Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Rektör değil sektör…

Üniversiteler diğer kamu idarelerinden farklı bir sektör oluşturur. Rektör işi de bildiğim kadarıyla şöyledir:

YÖK (Yüksek Öğretim Kurumu) üniversitenin vizyonu ve sektöre ilişkin performans kriterlerini dikkate alarak her üniversite için bir rektör atar.

Kimi üniversitelerde öğretim görevilelerinin yaptıkları seçimi bildirmeleri suretiyle de oluyor. Cumhurbaşkanı nihaî kararı (tasdik) verir.

Demek ki ODTÜ gibi Boğaziçi Üniversitesi de bazılarının kurtarılmış bölgesi yapılmış. Yapılmış ki bu güzide üniversitenin İngiliz yazar George Orwell’in tâbiriyle “Hayvanlar Çiftiği”ndeki derin adamları (domuzlar) tarafından öğrencilere eylem yaptırtılabiliyor.

Ne demektir ya, “Üniversitemizde Kayyum Rektör İstemiyoruz” Zaten bu nahoş basın açıklaması ve protesto (!) gösterisi polisle çatışmaya döndü ve öğrencilerin nasıl da haince kulanıldığını gösterdi. O kadar ki eylemlerin içinde öğrenciden ziyada okula sokulmuş teröristler olduğu ortaya çıktı…

Habertürk’te katıldığı programda açıklamalar yapan yeni rektör Prof. Melih Bulu, olaylarla ilgili bakın neler söylemiş:

YÖK tarafından çağrıya çıkıldığını söyleyen Bulu, “Benim durumumda 9 aday başvurdu. Daha sonra mülakata davet ediliyorsunuz. Size Boğaziçi Üniversitesi’nin özelliklerine uygun sorular soruluyor. En son Cumhurbaşkanı tarafından karar veriliyor. Benden önce de Boğaziçi dışından bir rektör atandı, İTÜ’den. Daha da önemlisi ben bir Boğaziçiliyim. Aynı zamanda ortak ders verdim hocalarla beraber…”

Demek ki neymiş? Bu işin içinde bir çapanoğlu varmış. Yàni rektöre itiraz işi duygusal değil biraz da vurgusalmış…

Bir kere bu muhterem Prof. Melih Bulu, rastgele bir Müslüman değil. O aynı zamanda TUSAŞ’da proje mühendisi olarak CASA, Atak Helikopter ve F-16 programlarında çalışmış biri. Yàni dostlar istemezükçüler için yaptığımız  “Hayvan Çiftliği’nin domuzları” teşbihimiz boşuna değil. Türkiye’nin yerli ve millî silahlarının olmasını istemeyen, bildiğiniz hain (domuzlar) bunlar…

(İkinci yazı) Müslümanlara karşı apartheid[1] rejim istiyorlar…

Müslümanlara karşi bu apartheid rejim Türkiye’de 1930’lardan beri hem rejim hem resmî ideoloji olarak var. Pekâlâ bunların yàni apartheidlerin istedikleri nelerdir?

Öncelikle çoğunluktaki Müslümanların ikinci sınıf vatandaş, sömürge yerlisi, parya olmasını isterler. Müslüman çocuklarının Kur’ân’a ve Sünnete uygun gerçek din eğitimi almasını istemezler.

İslâmı kökünden kazımak ister, başaramayınca dini tahrif etmek, Müslümanları parçalamak yolunu tercih ederler. Müslümanların, zorla da olsa,  hurafelerle dolu sapık, putçu ideolojilerini kabul etmesini isterler.

Halkın bin yıllık Kur’ân-İslâm yazısını öğrenmesini asla istemezler. Latin harfi kopukluğu bitsin diye okullara konulan mecburi Osmanlıca derslerine en şiddetli şekilde karşı çıkarlar.

Onlar kültürde, sanatta, yazıda, zihniyette kopukluk ve ârıza taraftarıdır, Müslüman çoğunluğun kendi (yerli ve millî) kanunlarını istemesine karşı çıkarlar. Değişmez ve hattâ “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” maddeler koyarlar Anayasa’ya.

Çağdaşlık ayaklarında çıplaklığı, içki içmeyi, kumarı, faizci, fuhuşu, zinayı medeniyet olarak görmemizi istiyor, kendilerini ve bozuk rejimin keppazeliklerini gösteren Prof. Ebubekir Sofuoğlu gibi Müslümanların başından aşağı kova kova gericilik çamuru döküyorlar.

Muhterem okurlarım, hâsıl-ı kelâm bunlar Türkiye düşmanlarına gönüllü uşaklık ediyor, Müslüman çoğunluğu ezmek istiyorlar. Agâh olalım.06.01.2021

[1] Kendinden görmemek, ırkçı, faşizan, ayırımcı, ötekileştirici olmak, bu konuda her türlü hainliği meşru görmek.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER