KURBAN VE KUL HAKKI

Dürüst Merhum Ecevit Hükümetinin açtığı yönetici sınavında üstün başarımla gözde olmayı beklerken 28 Şubat sürecinde birçok kişi gibi madur edilmiş, genç yaşta emekli olmuştum. Ta 1981’de  yazdığım Vebal romanımda da dikkat çektiğim vatandaş özlemi milletin Adalet ve Kalkınma davası, parti adı olmuştu. Lideri de Tv.lerde açıkça şunu demişti: Başka partilerden farklıyız, ortak akılla halka dayalı siyaset yapacağız; söz de karar da milletin!

Gittim il başkanlığına, koltukları yeni taşınıyordu daha! Çıktım kurucu Musta Demir huzuruna. Halk hareketinize hizmete hazırım, işte kitaplarım, hiçbir talebim de olmaz(!) Aynını Ankara’da Arge başkanı Hilmi Güler’e ilettim. Yalansa inkâr etsinler. Lakin uzanıp alacaksın diyenler, hasbî insanların sırtında zar atageldi bugüne dek. Ne acı!

 2002’de yine haksızlıkla 7.sıraya atılan halk adamı Mehmet Kurt seçile diye uçarak gitmiştim Samsun’a. Binlerce öğrencim, velim, meslektaşım seferber olduk ve başardık! Şimdi nereye gitti o ruh? Sonraki seçimlerde önce 6’ya sonra 5’e düştü Samsun, şimdiyse daha düşebilir! Ordu listesine tepki dursun yapıcı olayım, ilim diye tıpkı 2015 a.adayıyken rakip değil ekibiz sloganı anlayışımla seslenecek oldum, bin ah işittim: 84 aday adayı arasında 4.kez başvuranlar vardı, kul hakkı yemek değildi de neydi bu? Has Partiye 6 bin oy alabilmiş ithal isim, liste başı edilince ne  olmuştu sonuç? Referandum şampiyonu Çaybaşı oyları, niye düşmüştü yerel seçimde? Kankanızken şimdi kara çaldığınız  % 26’lık oyu belli  İdris Bey’le ağabeylik ettiği Hamarat’ı karşı karşıya getirmek ortak akıl mı, içsabotaj mıydı? Belki büyük değerdir, bilemeyiz ama 2.sıra adayı madem 84 kişiye tercihinizdi önceden niye tanıtmadınız?          

7 bölgemizde 3’erden 21 kanaat önderi danışmanım var. Hepsinin dediklerini yazsam sayfalar tutar. İyi bildiğim yöremi aktardım. Görüşler benim değil. Halk algısına dayalı yazacağıma ta 2015’ten beri Samsun, Ünye, İkizce, Çaybaşı, Akkuş STK  mensuplarına söz verdim, elçiye zeval olmasın lütfen! Ancak üstümde kalmamalı, şunu da aktarayım: Ordulular Millî Eğitim Bakanını çok sevmiş. Sahada hep onun gibiler olsa 400 vekil alınır diyorlar, aynı herkesin saygı duyduğu Seyit Torun’muş! Kimsenin ulaşamadığı Kurtulmuş’un 10 yılda yapmadığını 1 haftada yapmış. Demek halk, hak edeni severken partisine bakmıyor. İnsanlara değerli olduğunu, hizmet fedakârlığını   fiilen hissetirebilen iletişim ağı gerek! Ama cumhurbaşkanının hep yaptığı gibi laf iltifatlarla olacak iş değil bu!

Şimdi millete soruyor: Liderinizi soğan patatese kurban etmezsiniz değil mi?  Vekili Kurtulmuş da laf diye şöyle yeriyor muhalefeti: Biz Togg diyoruz, onlar soğan! Halk da hem Tarlama ektim soğan, Bakmadı gitti Erdoğan diye sözlerini değiştirdiği türküyü söylüyor hem de soruyor: Hani garip grureba iktidarıydınız, ne zaman zengin yanlısı oldunuz? Nerede millet adamlığınız, niye  ben yaptım oldu siyasetine döndünüz? Aldatıldık mı yani?

21 yıllık süreçte aynı halk, iktidarın sevaplarını da yazdırmıştı bana. Merhum Erbakan halkla kavga olmaz derdi. Öyleyse bunlar yapıcı eleştiri kabul edilmeli ve iktidara talip olanlar, halk talepleriyle ilgili şu soruları cevaplamalı:

1.       Güvenlik, sağlık, eğitimi ticareti yapılamayan devletin aslî görevi yapacak bir sistem kurabilecek misiniz?

2.       Bilim insanları yönetimli ve siyasî sorumluğunu üstlenebileceğiniz ekonomik sistem kurabilecek misiniz?      

3.       Gayrisiyasî ve halk jürisinin suçlu-suçsuz/haklı-haksız ayrımı yaptığı bir yargı sistemi kurabilecek misiniz?

4.       Sürekli eğitime dayalı sistemleri hayata geçirecek Afet, Çevre ve Kent-Köy Bakanlığı kurabilcek misiniz? 

5.       81 ilden temsilcilerle ticarî hayatı olamayacak medya kuruluşları denetim kurulu kurabilecek misiniz?

6.       Bir CB.yardımcısını sadece STK’lar ve halkla sürekli iletişim görevinden sorumlu  tutabilecek misiniz?

7.       Sağlığı Koruma ve Tedavi olmak üzere iki ayrı bakanlıkla çevre-gıda-stresi kontrole alabilecek misiniz?  

8.        İşsizliği önleyen ve işe odaklı eğitimle herkesin çalıştırılacağı destek sistemi kurabilecek misiniz?

9.       Ticaret hayatını kayda bağlayıcı, alışverişleri banka ödemesiyle yaptıran sistemi getirebilecek misiniz?

10.    Semtlerde kurulan komisyon merkezleri kayıt sistemiyle havadan kazanmaya son verebilecek misiniz?

11.    Trafik ceza sistemi yerine ağır müeyyideli eğitim-sorumluluk karayolu taşıt sistemi getirebilecek misiniz?

12.    TBMM’yi semtlerde noter gözetimli halk oyuyla kurup yürütmeyi yasamaya bağımlı yapabilecek misiniz?

13.    İslamın da ilkeleri olan istişare-adalet-liyakate dayalı yönetiminize itaat sistemi kurabilecek misiniz? 

14.    Muhalefetle uzlaşarak TBMM’de terörden çok iyi koruyucu yeni güvenlik yasası çıkarabilecek misiniz?

15.    Daha iyi millî güvenlik için İç işleri ve Savunma Bakanlığı birimlerini tek yönetime bağlayabilecek misiniz?  

Halk güvenlikli, sağlıklı düzen, eğitim ve rehberlik istiyor. Nefret ve cezayla değil sevgi diliyle yönetilmek, çalışarak kalkınmak istiyor. Sevdiğine de kurban diye seslenir. Kendine faydalıyı asla kurban etmemiştir, etmez! Bilir ki kul hakkına Allah karışmaz. Kendine hizmet edenin de kul hakkını gözetir, gerekirse onun bedelini ödemek için kurban da olur. Liderini kurban eden değil, ona kurban olurum diyen halkın kul hakkını ödemek ne mümkün? Yüce İslama gerçekten inancı olanlar bu haktan korkar ve milletinin her ferdine eşit mesafede duramadığına yanar. Yanarken de bedelini halk, oyuyla sağken ödetsin diye dua eder ki emr-i hak sonrası yükü hafifleye! 21 yıldır iktidar ettiğini, bu seçimde değiştirirse halk, bundan sonra ateşten imal iktidar gömleğinin önemi, ihtimal fark edilir. Seçimin milletimize hayırlar getirmesine sebepler kıl Allah’ım!