Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
İzzet Sarı

Bozkurt’un gözyaşları

Yeşil ile Mavi’nin harman olduğu  adeta cennetten bir  yurt köşesi olan Bozkurt ilçemiz 11 Ağustos günü eşi benzeri görülmemiş bir sel felaketine maruz kaldı.

Doğal afetlerin önüne geçilemez,  lakin alınacak tedbirlerle  vereceği hasarlar azaltılabilir. Bu tüm doğal afetler için geçerlidir. Yangının nasıl çıktığı ve kimler tarafından çıkarıldığı tabiî ki önemli ancak  çıktıktan sonra devlet olarak hazırlık yapmışsak, en az hasarla bunu atlatabiliriz.

Ülkemiz deprem kuşağı üzerinde…  5-6 şiddetinde bir deprem olduğu zaman verdiği hasarı hesaplayamıyoruz bile. Japonya’da Türkiye’den çok daha fazla büyük şiddette depremler olmakta. Ancak Japon devletinin aldığı bozulamaz kurullarla birinci sınıf binalar yapılmakta ve 7/8 şiddetinde deprem dahi olsa can ve mal kaybını en az hasarla atlatmaktadırlar. Bunu bizde yapabiliriz öyl değimli? Yapamazmıyız?

Sel felaketleri de ülkemizin kaçınılmaz bir gerçeği. Bu afetlerden kaçamayız, lakin alacağımız önlemlerle bu afetlerin vereceği zararı en aza indirebiliriz.

Son zamanlarda ulusal medyada işin uzmanları dere yataklarına bina yapılmamasını tartışıyorlar. Benim şahsi fikrim yanlış bir tartışma ile halkımız üzerinde ters algı yapıyorlar. Oysa, dere kenarlarına yapılan binaların kalitesi teknik olarak diğer bölgelerden çok daha kaliteli ve afetlere dayanıklı binaların yapılmamış olması    tartışılması gerekmez mi?

İşin uzmanı diye görüş alınan kişiler, dere kenarlarına bina yapılmaz deyip çıkıyorlar için içinden. Japonya 1’nci sınıf deprem kuşağı üzerinde yer alıyor. Bu mantıkla bakarsak Japonya’ya hiç çok katlı binalar yapılmaması lazım. Oysa yapılıyor!  Ama nasıl yapılıyor 8/9  şiddetindeki depremlere dayanıklı binalar yapılıyor. Depremler olduğu zaman da , en az hasarla atlatıyorlar. Bizde nasıl yapılıyor malum!

Şimdi gelelim  bölgemizde 11 Ağustos’ta yaşanan sel felaketine.

Bartın, Kastamonu ve Sinop illerinde yaşanan sel felaketinde çok ciddi can ve mal kayıpları yaşandı. Özellikle Bozkurt ilçemizde bugüne kadar yaşanmamış bir afet meydana geldi.  80’nin üzerinde  ölü, 10’larca kayıp ve çok ciddi  maddi hasar meydana geldi.

İlk 2  gün yaşanan kargaşayı saymadığımızda,  eşi benzeri görülmemiş bir organizasyon ve dayanışma örneğine şahit olduk.

Devletin tüm kurumları  mükemmel sayılabilecek  bir koordinasyon ile Bozkurt ilçemizin yardımına koşarken, halkımızda gerçekten takdire yaşan bir dayanışma örneği sergileyerek afetzedelerimizin ihtiyacından fazlasını bir iki gün içinde ilçeye yığıverdi.

Bozkurt merkezli sel afeti nedeniyle Türkiye adeta bir oldu, birlik oldu yardıma koştu. Doğusu, Batısı, Kuzeyi, Güneyi hiç fark etmedi. Halkımız böylesine ekonomik krizin yaşandığı bu günlerde elinden gelenin fazlasını yaptı.

Devletimiz olayın vahametinin farkına varır varmaz tüm bakanlarıyla adeta Bozkurt ilçemize çıkartma yaptı.

Bugüne kadar geçmişte eşi ve benzeri görülmemiş bir organizasyon ile afetten zarar gören tüm ilçeler  birer  vilayete zimmetlendi. Her ilçeye bir  vali görevlendirildi. Bu valiler , kendi  vilayetlerindeki tüm kurumlarıyla birlikte  görevlendirildikleri afet bölgesine giderek kısa sürede çalışmalara başladılar.

Devletin tüm imkanlarıyla inşallah kısa sürede yaralar sarılacak. Afette hayatını kaybedenler belki geri getirilemeyecek ama en azından geride kalanların yaraları , acılıları hafifletilecek.

Dinimizde ne diyordu; “ Önce tedbir sonra tevekkül” Ama biz maalesef tevekkülü , tedbirden önceye alıyoruz. Bu doğru bir yaklaşım değil. Devlet olarak ,  tüm afetlere karşı tedbiri elden bırakmamalıyız. Tıpkı  deprem konusunda Japonya örneğini  verdiğim  gibi afete  karşı birinci sınıf kaliteli inşaatlar yapmalıyız. Yangın afetine karşı tüm teknolojiyi kullanacak ve bu teknolojiyi ülkenin her tarafına yayarak yangın bacayı sarmadan müdahale edebilme kabileyetini yakalamalıyız. Sel afetlerine karşı ise dere yataklarına inşaat yapılsın ya da yapılmasın hiç önemli değil. Yapılacaksa  fora kazık sistemi kullanılarak çok çok kaliteli binalar yaparak afetin  vereceği zararı en aza indirebiliriz.

Benim memleketimde yaşanan bu sel felaketinde devletimiz afet olduktan sonra! görevini fazlasıyla yapmaktadır. Ama afet olmadan önce hem vatandaş olarak hem de devlet olarak görevimizi maalesef yapmadık ve yapmıyoruz!

Sel afetinde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Allah bundan sonra ülkemize  bu tür afetler yaşatmasın.

Sağlıcakla kalın…

GÜNÜN SÖZÜ

“Akıl sonradan ah çekmek için değil, önceden düşünüp tedbir almak içindir.”

(Hz. Mevlana)

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER