Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Davut Zat

Neden Severiz Baharları

Bahar belkide en sevilen mevsim. Her türlü duyguyu içinde saklayan gizemli ve güzide bir zaman dilimi. Takvim yılı süresince sadece bir döneme sığdırılmış, tabiatın harika bir süslenmeyle buluştuğu istisnai zamanlardan… Neden bu kadar severiz baharları? Bahara benzer duyguların özleminde olduğumuzdan mı, yoksa bahar gerçekten bizi cezbettiğinden mi? Baharı görünce duygularımızı biz mi coştururuz, ya da bahar zaten kendisi coşkun bir mevsimdir de ondan mı? Bu soruların cevabı da herkesin kendinde saklı ve her biri yine kendince…

Bu hafta sonu güzel memleketim Tosya’daydım. Gerçekten “Yeşil Tosya” benzetmesine en çok yakışan yerlerden birisi bizim Tosya’mız. Tipik bir Karadeniz coğrafyası olmasa da iklim özelliklerini ve kültürünü; biraz Karadeniz’den birazda Anadolu’dan almış bir yöre. Dolayısı ile karakteristik özellikleri de bu karma bileşkenin sonuçlarına daha yakın… Ne yeşilinin koyuluğu tamamen boğucu, ne de bozkırının sararmışlığı çıplak ve ıssız! İkisinin ortası bir harika diyar bizim memleketimiz. Her şeyi yerli yerince hissedebileceğiniz bir doygunlukta…

Tabiat, mevsimin gereği olarak uyanmış, hatta şaha kalkmış. Çayır, çimen, otlar ve yapraklar tabiatı kendi rengiyle boyamış. Her çeşit bitki, çiçeğini açmış haliyle ve olanca doğallığı ile gözlerden kalbe yol bulan duygusal bir atmosfere sürüklüyor insanı.  Leylekler gittikleri yerlerden geri gelmişler. Bülbüller nağme nağme besteliyor müziklerini. İbibikler, böcekler, kuşlar kendi lisanlarıyla sesleniyorlar insanlara. Kuşlar cıvıltılı ötüşleriyle sabah uykusundan uyanmaya davet ediyor bizleri. Dağlar hayata yeniden doğmuş gibiler. Taşlar ise yosunlanarak adeta cana gelmişler. Meyveler yaprak ve çiçeklerle taçlanmış, her tonda renge bürünerek saldıkları taze filizlerle hayat fışkırıyorlar kendi güzelliği ve özelliğince… Devrez mi? Coşmuş, gümbür gümbür akıyor. Adeta bolluk ve bereketi simgeliyor bulanık akan bu haliyle. Oda baharın hakkını veriyor doğrusu. Bahar hareketliliği başlamış arazilerde de. Herkes çeltik yerlerini hazırlıyor Hıdırellez’deki tohum atma zamanına yetiştirmek için. Traktörler tarlalarda, hayvanlar ise meralarda cirit atıyor. Köyde-kentte her bir köşe bucakta insanlar bağ ve bahçelere gidiyorlar.

Mevsimin duygularımızda yaptığı çağrışımları da atlamamak gerek bu arada. Bahar coşku, bahar duygu cümbüşü, bahar yoğunlaşmak, hayata yeniden uyanmak demek. Yani bir bakıma duygusal şahlanış demek. Çoğu zamanda aşk mevsimi, sevdalara yelken açma zamanı… Tabiatın zenginliğini arkasına alan duygular, bu yenilenen ve yenileyen mevsimde; ya sevgilerini yeniliyor,  ya da yeni sevgilere yol almıyorlar mı?   Baharda yakalandıkları duygu sarmalı içinde kimisi maziye yolculuk yaparken, kimisi de istikbale yatırım yapmıyor mu? Bahar çağrışımlarının eşliğinde bir kez daha yaşanmışlıklarımıza doğru gitmiyor muyuz? Hatıralarımıza dönmüyor muyuz kaseti geriye sararken. Hangi köşede hangi sevdalara kavuştuk, hangisinde hangi sevdalardan ayrı düştük. Neleri kazandık, neleri kaybettik… İşte bir bahar daha gelip geçmeye çalışırken bizde bıraktığı iz düşümleri…

Evet, bunlar tabiatın rutini gibi görünse de; her birinde bir sır ve keramet saklı bizi gizemli yolculuklara davet eden…

Esas olan insanların sonbahara yol alan yolculukları içinde, kaç ilkbahar gördükleri değil midir? Ömrünüz hep bahar coşkusu ve bahar duygusunda kalsın…

Hayat yolculuğunuz boyunca duygularınızın, sizlere hep bahar çiçekleri açtırmasını diliyorum.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER