Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Zati Ürer

HALKLA MİLLÎ SİSTEM BARIŞI

1980 Darbesi öncesinin psikolojisi ve sosyolojisini anlattığım VEBAL romanım şöyle bitiyor: Barış kültürü…Mutlaka yaratmalıyız barış kültürünü, yoksa…

Önceki Kültür Bakanımız Numan Bey’e ihtimal okur da ilgilenir diye ta 2017’de imzaladığım tarihe tanık bu romanımı randevu lütfetmedikleri için bir türlü arz edemedim. Siyasette ağırlığı belli birçok dosta da ilettim. Hepsi de bu eserin tarih tanıklığını ve geleceğe dersini yok saydı.

Ak Parti lideri halktan kopmayalım sözü ededuruyor ama bizzat kendi seçkin baş kurmaylarının bu tavrını göz ardı ediyor.

Sosyal medya etkinlikleriyle uzman bir gence de dünyada olmadığın karanlık yakın tarihimizin romanı diye verdim. ilgimi çekmedi diye okumadan geri getirdi. Şiddetle yoğrulu kültürümüzü barışa yönlendirmek için ne yapmalıyım acaba diye sorup duruyorum kendime.

Tarihî ve toplumsal araştırmalarımı, edebiyatla millî barış kültürü zırhımızı örmek için feryat figan haldeyim. Kimi ünlü medyatör dostlara da imzaladım. Okudum, içeriği gelecek için önemli, kamuoyuna tanıtmanıza destek olayım bu eseri diyen de olmadı.

Ne büyüklere ne gençlere ne de ünlülere barış kültürünün zırhî önemini kanıtlarla anlatabilmem mümkün değil vesselam!

Bir yabancı filmde duymuştum: Nefreti yaymak kolay, sevgiyi yaymak zordur.

Nobel ödüllü Elias Cannetti ĶÖRLEŞME romanında şu düşünülesi tezini kanıtlar: İnsanı acze ve derde düşüren nefsin kör duyguları her ruha özellikle işlenmiş gibi!

Bir yaygın söz de şu: Ders alınsaydı hiç tekerrür eder miydi tarih? 

Bu acı gerçekleri düşüne düşüne çaresizce gidiyorum gündüz gece. Dünya şiddetin gam, kan, çığlıkları içinde gözyaşlarına boğuladuruyor. İçim acıyor.

Halk dayanışmasının gücü de uzanıp uzanıp yönetimleri ellerine geçirenlerde. Bu yüzünden etkisiz kalıyor bu yüce güç. Nasıl etkili olabilir? Elbette hata, günah yoluna düşenleri denetleyebilen uyarıcı oy gücünün simsarların etkisinden kurtulup özgürleşmesiyle! Kitlelerin oyuna dayalı MİLLÎ SİSTEM kuracak sorumluluk duygusu yüksek fedakâr aydınların öncülüğüne ihtiyaç var.

Her icraatı bilgisayar gibi halk oyu denetimli sistemlere bağlayabilecek bir kalkınma-uygarlık yoluna çıkarmalılar kitleleri. Ancak böyle ürer barış kültürü.

Filippo Tommasso Marinetti edebiyatı, Hitler-Musolini faşizmine hizmet etmiştir. Onun bu edebiyatı ne acı ki faşizme tepkili sosyalist Rus yazarları da etkiledi. Onlar da sosyalizmi yayma yolu olarak Marinetti’yi örnek aldılar. Bizim Nazım Hikmet de aynı etkiyle şiddete yön tuttu. Örneğin bağır bağır bağırarak kurşun eritmeye çağırdı, yanın dedi! İslâm kültürü savunucusu Necip Fazıl da ayağa kalk dedi, dikil komünist karşısına!

Bu iki ünlü şairimizin hayranı çok da şiirlerinin neye aracılıkla hangi sonucu getirdiğini diyen yok! Nefret mi yaydılar sevgi mi? Hiç dikkat çeken var mı buna?

Ünlü şiirler ve besteleriyle şiddet yoluna yönlendirilmiştik de sağ-sol çatışmasına kaptırılmış iç savaş noktasına gelmiştik. Hâlâ da şiddete yönlendiren ķültür alev alev! Benim gibilerin barış kültürü diyen sesleri kısık! Kimse duymuyor. Ne acı!

1973’te askerken yediğim tokat sonrası barışçı sevecenliğiyle tanıdığım sağ-sol çatışması sürecinde katledilen Merhum Ümit Kaftancıoğlu ağabeyin yoldaşlarına feryat figan şu serzenişi hep aklımdadır:

Deniz, öğretmen çocuğu değil miydi? Kim öğretti ona okul işgalini, banka soymayı, silah sıkmayı, korkusuzca ölüme meydan okumayı; nereye varılacak ki böyle?

Biz barış, dostluk, uygarlık diyen nice kısık sesimizi emperyalist tuzaklarında kaybettik! Ardından faili meçhuller geldi.

Şimdi yumuşamadan falan konuşuluyor ya hiç mümkün değil! Buna kanıt örnek:

Halk TV Deniz Gezmiş heykeli önünde anma programı yaptı. Söz alanlar barış değil, hep devrimci yiğitlik-kahramanlık temasını işlediler. Ümit Ağabeyin barış bakışının zerresini dile getiren olmadı. Menderes’le iki Bakanın idamına intikam diye 25 yaşlarını hiç göz önüne almadan idam edilen 3 fidanı anarken yine şiddet-kin tohumkarı ekiledurdu.

O fidanların ruhları şad, her aydına da yara mazimiz ders olsun! 52.kayıp yılları milletçe barış kültürü üretme yoluna çıkmamız için hepimize ders olsun!

Barış kültürü sürecine girebilmek için el ele HALKLA MİLLÎ SİSTEM kurabilmek şart oldu gayri! Umrunda olan aydın çıkar mı ki diye diye düşünekaldım da dalgın dalgın yürüyorum. Umut işte!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER