TUT BENİ EY ORUÇ!

Geçen gün kızımı okula bıraktıktan sonra bir kadın beni durdurup, oruçlu olduğunu söyledikten sonra çeşitli hakaretlerde bulundu. Önce şaşırdım, sonra geldiğimiz duruma üzüldüm. Tesettürlü olması ve oruçlu olduğunu söylerken haklılık ve iyi niyetini anlatmaya çalışıyordu. Konuşması ile o örtüyü ve orucu çamura buladığının farkında değildi.

Nedir oruç?

Oruç, İslam’ın beş şartından biridir. Arapça savm (bir şeyden uzak durmak, bir şeye karşı kendini engellemek, tutmak)kelimesinden gelir. Oruç tutmanın sevabı büyüktür. Hatta cennete oruç tutanlara özel Reyyan kapısı vardır.

Oruç tutmanın hikmeti nedir?

Oruç nefsin isteklerinden kendi irademizle uzak durmak, sabır göstermektir. Toplumsal hayatta insanın başarılı olması için zorluklar karşısında dayanabilme gücü olmalıdır. Bunun için oruç etkin bir yoldur. Dağın taşın kaldıramadığı, insanın kabul ettiği yük enedir. Ene yani benlik duygusu, doğru kullanıldığında kâinatın kapılarını açacak bir anahtar iken; yanlış kullanıldığında Allaha şirk koşma, şeytana uyma yoluna girer.

İnsanı yarattığında ;

Allah: Sen kimsin? Ben kimim?

Ene: Sen Sensin, ben benim der.

Tam üç kez tekrar eder bu soru cevap, en sonunda ene oruç ile terbiye edilir.

Allah: Sen kimsin? Ben kimim?

Ene: Sen benim rabbimsin, ben senin kulunum der.

Oruç sadece bütün gün aç susuz beklemek değildir. Bunlar orucun maddi boyutudur. Oruç tutan kişi, dilini yalandan, zehir saçan sözlerden; ayaklarını harama gitmekten; ellerini haram işlerden; gözlerini harama bakmaktan; kulaklarını haram sözleri dinlemekten korumalıdır.

Müslüman bir ülkede yaşamamıza rağmen her geçen gün oruç tutan sayısı azalmakta, bununla birlikte oruç tutana saygı duyulmamaktadır. Sağlık problemlerinden, özel durumlardan oruç tutamayanların birçoğu da bunun için fidye ödemesi gerektiğini bilmiyor; yâda bilmemeyi tercih ediyor.

Kısacası oruç nefsin dizginidir. Maddi manevi o havayı solumak; Müslümana şifadır. Şimdi düşünelim biz mi oruç tutuyoruz, oruç mu bizi tutuyor?