Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Başkent Postası

ÜÇ KİLO PATATES VE SOĞAN

Günlerdir konuşuluyor tanzim satışların başlaması… Aslında sosyal devletin yapması gereken de tam olarak buydu.

Lakin bir takım insanların üç kilo patates ve soğan için işleri güçleri fesatlık çıkartmaktır…

Geçmiş yazılarımda devletin fırsatçı piyasalara karşı milletin mağduriyetini giderebilmek adına bir şekilde sübvanse etmesinin elzem olduğunu yazmıştım.

Tabi bunlar çadır ortamlarından ziyade yerleşik düzende ve düzenli olarak dükkânlarda yapılmasını arzu ediyoruz.

Şimdi sosyal medyadan görüyoruz. Sahada eleştirileri duyuyoruz neymiş efendim siz CHP’yi eleştiriyordunuz tüp, un ve şeker kuyrukları vs…

Ma’mafih o dönemdeki kuyruklarla bu tanzim satışlardaki kuyruk bir değil önce bunu belirtmek isterim.

Geçenlerde hususen tanzim satışa gittim, kuyrukta bekledim. Toplam süre on dakikaydı, acaba yaygara koparanlar gidip beklemiş mi?

Hafta sonları genelimiz büyük alış veriş merkezlerine gideriz bir bakın oradaki marketlerin en az on beş, yirmi kasiyerli kuyruklar neredeyse marketin içini dolanır vaziyette…

İndirime giden mağazalarda bir ürün almak için geceden kuyruğa girenler için de neden bu kadar eleştirmiyorsunuz?

Bunları görmeyen bir kısım sadece muhalefet etmek için konuşan yazan çizen kesimler el insaf, el vicdan siz hayatınızı Mars da falan mı idame ettiriyorsunuz.

Piyasalar fahiş fiyatlarda ürün satarken zaten zengin kesime fiyatlar dokunmaz. Ezilen orta tabaka ve asgari ücretli tabi basarsınız yaygarayı devlet nerede vatandaşına bakmıyor diye…

Akabinde devlet, tanzim satış kurar; milletim rahat etsin ve fırsatçıların gazabından kurtulsun diye. Bu sefer de kuyruğu bahane edersiniz. Elbette kuyruk olacak bu market sistemine de geçse ucuz olan ürüne rağbet fazla olacaktır.

Piyasalar da ki fiyat aralığı normale binince kuyruklar kalmaz.

Lâkin bunu da konuşmak için sırf hükümeti eleştirelim, siyasi malzeme yapalım, zihniyetiyle sahada, yahu devlet domates – biber mi satarmış? Ticaret mi yapar? Söylemleriyle konuşmak halkçı bir kesime hiç yakışmamaktadır.

Sırf hükümeti yıpratmak için ne yapacaklarını şaşırtan bir kesim var hiç kusura bakmayın 31 Mart seçimlerinde yine perişan olacaksınız millet gereğini yapacaktır.

Madem eleştiri yapacaksanız proje üretin ve sunun millet de görsün.

Ama maalesef sırf yıpratmaya yönelik bir fesatçılık yapmak bizim ülkemizin insanına yakışmayacağını düşünüyorum.

Tüm Dünya’nın sancılı bir süreçten geçtiğini hepimiz farkındayızdır.

Buna istinaden devletimizin milletiyle kenetlenmesi önem arz etmekle birlikte milletin içinde de devletine karşı bozgunculuk yapıp küresel güçlerin ekmeğine yağ sürmemesi lazımdır.

Batı tıpkı akrep gibidir şimdi siz onu besler büyütür yardım edersiniz gün gelir ilk sizi zehirler… Onlara asla güvenmeyin. Asıl güveneceğiniz kendi necip milletinizdir…

Bir insanın meşguliyeti olmayınca dedikoduya başlar. Boş senaryo yazar, fitne tohumları saçar daha sonra gün gelir kendi de bu oyunlara inanır.

Bizler Müslüman bir coğrafyada yaşıyoruz. Elimizdeki kutsal kitabımızda Yüce ALLAH ilk olarak oku demiş…

Deve kuşu misali kafamızı kuma sokup ta koca vücudun dışarda kaldığının ve avcının kendisini görmediğinin farkında olmadığı gibi bizde deve kuşu misali kafamızı kuma sokmayalım…

Dünya da hangi hadiseler cereyan ediyor kimlere karşı ülke olarak mücadele veriyoruz onları biraz okuyup araştıralım sonra da hükümetleri eleştirelim.

Şunu da belirtmek isterim ki kimse dört dörtlük değildir hataları var mı var geçmişteki tanzim satışları kapatmasaydık bu hallere gelinmezdi.

Tarıma yönelik çalışmaları artırmak gerektiğini gördük. Üreten olmamız lazımdır. Verimli tarım arazilerini imara açmamak lazımdır.

Ma’mafih zarar hepimize dokunur ve dışa bağımlı kalırız. Hormonlu ürünlerle zehirleniriz maazallah…

Bir kısım tüccarlara imtiyaz tanımak için kimse vatandaşını mağdur etmemelidir. Bu tüm siyasi otoriteler için geçerli bir kural olmalıdır…

Kurulan tanzim satışlar üç beş ille sınırlı kalmamalı… 81 ilde ve büyük nüfuslu ilçe belediyeleri de bunu uygulamalıdır…

Geçmiş tarihlerde devlet piyasaların rekabet kuralına göre ticaret yapmıştır…

Şimdiki toplu durum da devletin gerektiğinde ticaret yapması gerektiğini gösteriyor. Şahıslar asla devletten güçlü ve büyük değillerdir…

Üreticiden devlet eliyle komisyoncu baronlara bulaşmadan halka ulaşması herkesim için çok önemlidir.

Tanzim satışların hemen sonrasında diğer market zincirleri de fiyatları aşağıya çekmeye başladı. Sözüm ona ürün yoktu, ürün az çıkıyordu…

Demek ki devletin iki yönü vardır; birincisi mazluma karşı şefkatli olmak diğeri ise zalime, fırsatçılara ve stokçulara karşı da bir balyoz gibi kafalarına inmektir… Vesselâm…

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER