Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

İçimizdeki Ukrayna…

Batı Ukrayna meselesine kilitlendi. Bir haftadır Ukrayna gündemde… Türkiye geri kalır mı? Bizler bile (Müslümanlar) içimizdeki Ukrayna’yı unutup Batı’cı takıma teslim olduk.

Yàni gündemin sıcak savaşı Ukrayna krizi asıl gündemimizi unutturdu. Türkiye Müslümanları için önemli, hayatî bir asıl gündem vardır. O da dinimiz İslâm ve toplumumuzun bu konudaki halidir.

Hemen belirtelim ki asıl gündemi unutanlar yalnızca Müslümanlar. Kefere takımı her fırsatta, her türlü imkân ve kaabiliyetleri ile düşmanlığına devam ediyor!.

Bozuk adamları ve söylediklerini devamlı takip etmek mide bulantısına sebep olur. Bunu biz de tavsiye etmiyoruz ancak düşmanı bir şekilde takip edenler mutlaka olmalıdır.

Bu askerde kışla yemek yerken, istirahat ederken devriyelerin, kulelerde nöbetçilerin vazifeye devam etmesine benzer bir durumdur.

Yàni belirli bazı aqîl insànların, ziyâlıların tüm Müslümanlar adına kışla nöbetçileri gibi bu din düşmanlarına karşı teyakkuzda olması gerek.

Ukrayna savaşı, krizi en fazla ne olur? Diyelim ki iş döndü dolaştı Allah korusun bir «nükleer savaş» çıktı. Bu durumda dahi asıl gündemden sapmış isek en fazla zararı biz görür, en nádim insànlar bizler oluruz.

İç düşmanları bu denli çok olan bir ülkenin Ukrayna kadar olsun birlik ve beraberlik içinde harbî düşmanlarına karşı koyması muhaldir. Yàni imkansızdır, anında çuvallarız, vatan elden gider!.

Bakınız size birkaç misâl vereyim:

Bugünkü bir ceridede «İçimizdeki Ukrayna» figüranlarından biri, “3 Mart 1924’te din devletini yıktık, din devleti tarihin derinliklerine gönderildi” hezeyanlarını savurmakta. Cumhuriyet’in ilânı sonrası yapılan en büyük, en vahim hataları “en önemli kazançlar” olarak anlatıyor. Kılık kıyafetten tutun da bin yıllık öz Türkçe (Kur’ân harfli) yazımızın ilgasına kadar tüm yıkımlar (devrimler) bunlar için kazanç!..

Oysa M. Kemal paşa, o devrimleri yapmak yerine İslâm şuur ve tefekkürü yolunda çağın imkânlarını da kullanmak suretiyle yol alabilseydi Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugün belki ABD ve Rusya’ya kafa tutacak duruma gelmiş olurdu.

Halbuki bakın Ukrayna ile dizlerimiz titremeya başladı…

Muhalefet, 28 Şubat gününü tercih etti toplanmak, yerni kararlar almak için. Neden ille de 28 Şubat? Allah’ın günleri çuvala mı girdi? Buna dair çok güzel bir söz var, cuk oturuyor: Aba altından sopa göstermek!..

28 Şubat alenen ve resmen dinin yükselişine vurulmuş bir darbedir. Sağır sultan biliyor da bunlar bilmiyorlar mı? Din düşmanlığı sabıkalı CHP biri gizli 5 yandaş partiyi, onların da tasvibi ile (hasseten) 28 Şubat günü topladı, yuvarlak masaya.

Türkiye’nin bütün milli meselelerinde milletin değil, millet düşmanlarının politikalarına destek veren malûm tipler 28 Şubat’ı domuz gibi bildikleri halde tercih etti, bize o karanlık günlerle sopa gösterdiler: “Tayyip’i bırakın yoksa o günleri yine yaşarsınız” sopası bu.

Şunun şurasında ne kadar zaman geçti bunlardan sonra?

− S-400'lerin iade edin, kullanmayın!..
− Azerbaycan'a Karabağ'da destek verilmesinden rahatsızız...
− Libya'da ne işimiz var? Suriye'de ne işimiz var?
− PYG/YPG bize mi saldıracak?

PKK’lılara, FETÖ’cülere af vaadlerine kadar her türlü ihaneti de yapmadılar mı? TBMM’sindeki HDPKK’lılar bunlar sayesinde oturuyor mebus koltuklarında…

Biz boşuna söylemiyoruz, «asıl gündem» diye. Asıl dâvayı unutanların başı belâdan kurtulmaz, Allah kendisini unutanları afvetmez. Allah’ın nusreti kesilirse ne millet kalır ortada ne devlet ne vatan… 03.03.2022

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER