Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Veysel Taner Uçar

Hayasızlık

İnsanoğlu yaratıldığı günden bu yana hep yaratıcısını tanımaya çalıştı. Allahü Zülcelal Hz. Adem (a.s) ile başlayan fiziki insanlık serüveninde her dönem gönderdiği peygamberler ile kendisini hatırlattı ve tanıttı. Evet fiziki insanlık serüveni dememizin nedeni malum. Çünkü ruh zaten Bezmi alemde yaratıcısını tanıyor ama yaratılışı gereği bir fiziğe yani bedene girince unutuyordu. İnsanoğlunun alemden aleme geçiş;bir tarafta ölüş diğer tarafta diriliş olarak nitelendirebileceğimiz bu serüveninde ruh en büyük eziyeti çeken taraf pek tabiki. Nedenmi; Allah’ı bilen alemi ne yapsın. Hayat bizim bildiğimiz bir felsefe yada yaşam tarzı olmaktan öte bişey ruh için.

Ruh kendisini tutsak olarak hissettiği bedende ona asıl hayat olanı yani yaratıcısını özler durur. Halbuki bu esnada aklı ile övünen insan ruhundan habersiz, yaratıcısını tanımaya çalışmakta. Neyse ki  alemlerin nuru son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v) efendimiz yüzüsuyuna Allah insanoğluna Kuran-ı Kerim mucizesini vahyedip kendisini 99 esma ile tanıttı da, inananlar tanımaya çalışma evresinden anlamaya çalışma dönemine evrildi. Elhamdürillah…

Hepimizin bildiği bu esmalardan biriside Ya Hayy…

Kelime olarak; yaşamak, canlı olmak anlamındaki hayy ; canlı, diri, yaşayan demektir, yani ölünün zıddıdır. Kelam ilminde de Allâh’ın sübutî sıfatları arasında geçen hayat da bu anlamı ifade eder. Ezelî hayat sahibi olan, ebedî hayatla her zaman diri olan O’dur. 

Peki ya haya nedir? Haya diri olmak,utanmak,daha bir tasavvufi ifadeyle Allah korkusundan günahtan kaçınmak demektir.  Edeptir haya.

Edeb ve haya insan hayatına anlam katan ve sosyolojik ve toplumsal düzenin de sağlandığı ahlaki hasletlerdir aslında. Bu duygulardan yoksun fert ve toplumlar ahlaki çöküntüden kurtulamaz. “Her dinin kendine has bir ahlakı vardır. Din bir terim olarak düzendir. Düzenler bütünüdür. İslam düzeni sever. İslam’ın ahlakı hayadır. Çünkü islam ölülerin değil dirilerin dinidir. Ölülerin dine ihtiyacı olmaz. Artık bir ahlaka ihyiyaçları ve zatende böyle bir duyguları yoktur. Yani Allah’ın Hayy ismi şerifinin yeryüzündeki tecellisi olan; islamda manevi olarak diri kalmak isteyen edep ve hayayı muhafaza etmelidir.

Hz. Adem babamız ve Hz. Havva annemizin ruhlarının manevi olarak ilk ölümüne sebep olan ve bu dünyada yeniden doğuşlarıyla sonuçlanmasına neden olan haya duygusu değilmiydi. Haya perdesinin hafif aralanması onları utandırmış ve bu dünyaya gelmelerine sebep olmuş ve bunun pişmanlığıyla bir ömür tö vbe etmemişler miydi?

Peki ya bugün?

Yazının bu bölümüne utanarak ve korkarak geçiyorum. Evet utanıyorum ve Hayy olan Allah’a sığınıyorum.

*Fuşiyatın ve sapkınlığın arttığı bu dönemde edep ve hayayı unuttuğumuz için.

*Asıl diri olan Allah’ın yanında sanki varmışız gibi böbürlenip, Allah’ın haya rahmetinin altına sığınan Cebrail(a.s) ı unutup vahyi ve peygamberleri yok sayarak akıl ile idrak edebileceğimizi sandığımız için.

*Yine aynı kibirle maddi ve sağlık varlığında unutup, yine diri kalabilmek adına maddi ve sağlık darlığında zikrettiğimiz Allah’a hesap sorarcasına “Neden ben” diyebilme hayasızlığını gösterebildiğimiz için.

*Özgürlük adına kadın erkek demeden bedeni, demokrasi adına akıllı deli demeden fikirleri ulu orta saçtığımız için.

*Sınırlarının dibinde çocuklar açlıktan ölürken binlerce liralık iftar sofralarında zikir çeken, islamı hobi ve modaya çeviren ve bu kitleyi görüpte islamı bu zannedip ulu orta islama konuşabilme edepsizliğinde bulunan sözde profesör yada kimliği ve cinsiyeti her neyse işte tüm bu kitleye adabımızı bozmayalım diye sustuğumuz için.

*İşçinin hakkını vermeyip nasihatle yollayabildiğimiz için.

*Avm de bir annenin o istediğimiz son moda spor ayakkabıyı almamız için sattığı yüzük parasını hiçe sayıp fütursuzca o ayakkabıyı alıp giyerek sosyal medyada nefsimizi ferahlattığımız için.

*Sadece zeytin ile iftar yapanları ve hatta onu bile yapamayanları saymıyorum bile.

….

Vel hasıl ar damarımız çatlamış,edep duvarları yıkılmış, haya yerini hayasızlığa bırakmış ve ölmek üzereyiz. Ruh eziyet çekmekte. Bu gidişata dur demeli ve ruhu özgürleştirmeli. Dedik ya “Allah’ı bilen alemi ne yapsın”. Ruh Allah’ı biliyor ama biz ona alem vermeye çalışıyoruz. O bunu istemiyor ve başına gelecekleri gayet iyi biliyor. Ama biz sözde akli deliller sunuyoruz.

Ya Hayy bize ölümsüzlüğün iksirini sunuyor.

Haya sahibi olun diyor.Çocuğumuza,eşimize,ailemize,hayvanlara,insanlara…Ve en önemlisi kendisine…

Peki nasılmı haya sahibi olunur? Bakınız, alimlerin ve peygamberlerin hayatlarına…

Selametle

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER