Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Dr. Muharrem Avcı

BİR SEÇİM DÖNEMİNE DAHA TANIKLIK ETMEK

Kıymetli Başkent Postası ailemiz ve saygıdeğer okurlarımız, öncelikle hürmet ve muhabbetle sizleri selamlıyor; Mübarek Ramazan ayımızın sizlere, ailenize, yüce Türk Milletine, İslam Dünyasına ve İnsanlık Âlemine hayırlara ve huzura vesile olmasını temenni ediyoruz.
Nisan- 2023’ e adım adım yaklaşırken, deprem ve sel felaketinin yaraları soğumadan, 14 Mayıs 2023 tarihinde Türkiye; Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi kararı aldı ve seçime katılacak siyasi partiler, adaylarını ve stratejilerini belirlemeye başladılar.
Haydi, hayırlısı diyelim…
Baş döndürücü bir hızla seçime gidiyoruz, sonu da memleket ve milletimiz açısından güzel olur inşallah…
Seçim atmosferiyle ilgili yazıları daha sonralara erteleyip, hayata ve tanıklığa dair mevzuu üzerinde duralım izninizle…
Yazımızın başlığı tanıklık etmek üzerine olunca işi; unutmadan, eklemeden, dürüstçe yapabilmek büyük önlem arz ettiğinden bunu yapabilmek için, akılda tutmanın yanı sıra alınan notlardan da yararlanmak icap etmektedir.
Bilindiği üzere; İlgi, merak ve bilgiyle iç içe hayatını sürdürenler, bulundukları çağda içerisinde yer aldıkları toplumun ve muhitin farkındalık şuuruyla hareket ederler ve kayıt altına aldıkları anılarıyla, o dönemlerin olaylarına tanıklık ederler. O anıları, ya bir gazete köşesinde dile getirirler ya da ilerde yazmayı planladıkları yaşam öykülerinin içerisine serpiştirirler.
Bizler de, hayatın akışı içerisinde, küçük notlardan kocaman ajandalara uzanan bir yaşamışlık ve denemişlik defterine sahip olduk zaman içerisinde.
Öyle ki, hayatın üç temel çağrısından ( aş, iş, eş) tutun da, içerisinde lider ve önder olarak yer aldığımız her organizasyonu, kartvizitini biriktirdiğimiz her kurum ve kuruluşu, yaşadığımız hayal kırıklıkları ve önemli başarılarımızı, gün be gün ajandamızın sayfalarına aktardık.
Bu alışkanlığımız, stajyer öğretmen olarak atandığımız 1978 Malatya yıllarımızdan beri devam etmektedir. Bazen gece, bazen de sabah saatlerinde bir tür günlük gibi kalem kâğıtla dertleştiğimiz, çoğunlukla kurşun kalem marifetiyle yazılmış sayfalarımızın küçük bir kısmını, o günlerin yerel yayın organlarından “Hareket”, “Battal Gazi” ve “Tantana” da ki köşemizde yayınladık.
1980 sonrası bu hatırat işine epey ara verdik, mevcutları da taşınmalar sırasında yitirdik maalesef. Ama sonra, 1988’de Lisansüstü eğitime başlayınca yeniden yazma isteğimiz canlandı. Blok notlar ve ajandalar yeniden birikmeye başladı.
İlk olarak, Kastamonu Üniversitenin kuruluş sürecinde, üst üste yığılmış yaşanmışlık defterlerine şöyle bir göz atınca; ders notları ve toplantı kararları arasında, yüksek lisans ve doktora için merhum ağabeyim Emin Baydil hocamızla yüzün üzerinde gidip geldiğimiz İstanbul seferlerinde her hafta yaşadıklarımızla başlayan, Kastamonu- Ünider, sözleşme iptalleri, mahkeme kararıyla geri dönüşler ve sürgün turizmiyle süren, o günlerin kurşun kalemle kayıt altına alınmış anı notlarıyla karşılaştık.
Hiçbiri, hiçbir yerde yayınlanmamıştı, yaşanmışlık olarak ajandalarda duruyordu. Tuttuğumuz tüm notlar, sosyologların dediği gibi “çağın çocuğunu” yansıtıyordu. Onunla büyümüş, onunla gelişmişti. Bir dönemin olayları, ilişkileri, aktörleri, değerleri, normları, kurum ve kuruluşları, zaman geçtikçe silinmeye yüz tutmuş duruma gelen bu ajandalarda saklıydı. Artık bu sayfaları, bir an önce, köşe yazılarımızda veya kitaplarımızda buluşturmamız icap ediyordu.
Kıymetli ağabeyim Emin Baydil Hocam, ilk hamleyi yaptı ve “Bir Devrin Anatomisi Bay Kuzgun” adlı şifreli öykü kitabını yayınladı. Anlayan anladı, anlaması gerekenler güç zehirlenmesi içerisinde olduğundan hiç önemsemediler.
Biz, anı notlarını köşe yazısı veya konuk yazar olarak okuyucumuzla buluşturmak istedik ama sert bir sansürle karşılaştık.
Çıkış yolumuz notlarımızı kitaplaştırmaktı, herkese ve her şeye rağmen.
Nitekim bu sayfaların eğitim-öğretimle alakalı bir bölümünü, “Kastamonu’nun Asırlık Hasreti ÜNİVERSİTE” adlı Kasım 2012’de kitaplaştırdığımız eserimize aktardık ama öyle debdebeli akademik dönemlere tanıklık ettik ki yazdıklarımız yazamadıklarımız yanında kitabın takdimi gibi kaldı.
Gene, yaşanmışlığın ürünlerinden kurşun kalem anısı, bir eser daha kitaplaştırdık:” HEDEF-2019 Vuslatının 450. Yıldönümünde HZ.PİR ŞEYH ŞABAN-I VELİ YILI ( Fikri, teklifi ve çabası serüveni), Mart-2019 Kastamonu”
Şimdi yeni bir çabanın içerisine girmek gerek diye düşünüyoruz.
Dolayısıyla, ilk etapta mesleğe ilk adımdan geldiğimiz son noktaya kadar eğitimci ve akademisyen olarak geçen yaklaşık yarım asrımızı, ikinci aşamada dünya görüşümüzün bize yüklediği misyon gereği toplumsal hayatta yer alışımızı ve akabinde de sevdalısı olduğumuz güzel memleketimizle ilgili duygu ve düşüncelerimizi, silinmeye yüz tutan anı sayfalarından sıyırıp kitaplara taşıma çabamızı yoğunlaştırmamız icap etmektedir.
Kitabımızın adını da koyduk, hayırlısıyla:
“ Hayatı Tıngırdatmak Üzerine Birkaç Söz”
İnşallah bu işi başarmak nasip olur bize…

Selam ve saygılarımla…

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER