Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Davut Zat

Ramazan’ın Ahlaka Etkisi

Müslümanlığın önemli emirlerinden, farz oluşu kati delillerle sabit olan Oruç ayı Ramazan’a kavuşmuş bulunuyoruz. Dini ölçülerin geçerli saydığı, herhangi bir özrü bulunmayan, akıl baliğ olmuş tüm Müslümanlara Ramazan ayı boyunca oruç tutmak, terk edilmeyecek bir kulluk görevidir. Bizden önceki dinlerde olduğu gibi İslam dininin ilk günlerinden günümüze kadar bu görevi yerine getiren müminler ramazan ayının faziletlerini kaçırmak istemezler. Gündelik hayatta hem çalışma ibadetini yerine getirirken hem de ramazan ayının bereketiyle gönüllerimiz rahmete kavuşuyor. Normal zamanlara kıyasla bol hasat edebilme mevsimi de sayılacak bu güzel günler kendimizi düzeltebilmemiz için de bir fırsat kapısıdır aslında…

Malum olunduğu üzere günümüz, maneviyat adına kurak bir iklim yaşıyor. Manevi rahmette bir kısıtlama söz konusu olmasa da insanlar şemsiyeleriyle gezdiği için oluşmuyor mu bu kuraklık? Bu yüzden oruç ve teravihler daha çok önemsenmeli. Her nedense akademik unvanlı bazı kesimlerin felsefeci yaklaşımları ile Sünnete dudak büken hadsiz tavırları, sorumluluğunu hafife alan tembellerin işine yarıyor. Çok bilme yanılgısı içinde aklı önceleyenler, maneviyatı da akıl ile çözebileceklerini sanıyorlar. Bol lâfebeliği ve çok bilgili görününce sanki bilinç ve maneviyat artıyormuşçasına ters orantıyla kuraklaşıyor mevsim. Ramazan amellerimiz de buharlaşıp gidiyor bu tevilcilik karşısında. Oysa Kuranı Kerimin indirilmeye başlandığı ay olan bu zaman da Kuranı Kerimi okuyup, Allah kelamıyla muhataplığımızı fazlalaştırmamız gerekmiyor mu? Diğer taraftan çoluk çocuğumuza örnek olmak açısından da Ramazan, oldukça mühim sorumluluklar yüklemekte omuzlarımıza.

Hele ki iş yeri yemekhanelerinin harici zamanlar kadar dolu olması, sokaklarda açıktan oruç yeme durumları yok mu? Ramazanın semtlerine uğramamışlığı şöyle dursun inadına inadına hareket edenleri gördükçe acıyoruz halimize. Ne oldu bize diye? Daha dün, ecnebi olup da oruç tutmadıkları halde ramazan ayına gösterdikleri özeni ve oruçlulara gösterdiği saygıyı unutmadık. Onlardan bile geriye gidiş, oturup düşünmemiz gereken bir durum olsa gerek. Hayvana saygı duyduğu kadar insana, İslam’a ve inanca saygı duymayan, üstelik hümanizma ve insancıllık havariliği yapanlar yok mu hani? Konu inanca ve dini değerlere saygıya geldiğinde sessizlikleri manidar değil midir? Nedir böylesi fütursuzlukların izahı? Adap, saygı, utanma, vefa, nezaket ve sorumluluk gibi değerlerle azıcık olsun yüzleşmek çok mu zor? Açık açık oruç yemek de neyin nesi? Oruçluya saygı bu kadar mı ar geliyor? “Ramazan da kapalıyız” levhaları, yerini “ramazanda açığız” afişlerine dönüştürmüşse gerçekten çağ atladığımızın bir ispatı olmalı (!) Yoksa bizim bilmediğimiz bir ahlak çeşidi mi gelişti de haberimiz olmadı? Müslüman’ı üzmek bir yarış ve erdem biçimi oldu da biz mi bilmiyoruz. Neyse! Herkes kendine yakıştırdığını yapa dursun, biz işimize bakalım…  

Ramazan ayının getirdiği bereket ve kazandırdığı güzel ahlak ile kulluğumuza daha bir özen gelmeli. Hedefimiz; ruh ve gönül dünyamızı coşku, heyecan ve manevi zevklere kavuşturmak olmalı. Katılaşmış gönüller, ramazan sayesinde yumuşamalıdır. Düşküne, fakire, yetime, ihtiyaç sahibine, hasta ve yakınlara karşı daha müşfik ve daha duyarlı hale gelinmelidir. En çok da kendimize duyarlı hale gelip şefkat etsek, ramazandan aldığımız kuvvet ile bozulmuş ahlaklarımızı düzene koysak fena mı olurdu, ne dersiniz?

Sevgili Peygamberimiz (sav) “Ramazan ayı girdiği zaman cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar zincire vurulur.” diyerek bizlere müjde veriyor. Yeter ki mücadele kararlılığında olalım. Güzel ahlakı kazanma yolculuğumuzda işimiz kolaylaşacak ve önümüz açılacaktır.  Bol kazançlı, sağlıklı ve hayırlı bir ramazan geçirmeyi diliyorum. Vesselam, ahir kelam derken sözün ustası Necip Fazıl ile konumuzu bağlamış olalım. Ne diyordu Şair?

“Ramazan mübarek ay, mümînlerîn balayı;
Hatırla der, suyu bal kaybedîlmîş sılayı…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER