Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Prof. Dr. Sabri Eyigün

Ekonomik Sıkıntılar ve  Babaların İmtihanı

Son aylarda yaşanan ekonomik sıkıntılardan dolayı içine düştüğümüz bu sancılı süreç,  birçok kişide kaygı, korku, gerilim ve strese neden olmaktadır.  Özellikle ailenin geçimini tek başına sağlamak zorunda olan babalar, çocuklarının geleceğine yönelik yoğun kaygı yaşamaktadırlar.  Bu gerilimli ruh hali, ister istemez söz ve davranışlara yansıyacağı için, başta evin hanımı olmak üzere, çocukları da etkileyecektir. Hatta hissettirmeseler bile çocuklar ebeveynlerinden daha fazla kaygı yaşayacaklardır.
Ekonomik krizi azaltmak için yapısal birtakım çalışmaların o konunun uzmanları tarafından yapılması gerekir. Ancak ekonomik krizin aile üzerindeki etkilerini azaltmak da yine evin geçimini tek başına sağlayan babalara düşüyor.
Evet, sancılı bir süreç yaşanıyor. Ancak unutmayalım ki, hiçbir sıkıntı sürekli değildir, er ya da geç bir şekilde sistem rayına oturacaktır. Bunu hayatımızda kaç defa deneyimlemişizdir. Çünkü herkes dönüp geçmişine baktığı zaman, ekonomik ve sosyal hayatında ne kadar çok iniş ve çıkışlar yaşadığını görecektir. Çünkü dünya hayatı bu sistem üzerine kurulmuştur. Bu gerçeği kabul edersek rahatlarız.  Nitekim Ayete-i Kerime’de Cenab-ı Hak, her zorluktan sonra bir kolaylığın geleceğini söyleyerek, zorlukların olabileceğini, ama ümitsizliğe kapılmamak gerektiğini söylüyor.
Burada önemli olan öncelikle babaların yaşanan ekonomik sıkıntıları kendi başarısızlıkları olarak görmemeleri gerektiğidir.  Çünkü bugün hissedilen şey, toplumsal bir sorunun tek tek kişilere yansımasıdır. Yani aile babalarının yetersizliği sorunu değildir. Dolayısıyla kendilerini ailelerine karşı suçlu hissetmeleri gerçekçi değil. Önemli olan ümidini kaybetmeden, kendini ve imkânlarını tekrar gözden geçirerek bu dönemi en az zararla kapatmanın yollarını aramaktır.
Ayrıca “kişinin maruz kaldığı durum ne olursa olsun önemli olan kaygı ile akılcı bir şekilde baş etmektir. Yani bu dönemde-para harcamaktan tamamen kaçınmak süreci daha da çıkmaza sürükleyebilir. Bunun yerine, yaşanan bu duruma uyum sağlamak, kontrollü olmak, aile bireyleri ile açık bir şekilde iletişim kurmak önem taşımakta. Yaşanan bu krizin etkilerini en aza indirecek yöntemleri konuşup bu plan doğrultusunda hareket etmek stres düzeyinin azalmasına yardımcı olacaktır.”
Burada babaların, aile üyelerini fazla kaygılandırmadan, maddi imkânları hakkında açık açık konuşması çok yararlı olacaktır. Çünkü çocuklar sizin durumunuzu bilemediği için, ya bütün bütün karamsarlığa kapılacaklardır. Bu da onların başta okul başarıları olmak üzere hayata bakışlarını olumsuz etkileyecektir. Ya da babalarının kendilerine karşı cimrilik yaptığını zannedeceklerdir. Oysaki gerçek anlatılırsa, çocuklar gerçeği öğrenip ona göre talepte bulunacaklardır. Ayrıca babalarının son zamanlarda yaşadığı stresi daha iyi anlayacak ve anlayış gösterecektirler. Yoksa anne-babalarının stresli ve gerilimli söz ve davranışlarını kendileri ile ilişkilendireceklerdir.  Sevilmedikleri, önem verilmedikleri algısına kapılacaklardır.
Ancak tüm bunların farkında olmasına rağmen herhangi bir aile bireyi,  yeme davranışı ve iştah ile ilgili bozulmalar, içe kapanma, uyku düzeninde bozulmalar, fiziksel sebebi olmayan ağrılar, kaygı, çökkün duygu durum vb. yaşıyor ise bir ruh sağlığı uzmanına başvurması gerekir.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER