Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ayla Tokmak

İSTEMEZÜK EKİBİ VE NURİ DEMİRAĞ

Türkiye Cumhuriyeti’nin sanayileşmesinde ki önemli köşe taşlarından olan Nuri Demirağ’ın bir toplu iğne bile yapılamaz denen dönemde uçak fabrikası kurmuş, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından projelerinin, yatırımlarının, havacılık sektöründe kaydettiği başarılarının engellenmesinin kıskançlık, siyasi rakip görme gibi nedenlerle birlikte İnönü’nün aşırı “devletçilik” yaklaşımından kaynaklanmıştır,

Alman Junkers firması ile ortak. 1925 yılında imzalar atılır, Almanya’dan gemilerle malzemeler gelir İskenderun’a, oradan Ulukışla’ya trenle gelir, oradan da Kayseri’ye kağnı ve develerle taşınır. 1926 yılında da üretim başlar. Burada 130 adet uçak yapılır. Fakat daha sonra Alman şirketi Junkers ile sıkıntı çıkar ve fabrika, ‘Kayseri Uçak Fabrikası’na dönüşür ve Almanlar çekilir. Nuri Demirağ’a gelirsek, aslında günümüz de geç fark edilen bir isim. Ancak 2010’da fark edildi ve ismi Sivas’ta ki havalimanına verildi. Nuri Demirağ sadece bir havacı, sanayici değil enteresan bir vizyona sahip bir insandır. 

  Eminönü’nde Mahmutpaşa’da bir dükkân kiralayan Nuri Demirağ burada o dönem yabancıların elinde olan sigara kâğıdı üretimine başlar. O dönem bu işten kazanılan para işgal kuvvetlerine silah alımı için veriliyordu. Bu milliyetçi ruh ile sigara kâğıdı üretmeye başlayan Nuri Demirağ, dükkânın ismini de Türk Zaferi koyuyor. Oradan iyi para kazanan Nuri Demirağ daha sonra o dönem İTÜ’de okuyan kardeşi Abdurrahman Naci Demirağ ile birlikte 1932 yılında 6 kilometrelik demir yolu ihalesine giriyor ve alıyorlar. O zamanki şartlarda büyük iş makineleri olmadan insan gücü ile ve çok kısa sürede tamamlıyor işi. Bu durum o dönemki yönetimin dikkatini çekiyor ve peyderpey ülkenin demiryolu ihaleleri Nuri Demirağ’a veriliyor. 

Bugün hala onun kurduğu rayları kullanıyoruz bazı bölgelerde. Zaten 10’uncu yıl marşındaki “Demirağlarla ördük yurdu baştan aşağıya” sözü Nuri Demirağ’a izafedendir. Atatürk tarafından bu soy isim verilmiştir kendisine. 1936 yılında maden ve enerji işine de girmeyi planlayan Nuri Demirağ, sadece kendi memleketi olan Divriğ’de 14 çeşit maden tespit ettiriyor. Bunları işlemek için gereken enerjiyi ise bugünkü Keban Barajı’nın bulunduğu yere uzmanlar getirip, fizibilite çalışmaları yapıyor.

Kendi parası ile kurmak şartıyla çalışmaları Mustafa Kemal Atatürk’e veriyor. Atatürk’ünde çok hoşuna giden proje hükümete havale ediliyor. O dönemki hükümetin Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya bu çalışmayı bir gerekçe göstermeden sümen altı ediyor ve yaptırtmıyor. 

Hükümetten gereken desteği alamayan Nuri Demirağ’ın Divriği’de yapmayı planladığı Gök Üniversitesi, 100.000 kişilik Sanayi Kenti , Örnek Köy Projeleri kağıt üstünde kaldı.

“İstanbul Boğaz’ına köprü fikri de Demirağ’a aittir” Bu işine engel konan Nuri Demirağ sonra ise İstanbul’un iki yakasını birleştirme fikri ile hükümetin kapısını çalıyor.Bu projede de Ankara’nın engeline takılıyor.

O sırada Karabük Demir Çelik fabrikasını kuruyor, selüloz fabrikasını kuruyor, bugünkü TBMM binasının yapımına başlıyor. İnanılmaz bir mimar ve bayındırlık faaliyetleri yapıyor. Aynı zamanda da demiryolu döşemeye devam ediyor. Üretmekten hiç vazgeçmiyor. 

Yeşilköy’de Gök Okulu kuruyor Nuri Demirağ’ın havacılık yönüne gelirsek… 1925 yılında kurulan Türk Hava Kurumu’nun havacılık sektörünü geliştirmek için uçak almaya ihtiyacı var. Bunun için o dönem bir yardım kampanyası başlıyor kurum için. Herkesten yardımlar toplanıyor tüm halktan, o dönem en büyük yardımlardan birini ise Nuri Demirağ’ın kardeşi Abdurrahman Naci Demirağ yapıyor ve tam 120 bin lira yardımda bulunuyor. Nuri Demirağ’ın kaç para yardım yapacağına dair o zamanın gazetelerinde haberler çıkıyor, sonunda Nuri Demirağ’a giden Türk Hava Kurumu aldığı cevapla şaşkınlık yaşıyorlar çünkü Nuri Demirağ yardım parası yerine uçak üretim fabrikası kurmak istediğini söylüyor ve uçağınızı ben yapıp size veririm diyor. Tüm işlerini tasfiye edip sadece bu işe odaklanan Nuri Demirağ yanına Türk mühendisleri de alarak Amerika ve Avrupa’daki uçak ve motor fabrikalarını gezmeye başlıyor. Bu sırada da zaman kaybını önlemek için Beşiktaş’ta “Uçak Etüt Atölyesi” kuruyor. Esas fabrikayı da Sivas Divriğ’e kurmayı planlıyor. Bu arada Yeşilköy’de binlerce dönüm arazi alarak oraya da Gök Okulu kuruyor. Devlet daha sonra 12 uçak ve 60 planör alımı için ihale açıyor. İhaleye İngilizler, Almanlar , Fransızlar giriyor, ama ihaleyi Nuri Demirağ alıyor. Hemen yapımına başlanıyor tabii ve uçakların yapımı bitiyor. Teslim zamanında ortağı denilecek ilk uçak mühendislerimizden Selahattin Alan biraz heyecanlı tabii ve aceleci davranıyor. Kabul testlerine tasarladığı bu uçakla giderken 13 Temmuz 1938 günü İnönü Havaalanı pistine iniş sırasında yaşanan kaza sonucunda hayatını kaybediyor. Türk Hava Kurumu bu olayı gerekçe göstererek uçakları almaktan vazgeçiyor. Devlet bu uçakları almayınca Nuri Demirağ dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye mektup yazıyor, ancak herhangi bir cevap almıyor. 

Nuri Demirağ’ın yaptığı bu uçakları İspanya, Irak, Mısır gibi ülkeler almak istiyor, ancak çıkan kanun ile uçakların başka ülkelere satışı yasaklanıyor. “Bu çok ileri gitti” Nuri Demirağ bu sırada bu uçaklar boş durmasın diye açtığı Gök Okulu’nda bu uçakları uçurtuyor ve 1000’e yakın insan yetiştiriyor. 

Bu öğrencilerin içinde İsmet İnönü’nün çocukları Erdal ve Ömer İnönü’de vardır. Ancak İsmet İnönü bu durumu öğrenince çocuklarını hemen okuldan aldırıyor. Bu olaylar yaşanırken İsmet İnönü bir gün yolunun İstanbul’a düşmesi sonucu Nuri Demirağ’a ziyaret eder. Fabrikayı ve okulu gezen İnönü’nün yanında o dönemki İstanbul Valisi Lütfü Kırdar ve Ali Fuat Çebesoy vardır. Nuri Demirağ’ın yaptığı işleri beğenen İnönü “Bu zamana kadar neden gelemedin yanımıza” sorusu üzerine Nuri Demirağ “4 senedir size ulaşmak için mektuplar yazdım ama hiçbirine cevap alamadım. Ben bu ülkeye uçak ürettim, ama onları siz almadığınız gibi sattırmıyorsunuz da. Sizinle de görüştürmüyorlar beni.” Cevabını veriyor. Ancak bu cevaptan sonra da bir gelişme olmuyor.

1944 yılında, Nuri Demirağ’a ait Uçak Pisti , Fabrika ve Etüd Merkezinin bulunduğu alan istimlak edildi.

Ben Bu Yazımı Nuri Demirağ’ın sözleri ile sonlandırmak istiyorum. Nuri Demirağ demiş ki kızına “Ben bu dünyaya 30 yıl erken gelmişim. 30 yıl geç gelseydim Türkiye’nin kaderini değiştirirdim.” Bence de onda o vizyon vardı ve bunu gerçekleştirebilirdi. Bizde halk olarak bu vizyon ve misyonda olan insanlara destek vermeliyiz

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER