Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

İstiklâl Mahkemesi mi dediniz?

Yasaklı karanlık oda, yine fitne fücurla İslâm büyüklerine saldırıyor. Bu kez de İskilipli Âtıf Hoca’nın ismi verilen (Çorum’da) bir parkta Cumhuriyet kuruluş töreni yapılacağını haber alıp şimdiden yalanlarla dolu bir haberle provokasyona başlamış.

İskilipli Âtıf Hoca yakın tarihimizin gadre uğramış; nahak yere idam edilerek şehid edilmiş nur yüzlü mübarek bir siması olup gerçek bir Ehl-i Sünnet üleması idi. Merhum şehid hocamız hakiki bir vatan sevdalısıydı.

Merhum şehid İskilipli Âtıf Hoca, Şapka Devrimi’nden önce yayımlamış olduğu Frenk Mukallitliği ve Şapka risalesinde Müslümanları amel-iman bütünlüğüne davet ediyor, Müslüman olmayanların kılık kıyafet ve sair alışkanlıklarını taklide çalışmanın caiz olmadığını söylüyordu.

Merhum şehid İskilipli Âtıf Hoca, bir Müslüman ile Hristiyan’ın veya bir Yahudi’nin kılık kıyafetinden ayırt edilebileceğini, hattâ edilmesi gerektiğini savunuyordu. “Batı medeniyeti ancak insanın hayvanî (nefsanî, cismanî) cihetine hizmet ediyor” diyen hocamızın ne kadar haklı olduğunu bugün internet ve seyahat kolaylıkları sayesinde dünya küçüldüğü için çok daha iyi müşâhede ediyoruz.

Karanlık Oda, merhum şehid İskilipli Âtıf Hoca’yı (aslında bu vesile ile dinimiz İslâmı) kötüleme maksatlı «Vatana ihanetten idam edilmişti 29 Ekim’i kutlayacak başka yer mi kalmadı?» başlıklı bir sözde haberiyle hakkında yalanlar da sıralayarak, «İstiklâl Mahkemeleri»nin karakuşî idam kararına mesned yaptığı her şeyi hakikatmiş gibi anlatmış!

O karanlık odanın tüm karanlık simaları önce şunu bilsinler ki, İskilipli Âtıf Hoca sizin attığınız çamurlarla bu necip milletin nezdinde karalanacak biri değildir. Binlerce kova çamur atsanız bir zerrecik izi kalmaz üzerinde.

Behey nádân ve mel’ûn adamlar… Siz İstiklâl Mahkemeleri denilen adalet katilleri kadrolarının sözde yargılarından hakikatmiş gibi söz ediyorsunuz. Lâ’net olsun, bin kez lâ’net olsun öyle mahkemelere. Onlardan adalet değil, yalnızca zulüm sadır olur.

Aynen sizin yaptığınız gibi onlar da kararlarını yalanların gölgesinde, aldıkları gizli emirler doğrultusunda böyle nice vatan sevdalısı ve âlim millet evlâdını idam etmişlerdi. İskilipli Âtıf Hoca Kuvayi Milliye düşmanıymış, İstiklâl-İ Vatan Cihadı (Kurtuluş Savaşı) aleyhinde bir bildiriyi Yunan uçaklarıyla attırmışmış… Gerçek tarih bu keppaze yalanların tamamını, hem o lâ’net mahkemelerin hem de sizin gibi İslâm ve Müslüman düşmanı rezillerin yüzüne tükürüyor oysa:

İskilipli Âtıf Hoca, 19 Şubat 1919’da kurulan Müderrisîn Cemiyeti’nin ikinci başkanı iken; 24 Kasım 1919 Genel Kurul toplantısındaki karar gereğince cemiyet adını değiştirip Teâlî-i İslâm Cemiyeti oldu. Mustafa Sabri Efendi’nin şeyhülislam olması üzerine başkanlığa getirildi, Said Nursi ile birlikte çalıştılar.

İskilipli Âtıf Hoca’nın vatan hainliğine delil gösterilen bu cemiyet, ilk olarak İzmir’in Yunanlar tarafından işgalini protesto etmiştir. Bolşevizm’e ve işgal kuvvetlerine karşı beyannameler yayımlayan da yine hocanın reisliğini yaptığı bu cemiyetti. Hattâ, Teâlî-i İslâm Cemiyeti’nin Konya şubesi 1920 tarihli TBMM seçimlerine katılmak istemişlerdir. Mustafa Kemal Paşa da bunda bir mahzur görmemiştir.

Gelelim beyanname işine… İstanbul hükûmetinin baskıları sonucu meşihat makamınca hazırlanıp Teâlî-i İslâm Cemiyeti adına Millî Mücadele aleyhinde dağıtılan bir beyannâme olduğu söylentisi ya da dedikodusu cemiyeti töhmet altında bırakıyordu. Böyle bir beyannamenin hazırlandığını öğrenen Tâhirü’l-Mevlevî, İskilipli Mehmed Âtıf Hoca ve diğer bazı üyeler buna büyük bir tepki gösterdiler.

Yapılan müzakerede Mustafa Sabri Efendi’nin damadı Bergamalı Zeki Efendi cemiyetin beyannâmeyi kabul etmesini, aksi halde bunu cemiyetin vatana hıyaneti sayacaklarını söylediyse de Âtıf Hocanın yer aldığı beyannamenin aleyhindekilerin daha güçlü olduğunu görünce bugünkü bir siyasi partimizin yaptığı gibi tehditlere başladı.

Kabul edilmese de hükûmetin beyannâmeyi Anadolu’ya göndereceğini söylediler. Âtıf Hoca’nın oylamada reis olarak olumsuz oy vermesiyle beyannâme (usûlen) reddedildi.

Sonrasında bu vatan hainlerince mühürsüz ve imzasız da olsa Yunan uçaklarından Anadolu’ya attırıldı. Fakat İslâmî cihad azmimizi arttırmak dışında bir tesiri olmadı. Karanlık oda ve odaklara duyurulur. 28.10.2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER