak açıklamaları yapması Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin VATAN-MİLLET-BAYRAK sevdası olan her bireyini derinden üzmüştür. Milli meselelerde muhalefet iktidarın yanında olması gerekirken dış güçlerinin dilini kullanması manidar olduğu kadar üzücüdür. Çünkü ülkenin beka meselesi olan bu konular iktidarın sorunu değil, hepimizin sorunudur.
YORUMLAR