Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

«Siyasî Cinayetler»

Sayın Kılıçdaroğlu “siyasî cinayet (ihtimali) dedi, ortalık karıştı. İktidar böyle bir şey üfürse bu akla ziyan bir hamle olurdu. Zira anamuhalefet’in lideri de o liderden sonra lider olabilecek zatlar da koftiden… Eh, bir iktidar partisi için bundan alâsı Şam baklavası…

Birtakım gizli ve esrarlı güçler ülkemizi yeniden 1980 öncesi anarşi havasına sokmaya çalışıyor. Türk-Kürt, Sünnî-Alevî, sağcı-solcu, Lâik-Dinci, AKP’li – CHP’li kutuplaşmalarını körükleyecekler ve yeniden ortalığı birbirine katacaklar. Provokatörler, casuslar, ajanlar ile kışkırtacaklar.

Bazı planlar yapılıyormuş. Sansasyon meydana getirecek, gürültü bombası tesiri yapacak birtakım suikastlar tertiplenmesi, birtakım meşhur adamların öldürülmesi ihtimali varmış.

Son yüz yıllık tarihimiz bir sürü facia, kanlı hadise, cinayet, suikast ile doludur. Bunların neredeyse hiçbiri aydınlatılmamıştır. Ve haliyle her geçen gün biraz daha karanlığa bürünüyor, «faili meçhul hadiseler» olarak tarihin «unutulacaklar» klasöründe yerlerini alıyorlar!

1924’te Büyük Millet Meclisi’nde Hilafeti müdafaa ettikten sonra Topal Osman tarafından öldürülen Trabzon Mebusu Ali Şükrü bey hadisesi meselâ. Topal Osman kim ki, ya da kimin emriyle cinayet işlemiş?

Ali Şükrü Bey öldürüldükten sonra Topal Osman Köşk’te sıkıştırılmış ve vurulmuştur… Aydınlanması gereken yüzlerce binlerce böyle muğlak hadisemiz var.

«Siyasî Cinayetler» isimli bir kitap var piyasada. Bahriyeli müstâfî meslekdaşım, yàni asker kökenli Erol Mütercimler kaleme almış.

Erol Mütercimler lafa; “Komplo teorileri, Gizli cemiyetler, Spekülatif düşünceler her zaman ilgi çekici olmuştur. Dünya ve Osmanlı tarihi ile Türkiye Cumhuriyeti siyasî tarihi suikastlar, entrikalar, komplolar, sabotaj ve ihanetlerle doludur. Peki neden?” diye giriyor…

Lâkin, maatteessüf, okuru tatmin edecek şeyler anlatamıyor. Objektiflik, gerçek dürüstlük ve samimiyet bu tür kitaplarda daha barizdir. Hele işin içinde Kemalist duruş varsa yakın tarihin nice dosyasına yaklaşılmaz bile.

O yüzden bu türden bir kitap daha yazılsa ve güncel hadiselere de ışık tutsa ne iyi olurdu diye düşünüyorum. Hadiseleri ideolojisinin eleğinden geçirmeyecek, yàni ayıklamayacak mühim hadiselere ışık tutacak tam tekmil, kaliteli bir «Siyasî Cinayetler» kitabı…

Bence böyle hacimli bir kitap hálâ büyük bir ihtiyaç. Tuttuğunu koparan, cesur, iyi bir araştırmacı yazar çıkıp bu işi yapmış olsa, bol keseden sallanayan siyasilere de, “ağzı olan konuşuyor, köşesi olan yazıyor” türündeki yazar müsveddelerine de hayli yararlı olurdu.

Yirmi yıl oluyor. Üzeyir Garih cinayeti işlendi. İsrail Terör Devleti cinayeti araştırmak için özel polis ekibi bile yollamıştı. Yine bir musevi olan Jack Kamhi’ye suikast girişimi olmuştu 1993’te.

Aynı yıl CB Turgut Özal şüpheli bir şekilde öldü. Zehirlendiği söylendi. Ve usta gazeteci Uğur Mumcu tam da PKK hakkında önemli şeyler yazdığı sıralarda aracına bomba konularak evinin önünde öldürüldü.

Ve tabiî unutulmaması gereken bir mühim cinayet daha var. Her ne kadar «helikopter kazası» olarak kayıtlara geçtiyse de bu hadise de resmen bir suikast idi, dâva arkadaşımız Muhsin Yazıcıoğlu şehid edilmişti.

Siyasî cinayetlerin ille de ateşli silahlarla yapılması gerekmez. Kaza süsü verilebilir, veya bir kimyasal ilaçla kalp krizi geçitirilerek öldürülür, “sekte-i kalpten (kalp durması) öldü” denilir. Yerseniz. Yeriz.

Herifler (iyi korunmayan) Sabancı Center’e girip de Özdemir Sabancı’yı kolayca katletmemişler miydi?. Koskoca Adliye sarayı bile iyi korunmuyor. Sanıyorum altı (6) sene oldu. Şehid edilişini canlı yayında izlediğimiz genç savcı Mehmet Selim Kiraz’ı makamında rehin alıp şov yaptı, sonra da şehid etti bir terörist.

Nadide, kıymetli vatan evlâtlarıydı hepsi. Lâ’net güçler bizi bir birimize düşürüp arada can evlerimizden vurdular, körpe fidanları şehid ettiler ki, “sen yaptın, hayır sen yaptın” deyip iyice bir birimize girelim.

Oysa biz Müslümandık gûya. Allah bize, “Mü’minler ancak kardeşdirler. O halde iki kardeşinizin arasını (bulub) barışdırın. Allahdan korkun. Tá ki esirgenesiniz” buyuruyordu değil mi?

Yahu hayretler içindeyim, tamam kavga edenler cinayet işleyen sapıklar da olur ama bu kadarı bir Müslüman toplumda nasıl olur? Toptan kafayı mı sıyırdık? 14.10.2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER