Nöbetçi Eczaneler
Dünya hakimiyetini ele geçirmek için mücadele veren emperyalist küresel güçler 100 yıl içinde 3 savaş projesini gerçekleştirdiler. Bu savaşlardan 2’si fiil-i, 1’i ‘soğuk’ savaştı. Yani, 1. ve 2. Dünya Savaşları, ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaş dönemi… Ayrıca 100 yıldır ABD önderliğinde NATO, bazı AB ülkeleri, İngiltere ve İsrail, dünyaya çeki-düzen verme projelerini gerçekleştirmek için akla-hayale gelmedik yollara başvurdular.
ABD’yi kendi evinde vuran 11 Eylül Terörü… Bu sebeple de ABD tarafından Afganistan ve kimyasal silah bahanesiyle Irak işgali… Büyük Ortadoğu Projesi ‘ni (hem de Türkiye’yi bile ortak yaparak) denediler tutmadı. Turuncu devrimleri denediler tutmadı… Ortadoğu’dan Kuzey Afrika’ya uzanan halk isyanları ile ülke yönetimleri üzerinde hakimiyet kurmak istediler kısmi başarsalar da kesin bir sonuç alamadılar. Yani, yine başaramadılar… Geriye sadece ‘hedef ülkeler’ kalmıştı.
Hedef ülkeler arasında Irak, Suriye ve Türkiye vardı. Klasik tabirle böl-parçala yut!.. Irak’ı bölüp-parçaladılar ama yutamadılar! Suriye’yi bölüp-parçaladılar ama yutamadılar!.. Çünkü Türkiye sayesinde yutamamışlardı! Sıra Türkiye’ye geldiğinde maalesef ne bölebildiler, ne parçalayabildiler ne de yutabildiler.
100 yıl önce Osmanlı’yı böldüler, parçaladılar ama yutamadılar! Çünkü parçalanan Osmanlı’nın külleri arasında şehit kanları ile sulanmış bir avuç toprak parçası üzerinde yeni bir devlet zuhur etmişti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde destansı bir mücadele (Kurtuluş Savaşı) ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştu. Emperyalist küresel güçler bu durumu hazmedemediler ve yeniden kolları sıvadılar. Türkiye’nin bölünmesi, parçalanması ve yutulması için (100 yıl önce) düğmeye bastılar! Türkiye’yi bölmek, parçalamak ve yutmak için önce ahlaki ve kültürel, sonra siyasi ve ekonomik, daha sonra da etnik, dini ve ideolojik her türlü fitne/fesat, provokasyon, kışkırtma, dezenformasyon tohumlarını ektiler.
Zaman içinde bu tohumlar yeşerdi ve meyvelerini vermeye başladı. Türkiye ahlaki ve kültürel yönden yozlaşmaya başladı. Milli ve ulvi değerler ayaklar altına alındı. Devlet ve halk arasında büyük bir uçurum yaratıldı. Türkiye’de emperyalist küresel güçlerin uzantısı vesayetçi bir yönetim doğrultusunda her 10 yılda bir darbe, darbe teşebbüsü ve muhtıralar gerçekleşti.
1960 askeri darbesi ile bu ülke kendi Başbakanı (merhum Menderes, Zorlu ve Polatkan) idam etti! Sonrasında ülke, ideolojik (sağ/milliyetçi, sol/sosyalist/komünist, radikal İslamcı/şeriatçı kamplara bölündü. 1970-1980’li yıllar arasında sokaklar kan gölüne döndü. Kardeş kavgası… Kavgayı başlatan, yöneten ve sona erdiren el aynıydı! Ve 1980 askeri darbesi… Yine işkenceler ve idamlar… Terör örgütü PKK’yı hortlattılar… Paralelinde FETÖ tohumlarını ektiler… Durmadılar 17-25 Aralık 2013 Polis/Yargı ve 2016 FETÖ darbe teşebbüsü… Ama bu sefer başaramadılar… Sert kayaya çarpmışlardı. Çünkü bu millet uyanmıştı. Ve bu millete önderlik eden cesur bir iktidar vardı.
Türkiye son 20 yıl içinde BATININ 100 YILLIK BÜYÜK OYUNUNU BOZDU. Türkiye uyandı ve özüne, gerçek kimliğine, milli ve ulvi değerlerine döndü. Artık karşılarında o eski Türkiye yok!.. Siyasi, ekonomik, teknolojik, savunma sanayi, askeri ve istihbarı yapısıyla büyüyen ve gelişen bir Türkiye var. Bölgesinde SÜPER GÜÇ olduğunu bütün dünyaya gösteren cesur ve başı dik bir Türkiye var. Türkiye, uluslararası tarafsız ve dengeli dış politikası, arabulucu ve barışçıl girişimleri ile de tüm dünyanın kabul ettiği bir ülke konumuna yükseldi. Bundan sonra Türkiye’yi ne ABD, ne AB, ne NATO, ne de herhangi bir güç durduramaz!
Yine de Türkiye olarak çok dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü hainler, işbirlikçiler, gaflet ve dalalet içinde olanlar, dışardan ve içerden almış oldukları güç ve destekle beslenmeye devam ediyorlar. Dışarda ABD ve bazı AB ülkelerinin finans, silah ve mühimmat desteği ile Yunanistan, GKRY ve Suriye-Irak’ın Kuzey’indeki PKK/PYD/YPG/USD terör örgütleri Türkiye’ye saldırmak için aleni/açık bir şekilde hazırlık yapıyorlar. İçerdeki işbirlikçi ve hainler (FETÖ, PKK ve Yabancı İstihbarı Ajanlar) pusuya yatmış onların saldıracakları günü bekliyorlar. Çünkü 2023 yılında son kozlarını kullanacaklar!..
Türkiye’yi üç cepheden kuşatıp saldıracaklar. Yunanistan, GKRY ve Suriye/Irak’ın Kuzey’indeki (PKK/PYD/YPG/SDG) terör örgütlerini silahlandırmaları boşuna değil! İçerden de FETÖ kriptolarını, bazı siyasi mihrakları, uyuyan terör odaklarını hazırlamaları da boşuna değil! Asıl saldırının zeminini oluşturmak için toplumsal kaos yaratmak ve halkı kutuplaşmaya, ayrıştırmaya, kargaşaya sürüklemek için her türlü yalan, iftira, karalama, provokasyon ve dezenformasyondan çekinmiyorlar!
Türkiye üzerinde dışardan büyük oyunlar oynanırken emperyalist küresel dış güçlerin içerdeki siyasi, terör ve istihbarat uzantıları da boş durmuyorlar. Türkiye’yi karıştırmak, kaosa sokmak ve kriz çıkartmak için ellerinden ne gelirse yapıyorlar. Dünyadaki ekonomik krizin Türkiye yansımalarını sebep yapıp saldırıyorlar. Türkiye’ye sığınan milyonlarca sığınmacı göçmeni sebep yapıp saldırıyorlar. Türkiye’nin doğusunda (Suriye ve Irak’ın Kuzey’inde) kurmak istedikleri terör devletini bertaraf etmek için TSK ve MİT’in başarılı operasyon ve harekatlarını (Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı) bahane edip saldırıyorlar.
BATI, ABD liderliğinde/önderliğinde şu anda mevcut iktidarı devirmek ve Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ı bertaraf etmek için son kozlarını oynamaya başladı. BATI, aleni/açık bir şekilde iki-yüzlü tavır/tutum/davranışları ile Türkiye’yi Yunanistan, GKRY(Güney Kıbrıs Rum Yönetimi) ve PKK/PYD/YPG/SDG terör örgütleri kıskacında köşeye sıkıştırıp boğmak istiyor. BATI, Türkiye’ye yönelik siyasi, ekonomik, askeri vs. her türlü baskı, tehdit ve ambargolar ile Türkiye’yi yıldırtmak ve korkutmak istiyor. BATI, 2023 Seçimleri öncesi Türkiye’deki şu andaki mevcut iktidarı değiştirmek ve Cumhur İttifakı birlikteliğini dağıtmak istiyor.
Peki, başarabilecekler mi?! Elbet ki HAYIR… Yeter ki devlet ve millet ZİNDE ve UYANIK olsun… Yeter ki bu devlet ve bu millet GAFLET ve DALALET içinde olmasın… Yeter ki devlet ve bu millet MİLLİ İRADE inancını kaybetmesin…
YORUMLAR