Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Haydi kalkıyor, binmeyen kalmasın…

İstanbul’da eskiden dolmuşların muavinleri vardı. Kulaklarımda onlardan yalnız “Aksıray, Aksırayyy” diye bağıranlarının sesi kalmış.

Şimdi uzaya gideceğiz… Fakat hemen heveslenmeyin. Önce seçilmiş bir kişi, sonra yarın birgün bakarsın “Türk Uzay Dolmuş Seferleri” (TUDS)

Hem uzay dediğin nedir ki, atmosfer dışına çık uzaydasın… 100-150 kilometrelik bir yol. Bizim dolmuşçular bir, bilemedin birbuçuk saatte gider. Tabi yolda ördek[1] almazlarsa…

O değil de, “Aksıraay, Aksırayyy” türünden bağırışlar da olsa keşke.. «İstanbul Uzayalimanı»nda,  muavinler bağrışıyor “Uzaya, uzaya, hadi bir kişilik yer kaldı…” düşünsenize ne harika olur.

Sonra muavin kapsüle giriyor, “ablacım ortaları üçleyelim. Beyler arkaya ilerleyelim, bak orda abinin yanı, hah orası hadi abim, size hayırlı yolculuklar…” diyor ve aşağı inip geri sayıma başlıyor…

Kaptan ise sinirle camdan kafayı çıkarıp muavini azarlıyor: “La oğlum bırak saymayı, kaptırmayalım ördekleri hadi kapa kapa…”

* * *

Muhterem okurlarım şimdi yadırgadınız biliyorum. “Yahu bu da cozuttu, ciddî şeyler yazıyordu onu da mı bozdular?” diyenleriniz oluyordur…

Benim de ironi (matrak geçme) modunda bir iki kelâm etmeye hakkım yok sanki… Bu kadarını bize çok gördünüz ya teessüf ederim.

Neyse şaka bir yana, vallahi şu sözümde çok ciddiyim: Erdoğan’ın zekâsı beni bir kez daha hayran bıraktı.

Ülke bir sürü sıkıntılar içinde. Parti desen kurulduğundan buyana belki en sıkıntılı zamanını yaşıyor. Muhâlefet bir halt yaptığından değil, pandemi nedeniyle ekonomik sıkıntılar zirvede. Üstüne bir de ABD’si bir yandan AB’si öte yandan saldırıların ardı arkası kesilmiyor.

Malûmâlileri bunların (geçen gün Çandar’ın eski bir yazısı ile bahsettiğim gibi) tek dertleri öncelikle Erdoğan’ın gitmesi. İçeride vaziyet farklı mı? Muhâlefet de Erdoğan gitsin, ko ülke batsın havasında…

Erdoğan zekâsı bunlarla matrak geçiyor adeta. Yeni Anayasa yapalım” dedi, gümbürtüsü bitmeden, “uzaya gidelim” dedi. Hattâ yetmedi “Amerikalılar Astronot, Ruslar Kozmonot diyor, ben öyle isimler istemem, Türkçe bir isim bulun” dedi.

Milletçe isim aramaya başladık. Türkonot’tan tutun sayın Devlet Bahçeli’nin Cakabey’ine kadar milyonlarca isim teklifi zuhur etti bile…

Geçen gün tarihçi dostumuz Teyfur bey de katıldı bu kervana. O gayet ciddî ama. Sakin bir şekilde “NECMİ” diyiverdi.

Necm Arapça yıldız demek. Bu isimde Kur’ân’da bir Sûre de var. Necmi ise bu kelimeden türetilmiş, yıldız yahut yıldızlarla ilgili anlamında.

E sonuçta uzaya gidenler de yıldızlara doğru gitmiyorlar mı? İlâhî Teyfur bey, sen çok yaşa emi… Hayır yanlış anlaşılmasın çok çok beğendim teklifini.

Fakat benim de bir teklifim var. Diyorum ki, CB sayın Erdoğan’ın muhalefet gündemini allak bullak eden Yeni Anayasa ve Astronot meselesini birlikte (cem ederek) ele alalım.

Yeni Anayasa’nın (eskisindeki) ilk dört maddesi kaldırılacak ya, oraya tek madde halinde 1. Madde olarak şu metin konulsun:

“Türkiyeliler uzaya gidecek, ay-yıldızlı bayrağımızı önce Ay’da sonra Merkür, Venus, Mars ve diğer gezegenlerde dalgalandırıp üsler kuracak. Türkiye’de yaşamak istemeyenler devlet eliyle (ücretsiz olarak) bu gezegenlere götürülecek…”

MADDE EKİ: «İşbu madde değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez.» Hadi iyi uçuşlar… 11 Şubat 2021

 

 

—————————————-
[1] Ördek şehirlerarası ve dolmuşçulukta otogar yahut durak harici yol kenarında bekleyenlere deniliyordu.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER