Dedi, dedik… Anlamadılar

Üstadı, hocası olmayan ne kadar tahsilli olursa olsun, hangi üniversiteden mezun olmuş, hangi yüksek lisansları yapmış olursa olsun sağlam ve tutarlı iş yapamaz.

Üstad Mehmed Şevket Eygi bizzatihi beni talebesi yapmadı, lâkin internet haber siteme “hususî” (başka hiçbir gazetede yayınlanmamış, bana özel) yazılarını vermek ve yine sitemde yayınlanan köşe yazılarımı okumak lütfunda bulunup tavsiyelerde bulunmak suretiyle talebesi addettiği zehabına kapıldım.

Yazılarımda kendisinden bahseder, iktibaslar yapardım, hiçbirine itiraz etmedi. Allah gani rahmet eylesin, pürnur, Cennet bahçesi olsun mekânı.

Üstadın dokunmadığı bir memleket meselesi yoktu. Bir dâva adamıydı o. Kâh Ümmetin, kâh milletimizin (iyi – kötü) hallerini anlatır, kendi çözüm ve çarelerini, istikbâle ait tasavvurlarını yazardı.

Yazardı, defalarca tekrar da ederdi, lâkin anlamazdılar.

Kimi beyinsizliğinden, kimi inadî düşmanlığından anlamazdı. Moda tâbirle hafifleterek söylersek, “anlayanların bir kısmı da yanlış anlardı…” Yàni tersinden, meramına muhâlif  anlarlardı…

İnadî düşman takımına söz kâr etmez. Onlara anlayacakları dilden konuşmak gerekir ki, onu da ancak devlet yapar, bizim işimiz değil. Onları geçelim.

Üstadın yazılarında hep mühim konular olurdu. Laf olsun köşe dolsun türü bir tek yazı yahut makalesi yoktur. Misâl vereyim:

“Yıllar önce, terörü bitirmek için o bölgede Şeriat ilân edilsin demiştim. Ne uçuk bir teklif değil mi?.. Uçuk değil, en isabetli ve doğru tekliftir. Ülkemizi parçalamak, devletimizi yıkmak isteyenlerin bir kısmı (yüzde kaçı?) sünnetsiz Haçlı Kriptolardır.

Rejim, düzen, sistem bozukmuş… Bunu ben de kabul ediyorum ama, düzen bozuk diye devlet yıkıcılığı yapmam, yıkıcıları desteklemem.

Terörle mücadele eden özel kuvvetler İslâmî bir disiplin içinde olmalıdır. Namaz kılınmalı, Kur’ân okunmalı, abdestli olunmalıdır.”

Üstad bu satırları Vahdet isimli gazetede 2016 yılı 1 Ocak tarihinde yazmıştı. Bendeniz, benzeri bir yazıyı (merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun arzusuyla yazdığım, 311 yazıdan biri olarak) BBP yayın organı Gündüz isimli gazetede, «Terör ve Gaflet» başlığı ile kaleme almıştım.

Hürriyet Gazetesi, o yazımı «Polise İslâmcı Taktik» manşetiyle, büyük puntolarla, orta sayfada (Ertuğrul Özkök’ün yazısının altında) hem istihzâ hem bazı yerlere jurnalleme amacıyla yazımın kimi paragraf ve satırlarını seçerek yayınlamış, lâkin sonuç alamamıştı. Hattâ bendenize tebrik ve takdirlerini bildirmişti yüzlerce polisimiz ve binlerce insàn.

(O sayfanın orjinali elimde yok fakat arşivlerde mevcut. Aşağıdaki resim, o zamanlar fotokopisini çektiğim orijinal (yazımdan kırpılarak hazırlanmış) haber kupürüdür. Yazı olarak da (o tarihlerdeki orjinalini “Eskişehir seyahatim nedeniyle” boş kalan 6 Ocak 2022 tarihine koydum. Öyle ki muhterem okurlarım farkı görsün, niyetlerini anlasınlar.)

Yazılarımda böyle mühim konuları (Allah izin verdikçe tàbi), her daim bulmaya devam edeceksiniz.

Zira biz (inşá’allah) o mübarek Mehmed Şevket Eygi üstadın talebesiyiz. Bizde gevezelik, zevzeklik olsun, köşemiz dolsun türü yazı olmaz, kalem elden düşmedikçe olmayacak da. 20.01.2022

Okuyabilesiniz diye kendi düzenleme şeklini de foto yaparak aşağıda veriyorum: