ABD ve On Şürekâsı.

ABD ve On Şürekâsı

Başını Amerika’nın çektiği Batı kulübü ile Türkiye arasında önümüzdeki iki yıl içerisinde vuku bulabilecek siyasi, ekonomik, askeri ve diplomatik olay ve hadiselerin başlangıcı olan on devletli siyasi kriz Türkiye’yi, ilgili on devleti ve dünyayı cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vereceği karara celb-i nazar etti.

ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda’nın Ankara büyükelçiliklerinin Osman Kavala’ nın yargılandığı dava ile ilgili eleştirel açıklamaları Türkiye’de ciddi tepkilere yol açtı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ nın söz konusu büyükelçilerin istenmeyen adam ilân edilmesi talimatının ardından on büyükelçiliklerin tamamından da “iç işlerinize karışmayız” açıklaması geldi.

Ölçüsüz, kaba, mahiyeti hiç hesaplanmamış on büyükelçinin yaptığı bu gayrı diplomatik  çıkışın 2023 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimlerinde R T ERDOĞAN’ ı oluşturulacak krizlerle açık ve acze düşürmek hedefi ve planı taşıdığı açıktır.

Batı kulübü Davos’ta ki ‘one minute’ çıkışı ardından Erdoğan’ı ikinci defa on büyükelçilik krizinde de test etmiş oldu.

Test sonuçlarının ortaya koyduğu gerçek çok netti.

Tayyip ERDOĞAN  fazla oynamaya gelmez.

Demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye cumhuriyetinin iç işlerine Viyana sözleşmesinin 41. maddesini ihlâl ederek karıştılar.

Meydan okudular.

Diplomatik teamüllerin dışına çıktılar.

Çıkarken de dünyada en adaletli hukuk uluslararası hukuktur vurgusu yaptılar.

Uluslararası hukukun devletler üstü bir hukuk olduğu doğrudur.

Fakat Türk adaletinden daha adil olduğu asla iddia edilemez.

Kimyasal silâh var diyerek işgal ettikleri Irak’ta ülkeyi yerle bir edip, kadınların ve çocukların ırzına geçip, her türlü yağma ve insafsızlığı yaparken bu uluslararası hukuk nerdeydi?

“Yanılmışız orada kimyasal ve kıtalararası silâh yokmuş” diyerek hukuku yerine mi getirdiniz?

Bir milyon insanın canına kıydınız.

Sizin uluslararası hukukunuz ne yaptı?

Afganistan’da on binlerce insanın canına kıyıp binlerce kadının ırzına geçtiniz.

Uluslararası hukuk nerde?

Ermenistan’ın 30 yıldır işgal altında tuttuğu Azerbaycan topraklarını birleşmiş milletler kararlarına rağmen neden iade etmediniz?

Sizin hukuk anlayışınız bu mu?

Gerçekten adil, herkese uygulanan bir uluslararası hukuk sistemi tanzim edilecekse buna saygı duyulur.

Ey Batı kulübü, sizin ne mazide ne bugün asla böyle bir niyetiniz olmadı.

Siz dünyada zülüm üreten ve acımasızca uygulayan kulüplerin başındasınız.

Karşınıza Tayyip ERDOĞAN gibi inanmış bir insan çıkınca tek tek değil de on devlet birleşerek eşkıyalığa kalkarsınız.

Korkaklar!

Uluslararası hukuk ABD ve şürekâsının keyfe keder kullandığı bir aparat haline gelmiştir.

Büyükelçiler uluslararası mahkemenin sözcüleri midir?

Hukuk böyle basit bir olgu mudur ki on ülkenin büyükelçileri bir araya gelip siyasi çıkarları doğrultusunda açıklama da bulunabiliyorlar.

Bu on ülke hukukun esamesinin bile okunmadığı Arabistan’la, Mısır’la ve BAE’ le  üst düzey ve kurmay ilişkilerini sürdürürken çıkarları doğrultusunda faaliyette bulunurken uluslararası hukuk hiç akıllarına gelmiyor mu?

Bir hukuk devleti olan Türkiye’ ye on devlet bir araya gelip baskı kurarken Viyana sözleşmesi ihlâl edilmedi mi?

Dünyada bunca hukuk ihlâlleri varken, ABD’nin ayaklarının dibinde Latin Amerika’da bir yığın kirli işler çevrilirken bu ülkelerin olmayan hukukları pröblem teşkil etmiyor da Türkiye’de on binlerce insanın katledildiği terörü finanse eden Osman Kavala’ nın yargılanması pröblem mi teşkil ediyor?

Sizin hukuk anlayışınız bu mu?

Batı Trakya’da Müslüman Türk azınlığın haklarını ihlâl eden Yunanistan’ı uyarmak hiç bir büyükelçinin aklına gelmedi mi?

Size hukuk yokta bize mi var?

Bu müdahale on devlet müdahalesinden de öte bir durumdur.

Burada medeniyetler karşı karşıya getirilmeye çalışılıyor.

Türkiye’ nin karşısına tek tek çıkmaya korkan bir aşağılık güruhla karşı karşıyayız.

Bu diplomatik saldırı uluslararası güçlerin uluslar üstü bir güç oluşturarak Türkiye’ye karşı yaptıkları bir harekettir.

Dostane hiçbir tarafı söz konusu değildir.

Diplomasiye, insanlığa ve müspet hiçbir olguya sığmaz.

Bu durum hukuki bir durum da değildir.

Bu durum uluslararası bir siyasi meseledir.

Bu durum ne dünya diplomasisinin ne de Türk diplomasisinin alışık olmadığı bir eşkıyalıktır.

Bu çok derin bir krizdir.

Türkiye’ nin on büyükelçiye sizi istenmeyen adam ilân ederim açıklaması da dünya diplomasisinde görülmemiş bir karşılıktır.

Sonuçta Batı tam bir geri adım atmıştır.

On büyükelçi  ve devletleri itibarsız ve başarısızdır.

Şu anda bir durulma var fakat bunun arkası gelmeye devam edecektir.

On büyükelçinin beyanatlarını bu şekilde geri çekmeleri Türkiye adına bir başarıdır.

Bu devletler arasında Avustralya, İngiltere, İtalya, İspanya neden yok?

Doğu Avrupa’dan da bir tane ülke yok.

Balkanlardan da bir tane ülke yok.

Akdeniz’den de  bir tane ülke yok.

Bu on ülke arasında Yunanistan bulunsaydı kriz daha da derinleşerek bugün çok daha sert olayları konuşuyor olabilirdik.

Türkiye’nin verdiği mücadele ne Suriye, ne Yunanistan, ne Fransa ne de Rusya iledir.

Türkiye’nin verdiği mücadele Amerika iledir.

Yıllardır Batının kapısında iki tüfek, iki mermi alabilmek için bekletilen Türk devletinin 200 yıl sonra silâh üretmeye başlayıp Afrika’ya, Akdeniz’e, Avrasya’ya, Orta Asya’ya ve Basra Körfezi bölgelerine etkili siyaset ve diplomasi ile nüfuz ediyor olması başta  Batı kulübü, Rusya ve bazı devletleri aleni olarak rahatsız etmeye başlamıştır.

Türkiye, silâh üreterek Batı kulübünün hem ayağına basmış hem de ürettiği silâhları ihraç ederek cüzdanına el atmıştır.

Meselenin özü R T ERDOĞAN’ la  yükselen Türkiye’nin bu gidişini durdurmaktır.

 

Saygılarımla.